‘Lanetli gece’nin ardından

18 Temmuz 2016 Pazartesi

Geçmiş kâbusların geri gelmesi gibi, korkunç bir geceydi. Aklı hâlâ bu yollara yatanlara lanet olsun! Ama Türkiye genel olarak iyi bir sınav verdi, her kesimden insan bu rezalete karşı durmakta tereddüt etmedi. Neydi, kim planladı, nasıl bu noktaya geldi bilemem ama, ama umarım böylece askeri darbeler devri bu sefer gerçekten tarihin çöplüğüne atılmış olsun. Yine de bedeli ağır oldu, korkunç görüntülere tanık olduk, masum insanlar hayatını kaybetti. Yine umarım ardından sivil darbe gelmesin, bu lanetli olay demokrasi zemininin pekişmesine vesile olsun.
Tam da bu nedenle, bundan sonrası çok önemli. Bu lanetli tecrübeden alınması gereken ders; sahiden demokrasinin değerini kavramak, ne kadar farklı anlayışlara, fikirlere sahip olursak olalım, böylesi lanetli işlere karşı ortak karşı durma azmi olmalı. Doğrusu, ilk tepki, iktidarı destekleyenlerin, kendilerini temsil edenlere, seçilmişlerine sahip çıkmaları şeklinde tezahür etti, bundan sonra en doğrusu, hep birlikte ülkemize, demokrasiye, hakka, hukuka sahip çıkmak olacak. Ne yazık ki, iktidarı destekleyenlerden bazıları, bu lanetli olayı da insanları birbirine düşmanlaştırma zeminine oturtmaya çalışıyor, bu çok tehlikeli bir iştir, iktidar partisinin bu akılda olanlara karşı kararlı olması lazım. Yoksa, tarihte benzer durumlarda olduğu gibi, bu olayı bir intikam rejimine vesile yapmaya çalışanlar öne çıkar, işler daha da sarpa sarar, toplumsal barış daha fazla zarar alır. Bu acı tecrübeyi, ortak tavır alış üzerinden toplumsal barışa vesile yapmak da, tersi yola gitmek de mümkün, aman sakın kimse ikincisine tevessül etmesin, bu musibet hepimize en iyi nasihat olsun. Umalım, linççi kafa değil, salim kafa öne çıksın.
Son olarak, Diyanet İşleri’nin bu olaya karşı çıkmak için de olsa, camileri siyasetin merkezine yerleştirme tavrı, cihat çağrıları çok yadırganması gereken işlerdir. Darbe teşebbüsü, dindar bir iktidara, ama dine karşı değil, demokrasiye karşı bir girişimdi, işi din eksenine kaydırmak başımızı çok ağrıtır, en çok da bu işleri başlatanların başını ağrıtır, bu ülke bu yolla daha da yönetilemez hale gelir. Tarih, din üzerinde siyaset yapanların yine din üzerinden örgütlenen başkaları tarafından yönetemez hale gelecek şekilde sıkıştırılmasının örnekleri ile dolu. Aynı şekilde, halkı meydanlara dökmek itidali elden bırakmayacak bir üslup ve tavrın ötesine taşarsa, bugün halkı sokağa dökenler, karşı tepkilere zemin hazırlar, ortalık savaş yerine döner. Böylesi belalı dönemeçlerde, herkese en çok lazım olan, sağduyu ve sorumluluk duygusudur. Bu korkunç olaydan sonra, kafayı toplayıp yazabileceğim şeyler ancak bu kadar, beni mazur görün, derin analizler yapamayacağım.
Taziye: O korkunç gecede, eski bir ahbabım, Erol Olçok ve gencecik oğlu yaşamını yitirdi. Ne kadar farklı düşünürsek düşünelim, siyasi duruşumuz ne denli farklı olursa olsun, Erol’u hep mizah duygusu ve insancıl kişiliği ile hatırlayacağım. En son bir yıl önce karşılaşmıştık, bu karşılaşmaya siyasetin gölgesi düşmedi, eski günlerde olduğu gibi şakalaştık, ölüm haberi benim için şok oldu. Ona ve oğluna Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Aynı şekilde hayatını kaybeden gazeteci arkadaşımız Mustafa Canbaz’a ve hayatını kaybeden herkese Allah’tan rahmet diliyorum.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Yeni devlet’ 7 Ağustos 2017

Günün Köşe Yazıları