Yasaklar, zaafların örtüsüdür
Can Dündar
Son Köşe Yazıları

Yasaklar, zaafların örtüsüdür

19.10.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bunu öğrendik artık: Nerde bir yayın yasağı varsa, orda örtülecek bir zaaf vardır Kanıtımızı sunalım. Son 10 ayın yasak kararlarından birkaçını hatırlatalım:
Şike davası…
17-25 Aralık skandalı…
Silah taşıyan MİT TIR’ları…
Dışişleri’ndeki Suriye toplantısının ses kayıtları…
Uludere, Reyhanlı, Suruç katliamı…
Yayını yasaklanan bu olayların her birinin ardından, iktidarın ya bir zaafı ya bir yolsuzluğu ya da büyük bir skandalı çıktı.
Bir süre medyayı susturarak bilinmesini engellemeye çalıştılar. Ama sonunda hepsinin açığa çıkmasına engel olamadılar.

En büyük katliama en büyük örtü
Geçen hafta, bu seriye Ankara katliamı eklendi…
Daha ilk günden herkes iktidarın nasıl olup da Başkent’in göbeğinde, böyle büyük bir miting öncesinde, hiçbir önlem almadığını sorgulamaya ve yetkilileri hesap vermeye çağırdı.
Hükümet, sorumluların istifasını sunacağı yerde, onların istifasını isteyenleri susturmayı tercih etti. Gafletini deşifre edecek olanlara karşı önlem aldı.
Katliam, bugüne kadarkilerin en büyüğüydü.
O yüzden, en büyük örtüyü gerektiriyordu.
İktidar da, bugüne kadarki en geniş kapsamlı yayın yasağını getirdi.

Yasak yok hükmünde
Medyanın büyük bölümü, bu vahim güvenlik skandalını görmezden gelmeye hazırdı zaten; hemen uyum sağladılar ve bir hafta boyunca üç maymunu oynadılar.
Cumhuriyet, daha ilk saatten, kararın yok hükmünde olduğunu açıkladı.
Bazı yazarlarımız da peşinen bu yasağa uymayacağını ilan etti.
Ayrıca karara hukuki yollarla da itiraz ettik.
Artık sadece mesleki etik kuralları ve vicdanımızın sesine göre hareket edeceğimizi ilan ettik.
Okurlarımızdan büyük destek gören bu tavır, hemen meyvesini verdi; haberler peşpeşe yağmaya başladı.
Ve neyi ve niye yasaklamak istedikleri anlaşıldı.

Gizlemek istedikleri haberler manşette
Polis ve istihbarat, bombacıları dinlediği, bildiği halde takip etmemiş, hiçbir önlem almamış, geliyorum diyen bir katliama gözünü kapamıştı.
Pazartesi günü Alican Uludağ’ın imzasıyla, bir istihbaratçının itirafını manşet yaptık:
“Saldırının olduğu yerde en az 20 sivil polis vardı, kalabalığı izlemekle yetindiler.”
Salı günü Ankara Temsilcimiz Erdem Gül, katliamı IŞİD’in yaptığının belirlendiğini ama çeşitli kaygılarla açıklanmadığını haber verdi.
Çarşamba günü de yayın yasağı geldi.
Yeni birtakım verilerin ortaya çıkacağı belliydi:
Nitekim perşembe günü intihar bombacılarının isimlerinin Başbakan’ın listesinde olduğu çıktı ortaya…
Bombacılardan birinin babası, bütün yakarmalarına rağmen, gözaltındaki oğlunun serbest bırakıldığını açıkladı.
Erdem, Ankara’da iki aydır IŞİD operasyonu yapılmadığı haberini verdi.
Gizlenmek istenen gerçekler bunlardı.

Besle kargayı…
Aynı gün, Kemal Göktaş’ın “I ŞİD’le flörtün tarihçesi” yazı dizisine başladık; hükümetin ilk günden itibaren bu kanlı örgüte nasıl kol kanat gerip ikmal sağladığını hatırlattık.
“Besle kargayı…” başlığı her şeyi anlatıyordu aslında...
Cuma manşetimiz Fırat Kozok’tan geldi:
Haklarında yakalama kararı olan IŞİD militanları saldırıdan bir gün önce Kilis’te buluşup 3 saat katliam planı yapmıştı. Sonra da ellerini kollarını sallayarak Ankara yoluna çıkmışlardı.
Cumartesi yine Fırat, Adıyaman savcılığının soruşturma dosyasında yer alan dehşet verici tapeleri gönderdi.
İki bombacı kardeş, polisin telekulağının duyacağı şekilde, eylem yapıp cennetlik olma sohbeti yapıyordu.
Dün de eylemi gerçekleştiren Dokumacılar hücresi liderinin 2 yıldır polis tarafından dinlendiğini belgeledik.
İsimler, tarihler, planlar belliydi ve büyük bir gafletle -ya da siyasi niyetle- takibat yapılmamıştı.
Katili tanıyoruz” diye boşuna haykırmıyordu insanlar…

‘O yasağınız, vız gelir bize vız’
Tarih, yasakçıları da “o yasağınız, vız gelir bize vız” diyenleri de yazacaktır.
Cumhuriyet, bu karartma döneminde “Yasağı Tanımıyoruz” diyerek hem halktan yana gazeteciliğin bir örneğini verdi, hem de ürken meslektaşlarına cesaret verdi.
13 Ekim Salı günkü gazetemizde bütün kurbanların fotoğraflarını basıp “Onlara bir barış sözümüz var” diye yazdık.
Bu tarihi sayıdaki sözümüze sadık kalacak, bütün yasaklara rağmen her daim gerçeğin safında dururken, kalemimizi hep barıştan yana, barış uğruna kullanacağız.
Hepinize iyi haftalar!  

Yazarın Son Yazıları

Murat Sabuncu’ya açık mektup

Murat Sabuncu’ya açık mektup

Devamını Oku
11.11.2016
Nazi devrinin başlangıcı gibi

Nazi devrinin başlangıcı gibi

Devamını Oku
06.11.2016
Tükeniyoruz, hadi artık!

Tükeniyoruz, hadi artık!

Devamını Oku
05.11.2016
Allah’ın sopası yok ki...

Allah’ın sopası yok ki...

Devamını Oku
03.11.2016
Niye çıldırdılar?

Niye çıldırdılar?

Devamını Oku
01.11.2016
Doğum günün kutlu olsun Türkiye!

Doğum günün kutlu olsun Türkiye!

Devamını Oku
30.10.2016
3 kıtadan 3 kadın

3 kıtadan 3 kadın

Devamını Oku
24.10.2016
Ümidin düşmanları (22.10.2016)

Ümidin düşmanları

Devamını Oku
22.10.2016
Ümidin düşmanları (22.10.2016)

Ümidin düşmanları

Devamını Oku
22.10.2016
Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu

Trump’tan Erdoğan’a siyasette maçoluk sorunu

Devamını Oku
16.10.2016
O duvar, o duvarınız…

O duvar, o duvarınız…

Devamını Oku
09.10.2016
Oyunun kuralları değişiyor

Oyunun kuralları değişiyor

Devamını Oku
05.10.2016
Suskunluk sarmalı (25.09.2016)

Suskunluk sarmalı

Devamını Oku
25.09.2016
Suskunluk Sarmalı (24.09.2016)

Suskunluk Sarmalı

Devamını Oku
24.09.2016
Cesarete ödül, zulme şamar

Cesarete ödül, zulme şamar

Devamını Oku
24.09.2016
Tarık Akan’ı öldüren sancı

Tarık Akan’ı öldüren sancı

Devamını Oku
18.09.2016
Saray ve yeldeğirmeni

Saray ve yeldeğirmeni

Devamını Oku
17.09.2016
Büyük gözaltı (11.09.2016)

Büyük gözaltı

Devamını Oku
11.09.2016
Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor

Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor

Devamını Oku
07.09.2016
Mafya hukuku

Mafya hukuku

Devamını Oku
04.09.2016
Veda vakti

Veda vakti

Devamını Oku
15.08.2016
Yeni Kapı’nın ardı

Yeni Kapı’nın ardı

Devamını Oku
06.08.2016
Askerin boşluğuna kim yerleşecek?

Askerin boşluğuna kim yerleşecek?

Devamını Oku
03.08.2016
Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?

Avrupa liderleri neden bu işareti yapıyor?

Devamını Oku
31.07.2016
Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder

Düşmanına benzeyen savaşı kaybeder

Devamını Oku
29.07.2016
Tehdit sökmez, belgeyle gelin!

Uluslararası dayanışma büyüyecek

Devamını Oku
04.07.2016
Avrupa uçağı sallanıyor

Uçaktaki Avrupa

Devamını Oku
02.07.2016
Avrupa şokta (25.06.2016)

Avrupa şokta

Devamını Oku
25.06.2016
Gün dayanışma günü

Gün dayanışma günü

Devamını Oku
21.06.2016
Gençlerin sesi: Cumhuriyet

Gençlerin sesi: Cumhuriyet

Devamını Oku
20.06.2016
Söylenemeyeni söylemek

Söylenemeyeni söylemek

Devamını Oku
13.06.2016
Delikanlılık ve ciğer üzerine

Delikanlılık ve ciğer üzerine

Devamını Oku
06.06.2016
Cumhuriyet olmasa…

Cumhuriyet olmasa…

Devamını Oku
30.05.2016
Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...

Genelkurmay’dan ‘Şef’in gezilerine...

Devamını Oku
28.05.2016
Genç Cumhuriyet

Genç Cumhuriyet

Devamını Oku
23.05.2016
Yeniden yürüyüş vakti

Yeniden yürüyüş vakti

Devamını Oku
19.05.2016
Ülkeyi uğursuza hırsıza bırakmayız

İsveç Ulusal Basın Kulübü, ‘İfade Özgürlüğü Ödülü’nü bu yıl bana ve Erdem Gül’e vermeyi kararlaştırdı. Erdem’le bu gece Stockholm’de bu ödül töreninde olacağız. Bazıları ‘Ülkeden kaçtığımızı’ yazmış arkamızdan... Hiç sevinmesinler... Onlarla işimiz henüz bitmedi. Ülkeyi hırsıza, uğursuza bırakacak değiliz.

Devamını Oku
16.05.2016
Daha da güçlüyüz

Daha da güçlüyüz

Devamını Oku
09.05.2016
Yarın olsun!

Yarın olsun!

Devamını Oku
08.05.2016
Ben böyle gözü pek kadın görmedim

Ben böyle gözü pek kadın görmedim

Devamını Oku
07.05.2016