Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Azrail’e mektup
Sevgili Azrail,
Muhtemelen duymuşsundur, bu ülkede açık açık yapılan darbeler tarihe karışalı 30 yılı aştı.
Askeri tehditler epeydir denizin dibini boyladı.
Demokrasi uzun zamandır onu bir tramvay gibi gören ve ineceği durağı gözleyenlerin ikiyüzlü niyetine emanet.
Darbeler artık hukuk yoluyla sivil sivil yapılıyor; muhaliflerin ipi gizlice kaydedilen kasetlerle çekiliyor.
İktidardaki politikacıların mal güvenliği gibi can güvenliği de iyi korunuyor.
Buralarda artık kimsenin kimseyi eski usul devireceği, kimsenin kimseyi eski usul asacağı yok.
Yeni usul başka.
Artık minareler süngü, kubbeler miğfer; camiler kışla, müminler asker...
Yani seninkiler iktidarda.
Ölülerimizi gömen biziz; kürsülerde kefene sarılıp konuşan onlar.
Politik arenanın en önemli noktalarında duranlar ellerinde metrelerce beyaz bez, ona bir kendilerini doluyorlar; bir ülkeyi...
Sanki enselerinde senin nefesin, üzerlerinde gölgen var.
Bu arada kendi nefesleriyle başkalarının canını alıyor; kendi gölgeleriyle başkalarının hayatını karartıyorlar.
Sonra da, “Ha öldürüldük ha öldürüleceğiz” diye meydanlara çıkıyorlar.
Kimse dokunmadığı hatta dokunmayacağı halde, durduk yerde tıslayan vahşi ve şirret hayvanlar misali...
Oysa belli, seçimle geldikleri yerden nihayetinde seçimle gidecekler.
Bunu bildikleri için seçim öncesi iki koldan saldırıyorlar.
Paralelliklere tutuna tutuna tırmandıkları zirveyi bu kez başka bir paralelliğe tutunarak koruma taktiği uyguluyorlar.
Mağduriyet edebiyatında sınır tanımıyorlar.
Biri Mursi’yle aynı akıbete uğrama ihtimalinden giriyor; öbürü sana selam çakmaktan çıkıyor.
Bu arada haberin olsun, seni de fena harcıyorlar.
Kimi kurumsal, kimi ferdi...
Geçen ay görmüşsündür, gazetelerde kendisini Azrail olarak tanıtan bir dolandırıcı haberi vardı.
Senin kılığına giren bu sahte ölüm meleği, siyahlar giyip bir kapıyı çalmıştı.
Kapıyı açan kadına “Günahın çok, kefaretini öde. Ondan sonra canını alacağım. Az sonra binaya biri girecek. Parayı ona ver” demişti.
Sonra dolandırıcının ortağı binaya girmişti.
İkili oyundan habersiz kadın, “Bu adam Azrail olduğunu söylüyor” diyerek gelen kişiden yardım istemişti.
O kişi kendisini Azrail olarak tanıtan ortağını görmüyor gibi yaparak, onu Azrail’in sadece kendisine göründüğüne ikna etmişti.
Kadın az sonra canını alacağına inandığı Azrail’e kanıp korkmuş, varını yoğunu dolandırıcılara vermişti.
Ancak akşam olanları kocasına anlatınca dolandırıldığını anlamıştı.
Diyeceğim şu ki, şimdilerde bizim ülkede senin adını kullanıp insanları kandırmak moda.
Ferdi ya da kurumsal, adın dolandırıcıların ağzından düşmüyor.
Benden sana selam olsun; Azrail buralarda çok seviliyorsun.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Özel'den '1 Mayıs' açıklaması
- Tuncer Bakırhan'dan Saraçhane'de '1 Mayıs' mesajı
- Taksim'de 1 Mayıs ablukası
- Ekrem İmamoğlu'ndan 1 Mayıs mesajı...
- Bir süredir kendinizi kötü mü hissediyorsunuz? Depresyon
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
En Çok Okunan Haberler
- 'Asgari ücrete zam yapılmadığı takdirde...'
- Otopsi görüntüleri ortaya çıktı
- DİSK ve KESK Taksim'den vazgeçti
- İstanbul Valisi Gül'den 'gözdağı'
- Melih Gökçek'ten miras kaldı
- Kıdem tazminatı için yeni formül
- Eylemcilere polis müdahalesi!
- Erkan Baş'tan polise: 'Bağırma'
- Dünya'nın ikizi bulundu!
- Özgür Özel, polislere çağrı yaptı!