Ayşe Yıldırım

Goebbels’in piyanosu Varank’ın çetelesi

17 Eylül 2015 Perşembe

"Gazeteciler bir piyanonun tuşları gibi olmalı, biz o tuşa bastığımızda istediğimiz sesi çıkarabilmeliyiz” dedi Hitler’in propaganda bakanı Goebbels ve harekete geçildi.Yıl 1933. Önce bir basın kanunu çıkarıldı ve gazeteciler “devlet görevlisi” haline getirildi. Ne yazıp ne yazmayacakları, hangi başlığı atacakları her sabah yapılan toplantılarla doğrudan Goebbels tarafından söyleniyordu.
Ama bu yeterli değildi. Uymayan gazeteler ve gazeteciler vardı. Onları sindirmek için para cezaları ve meslekten atma cezaları devreye sokuldu. Boyun eğmeyen gazeteciler ise çeşitli bahanelerle suçlanıp toplama kamplarına gönderildi.
Yetti mi? Hayır. Hitler ve Goebbels gazeteleri doğrudan içeriden kontrol etmek istiyordu. Onun için ele geçirme planları yapıldı. İlk hedef Almanya’nın en eski gazetesi Vossische Zeitung’du. 1704 yılında kurulan gazetede her siyasal görüşten yazar vardı. Sahibi Almanya’nın en büyük yayıncı ailesiydi. Genel yayın yönetmeninden yazarlarına kadar herkesi korkutup kaçırdılar. Öyle ki 230 yıllık gazete 1 Nisan 1934 yılında kapanmak zorunda kaldı.
En etkili gazete tasfiye edildikten sonra diğerlerini halletmek kolaydı. Bazıları “gönüllü” olarak kapanmak zorunda kaldı, bazıları ise düşük fiyatlarla Hitler’in adamları tarafından satın alındı.
Hiç yabancı gelmedi değil mi?

Sansürün bilançosu
Sansüre Karşı Dayanışma Ağı, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde “Savaşın kırk günlük basın bilançosu”nu yayımladı. Rapora göre, 24 Temmuz1 Eylül tarihleri arasında 103 internet sitesi sansüre uğrayıp kapatıldı, 20 gazeteci işten atıldı. 23 Twitter hesabına erişim engellendi, 10 gazeteci saldırıya uğradı, 3 gazeteci görev başında polis tarafından tehdit edildi. Aralarında gazeteciler ve kapatılan sitelerin hesabının bulunduğu 23 Twitter hesabına erişim engellendi. 21 gazeteci hakkında toplam 157.5 yıl talebiyle dava açıldı.
Son iki hafta içindeyse Hürriyet’e yönelik iki saldırı girişimi yaşandı, terör soruşturması açıldı. Nokta dergisi basıldı ve toplatıldı. Derginin yazıişleri müdürü gözaltına alındı. Üçü yabancı yedi gazeteci gözaltına alındı. Cumhuriyet’in internet sitesi engellenmeye çalışıldı. İnternet sitelerine neredeyse her gün getirilen içerik engellemeleri izlemek ise neredeyse imkânsız...

40 kanal karartıldı
Üç gün önce RTÜK, Özgür Gün TV’nin yayın yaptığı Digi Medya 1 ve 2 ile Güç Medya 1 ve 2 platformunda yayın yapan tüm kanalların yayınını durdurdu. Kapatmalara, “Platformların yayın haklarına uymadığı” gerekçe gösterildi. Böylece özellikle Güneydoğu’da birçoğu Kürtçe yayın yapan 40 kanal sessiz sedasız karartıldı.
 
Fişleme itirafı
Önceki gün kanalların HDP’li milletvekillerini çıkaramadığından yakındı Şirin Payzın. Ve anında saldırılar başladı. Onlara girmeyeceğim ama Erdoğan’ın danışmanı Mustafa Varank’ın kendilerini ele veren bir tweet’i düştü dün internete. “Şirin payzın diyor ki Türkiye’de basın özgürlüğü yok çünkü HDP’lileri ekrana çıkaramıyoruz. Bu liste çıkaramadığı hali” dedi Varank ve CNN’in hangi milletvekilini hangi tarihte çıkardığını gösteren bir liste yayımladı. Liste temmuz ayından sonra HDP’lilerin ekrana çıkışının nasıl bıçak gibi kesildiğini gösteriyor ama daha ilginç olanı Varank’ın elinde neden böyle bir listenin olduğu. Demek ki “medyayı fişleme” ekrana çıkan isimlerin çetelesinin tutmaya kadar varmış.
Buraya kadar yazdıklarıma bakıp da Türkiye’de yaşanılan süreci Hitler Almanyası’na benzettiğimi düşünmeyin. Çünkü hiç değilse Hitler bütün bu yaptıklarından sonra miting kürsülerinden, “Almanya’daki kadar özgür medya hiçbir ülkede yok” diye nutuk atmıyordu.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları