“Yenidoğan çetesi” davasının iki numaralı ismi Dr. İlker Gönen cezaevinde bileklerini keserek yaşamına son verdi.” 1 Şubat akşamı sosyal medyaya düşen bu haber sonrası çok sayıda yorum yapıldı. Olay intihar mıydı, cinayet mi? Daha önce hücresine urgan bırakıldığı doğru muydu? Neden avukatına ve ailesine doktorun ölümünden beş saat sonra haber verilmişti?
İYİ İNSAN KALMAK
Kamuoyu polisiye bir kurgu içine çekilerek olayın özünden uzaklaştırılmış, kimse “Bin bir emekle yetiştirilen bir hekimi bu noktaya getiren neydi” sorusunu sormamıştı. Oysa ne “yenidoğan çetesi” davası ne de suçu kamu vicdanında sabit olan İlker Gönen’in ölümü ayrı ayrı olaylardı.
Siyasi erkin desteklediği özel hastane zincirlerinde gözleri ranttan başka hiçbir şey görmeyen patronlar da bu kara düzenin parçasıydı. Tümü 1980’lerden bu yana ilmek ilmek işlenen “sağlıkta ticari dönüşüm projesi”nin sonuçlarıydı. Bu vahim olayların, Kartalkaya’daki otel yangınından, “fıtrat” olarak görülen iş cinayetlerinden ve 6 Şubat depreminden farkı yoktu. Hepsinin altında yatan neden, halkı değil sermaye sahiplerini, parayı ve kârı önemseyen acımasız düzendi. Ve Marx’ın, “kapitalist toplumda her türlü yola başvurularak kâr elde etmek hedeflenir. Böyle bir toplumda doymak bilmeyen bir canavar gizlenir” sözlerini doğrulayan nitelikteydi.
Bertolt Brecht, “Sezuan’ın İyi İnsanı” adlı oyununda, “Bu düzende iyi insan kalmak mümkün müdür” diye sorar. Çünkü kötü olan insan değil, insanı o hale getiren sistemdir ona göre. Bunu, Topal Nuri, Berber Reşit, Kabak Hafız gibi olumsuz roman kişilerinin tüm hilelerini; acımasız kapitalist düzenin ortaya çıkardığı ahlaki sorunlar olarak gören Orhan Kemal de söyler yapıtlarında.
VAHŞİ KAPİTALİZM
Her iki ölümsüz yazarın, kapitalizmin vahşi yaşam koşullarında, iyi olmanın zorluklarının yanı sıra kötülüğün ne kadar doğal bir hal aldığını ortaya koyan yapıtları, bu sistemi yaratanların hesap verme zorunluluğunu yüksek sesle sormamızı söylüyor.
Dr. İlker Gönen intihar etmiş olsa da yaşananlar topyekûn bir cinayettir. Ortak katil kapitalizm, kurban ise tüm insanlıktır. Ve kapitalizm şairin dediği gibi bir tahterevallidir. “İki ucu birbirine bağımlı/Yukarıdakiler durabiliyorlar orada/Sırf ötekiler durduğundan aşağıda.”
Evet, bütün düzen bir tahterevalli ve ölesiye korkuyor yukarıdaki bir avuç asalak, aşağıdaki çoğunluğun ayağa kalkmasından. Çünkü onlar da biliyor ki “Aşağıdakiler, aşağıda oturduğu sürece/ Kalabilirler orada/ Yukarıda olamazlar çünkü/Ötekiler yerlerini bırakıp çıksalar yukarı.”
YAPILACAK ŞEY
O halde, insanı insana düşman eden, aç yatırıp aç kaldıran, intihara sürükleyen ve bebeklerimizin dahi yaşamasını engelleyen bu kokuşmuş, çürümüş, köhnemiş sistemi yerle yeksan etmek için yapılacak tek şey var: Ayağa kalkmak!
PROF. DR. OKAN TOYGAR
İSTANBUL TABİP ODASI YK ÜYESİ