Ayşe Yıldırım

Ermenilere hadleri itinayla bildirilir!

19 Ocak 2017 Perşembe

Hrant Dink cinayeti sanığı Yasin Hayal, İstanbul Adliyesi’ne getirilirken bağırır:
Orhan Pamuk akıllı olsun akıllı.”
Hayal’in sözleri Pamuk’a yönelik “tehdit” kabul edilir ve inceleme başlatılır. Bu tehdit aslında Orhan Pamuk “Bu topraklarda bir milyon Ermeni öldürüldü” dediği içindir.
Aradan 10 yıl geçer.
TBMM’de anayasa değişikliği görüşülürken HDP Milletvekili Garo Paylan kürsüdedir. Paylan, “1913- 1923 yıllarında Ermeniler, Süryaniler, Rumlar ve Yahudiler kaybedildi. Büyük katliam ve soykırımlarla bu topraklardan ya sürüldüler ya mübadelelere uğradılar” der. Ve peşinden Meclis karışır. MHP, AKP hatta CHP milletvekilleri ayağa kalkar, tepki gösterir. Bağırış ve çağırışlar arasında Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın’ın “Hal ve hareketlerinize dikkat edin” sözleri duyulur. Aydın, Paylan’dan sözlerini geri almasını da ister.
Paylan, sözlerine devam eder:
“Bir zamanlar yüzde 40’tık, bugün binde 1’iz. Herhalde başımıza bir iş geldi ki... Ben adına soykırım diyorum, siz ne derseniz deyin. Adını hep beraber koyalım ve yolumuza devam edelim...”
Sataşmalar nedeniyle kullanamadığı süreyi doldurmak için 5 dakikalık ek süre ister Paylan. Bu kez Meclis Başkanı Aydın’dan, “Kusura bakmayın, yok öyle bir yağma” yanıtı gelir.
Oysa “soykırım” kelimesi daha önce defalarca Meclis kürsüsünde kullanılmıştır. Ama bu kez Paylan’a üç birleşim yasama faaliyetinden uzaklaştırma cezası verilir ve sözleri tutanaktan çıkarılır. O anları anlatırken “Linç ortamı vardı” der Paylan.
Hadi gelin on yıl arayla gerçekleşen bu iki olay arasındaki benzerlikleri bulalım.
Birincisi, iki olayın ortak konusu da iki Ermenidir.
2007’de öldürülen Hrant Dink, Türklüğe hakaretle yargılanmaktaydı. Onu öldüren ve öldürmeye azmettirenler bunu “milliyetçilik” adına yapmıştı.
Altı gün önce Meclis kürsüsünden konuşan milletvekili Garo Paylan da Ermeni. Başta Meclis Başkanvekili Aydın olmak üzere ona kızanların gerekçesi de “milliyetçilik”ti.
Gelelim ikinci benzer noktaya.
“Bu konuyu konuşalım” diyen Hrant Dink, bundan 10 yıl önce bugün öldürülmüştü. 13 Ocak 2017’de Meclis kürsüsündeki Garo Paylan da “konuşalım” diyordu. Ve neredeyse Meclis’te linç ediliyordu.
Hrant Dink cinayeti sanığı Yasin Hayal’in Orhan Pamuk’a söylediği “akıllı olsun” sözü ile Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın’ın Garo Paylan’a söylediği “Hal ve hareketlerinize dikkat edin” sözü de özünde aynıydı.
“Kallavi” bir uyarı cümlesidir çünkü “hal ve hareketlerine dikkat et”. Amir, müdür, ebeveynler ya da öğretmenler tarafından kullanılır çoğu zaman. Genellikle de dikkate alınır ve süt dökmüş kedi gibi olunur.
Çünkü bu söz “hafif tırsıtma amaçlıdır”. Eğer dinlemezsen bir şekilde cezalandırılırsın.
Yani ayağını denk almazsan başına gelecekleri sen düşün demektir.
İnanmazsanız uludağsözlük’e bir bakın derim ama eminim hepiniz hayatınızda en az bir kez bu sözlerle tehdit edilmişsinizdir.
Demek ki bu ülkede ifade özgürlüğü sadece Türk milliyetçiliği yapan Yasin Hayal ve Ahmet Aydın’lar için vardır. Hrant Dink ve Garo Paylan gibi Ermeniler içinse ifade özgürlüğü ya ölüm ya da linç girişimi demektir.
Parlamentodaki iktidar partisinden olan Ermeni milletvekili Markar Esayan’ın iki gün önceki “Çakma Hrantlara ihtiyaç yok...” başlıklı köşe yazısı belki de bilinçaltındaki bu durumun bir dışavurumuydu. Kim bilir?
Ama bildiğimiz bir şey var ki, bu ülkede “akıllı olmayan”, “hal ve hareketlerine dikkat etmeyen” Ermenilerin “had”leri mutlaka bildirilir!
Bize de ancak Yasin Hayal ile Ahmet Aydın arasındaki anlayış farkını bulmak kalır. Ne kadar varsa...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları