Şam’ı beklerken Gaziantep düştü

23 Ağustos 2016 Salı

Türkiye şu anda yeryüzünün en sorunlu ülkelerinden biri, hatta belki de birincisi, Suriye’deki savaşa gırtlağına kadar batmış, işbaşındaki iktidarın mezhep gözlüklü politikası yüzünden, mezhep gerginliklerini çatışmaya dönüşmesi olasılığı güçlü; yargısı çökmüş, ordusu felç olmuş, istihbaratı iflas etmiş durumda.
PKK’nin eylemleri ülkenin bir bölümünde iç savaş yaşanmasına neden oluyor. Etnik kökenli terör örgütü, terör eylemlerini ülkenin dört bir yanına taşıyabilecek kapasitede ve zaman zaman da taşıyor.
Yani ülke her an her köşesini sarabilecek, zaten halen de Güneydoğu’sunda sürmekte olan iç savaşın tehdidi altında.
Her türlü terör örgütünün dört bir köşesinde at oynattığı ülke, İslami terör örgütü IŞİD’ın bir numaralı hedefi olmuş durumda.
IŞİD her an Türkiye’nin her yanında korkunç terör eylemleri sahneliyor.
İşin garibi Batı’daki genel resmi kanı Türkiye’deki yönetimin terör örgütlerine yardım ve yataklık ettiği merkezinde, Washington’da, Brüksel’de, Berlin’de, Türkiye’yi teröre destek veren ülke olarak görüyor. Tayyip Bey’in uluslararası yalnızlığı buradan kaynaklanıyor.
Türkiye’yi terör ile işbirliği yapmakla suçlayanların ellerinde iddialarını destekleyecek kanıtlar var. Devletin istihbarat örgütünün himayesinde teröre silah gönderdiği aşikâr olmuş.

***

Teröre destek olmakla suçlanan Türkiye, terörün baş kurbanlarından biri. Dört bir yanında yurttaşları terör eylemleriyle öldürülüyor. 2014 yılında turizm geliri, 35 milyar dolara ulaşmış olan Türkiye’nin turizmi son iki yılda büyük darbe almış, çıkmaza doğru sürükleniyor. Terör kökleştikçe turizmin yok oluşa doğru yöneldiği görülüyor. Bütün bunlara ek olarak, yıllardır geliyorum diyen büyük Marmara depremine karşı hiçbir hazırlık yok. Depreme karşı, bir önlem olarak sunulan, kentsel dönüşüm (kentsel dönüşüm yazılır, rantsal dönüşüm olarak okunur) depreme yönelik bir önlem olmaktan çok uzakta, hatta ona ters uygulamaların da konusu olmakta.
Oysa bütün uzmanların “geliyor, aman dikkat!” diye feryat ettikleri büyük Marmara depremi, Mine Kırıkkanat’ın mutlaka okunması gereken, “Bir Gün Gece” adlı kitabında da belirttiği gibi, bölgenin ekonomik önemi dolayısıyla, ülkenin bağımsızlığını yitirmesine kadar varacak sonuçlara yol açabilir. Bu dudak uçuklatacak tehlikeler karşısında ülke iyi yönetilmiyor.
Batı’nın büyük güçleri, ısrarla ileri sürdükleri İslami teröre destek savlarını delillerle desteklerken kendi içinde ikiye bölünüp, birbirine düşmüş olan iktidar, IŞİD’e karşı yeterli önlemleri ya kasten almıyor, ya da korktuğundan alamıyor.
Gaziantep’te 54 yurttaşın ölümüyle sonuçlanan terör eylemi, olayları biraz olsun izleyen kimseyi şaşırtmıyor.
Gaziantep’in Suriyeli mültecilerin ve IŞİD’in merkezi olduğu ne zamandır söyleniyor, görülüyor.
Buna rağmen kimse Gaziantep’teki IŞİD yuvalanmasına karşı bir şey yapamıyor.
Ankara’daki iktidar gözünü dikmiş Suriye’ye, Şam düşecek diye beklerken, Gaziantep düşüyor, IŞİD’in eline geçiyor, üssü haline geliyor.

***

Türkiye terörün baş hedeflerinden biri haline gelmişken Türkiye’deki iktidar, teröre karşı mücadele etmiyor. Ya kasten etmiyor ya da korkudan, çaresizlikten edemiyor ama sonuç değişmiyor, ikisi de neticede aynı kapıya çıkıyor. IŞİD Türkiye’de iktidarın, devletin himayesinde serpildi, şimdi çaresizliği ile güçleniyor.
Türkiye her geçen gün daha koyu bir yalnızlığa, daha kahredici bir çaresizliğe gömülüyor.
Terörü önlemekte çaresiz kalanlar, lanetlemekte bülbül kesiliyor:
- Terör başarılı olamayacak!
İnsanın sorası geliyor:
- Daha ne kadar başarılı olsunlar ki? Baksanıza siz Şam düşecek diye beklerken Gaziantep düştü bile!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları