Eğitim politikamızın yönü - Prof. Dr. Esergül Balcı
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Eğitim politikamızın yönü - Prof. Dr. Esergül Balcı

09.05.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“İnsan aklın sınırlarını zorlamadıkça, hiçbir şeye ulaşamaz” A. Einstein Eğitim, bir toplumun geleceğini belirleyen en temel unsurdur. Bu da daha anne karnında iken başlar. Bireyin düşünme, sorgulama ve üretme becerilerini geliştiren çağdaş eğitim sistemleri, bilimsel bilgiye ve eleştirel akla dayalı bir gelecek inşa ederken; dogmatik, ezbere dayalı eğitim sistemleri, bireyi edilgen, sorgulamayan ve üretmeyen bir yapıya hapseder. Günümüz Türkiye’sinde din ağırlıklı eğitim politikalarının çağdaş eğitim yaklaşımlarından nasıl uzaklaştığını çarpıcı bir şekilde ve içimiz acıyarak görmekte, yaşamaktayız. Yani ülkemizde insan aklını zorlamak bir yana, var olanı bile kullanmaktan uzaklaştıran bir eğitim sistemi uygulamasına yönelinmesi söz konusu.

ELEŞTİREL DÜŞÜNCE MERKEZDE

Günümüzde eğitim, yalnızca bilgi aktarmakla kalmaz; öğrencinin eleştirel düşünme, problem çözme, yaratıcı düşünme ve bilimsel yöntemlerle dünyayı anlamlandırma becerilerini geliştirmeyi hedefler. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) STEM (Science, Technology, Engineering, Mathematics) odaklı eğitim politikaları, öğrencileri 21. yüzyılın teknolojik ve bilimsel dünyasına hazırlamak için tasarlanmıştır. Çin, ilkokul seviyesinde kodlama ve yapay zekâ eğitimi verirken Almanya, mesleki eğitim reformları ile sanayi 4.0 sürecine öncülük etmektedir. Kuzey Avrupa ülkeleri, özellikle Finlandiya, eleştirel düşünceyi eğitim sisteminin merkezine yerleştirerek, çocuklara daha küçük yaşlardan itibaren felsefi sorgulama becerisi kazandırmaktadır. Bu ülkelerin ortak noktası; eğitimi, bilim, teknoloji ve eleştirel düşünme ekseninde yapılandırmalarıdır. Böylece bireyler, sadece mevcut bilgiyi tüketen değil, aynı zamanda yeni bilgi üreten, teknolojik ve entelektüel anlamda katkı sağlayan yaratıcı kişiler durumuna gelmektedir.

BİLİM YERİNE DİN

Din ağırlıklı müfredatın yansımaları, Türkiye’deki öğretmen atama kontenjanlarında sistematik olarak gözler önüne seriliyor. Matematik, fizik, kimya ve biyoloji gibi temel bilimlerde öğretmen alımları sınırlıyken din kültürü öğretmenleri için ayrılan kontenjanın ezici üstünlüğü dikkat çekiyor. Bu durum, Türkiye’de eğitim politikasının yönünü, bilimden ziyade ideolojik-dini bir eksene çevirdiğini açıkça göstermektedir.

Özellikle “din kültürü ve ahlak bilgisi” derslerinin zorunlu olması, buna karşılık evrim teorisinin müfredattan çıkarılması, algoritma ve yapay zekâ gibi çağdaş konuların eksikliği, Türkiye’de bireyin eleştirel düşünme becerisinin gelişimini engelleyen ciddi yapısal sorunlara işaret etmektedir. Bu tür bir eğitim sistemi, bireyi sorgulamak yerine itaat etmeye yönlendirir ve bilimsel üretkenliği baskılar. Zaten hedef de biat eden bireyler yetiştirmektir. Bu yolda kaldırım taşları döşenmektedir.

Descartes “Düşünüyorum, öyleyse varım” ilkesi ile düşünmenin bir varoluş kanıtı olduğu fikrini merkeze almış ve eğitimin hedefinin de düşünmeyi teşvik etmek olması gerektiğini vurgulamıştır. Ancak Türkiye’deki mevcut sistem, öğrenciyi düşünmeye değil, ezbere ve sorgusuz kabule yönlendirmektedir. Okula aç giden Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisindeki birinci basamak ihtiyacını karşılayamayan öğrenciden, zaten yaratıcı düşünmeyi, aklın sınırlarını zorlamayı beklemek imkânsızdır.

Bu durum yalnızca bireysel gelişimi değil, ülkenin bilimsel ve teknolojik ilerlemesini de sekteye uğratmakta, çağından koparmaktadır. Oysa çağdaş toplumlar, bireyin eleştirel akıl yürütme kapasitesine yaptığı yatırımla ilerlemekte ve küresel rekabette avantaj kazanmaktadır.

ÇAĞDAŞ EĞİTİM REFORMU GEREKLİ

Türkiye’nin eğitim politikaları, din ağırlıklı müfredat yapısından uzaklaşıp; bilimsel düşünceyi, teknolojik gelişimi ve eleştirel düşünmeyi merkeze alan çağdaş bir eğitim reformuna yönelmelidir. Öğretmen atama politikalarında temel bilimler ve felsefe gibi alanlara daha fazla önem verilmesi, müfredatta evrim teorisi, algoritmik düşünme, karbon ayak izi bilinci gibi çağdaş konulara yer verilmesi, gerekliliğin ötesinde zorunluluktur. Aksi durumda, bireylerin düşünme kapasiteleri sınırlı kalacak, Türkiye bilim ve teknoloji yarışında geri planda kalmaya devam edecektir. Descartes’ın dediği gibi, var olmanın yolu düşünmekten, Einstein’in dediği gibi aklın sınırlarını zorlamaktan geçer; tüm bunların yolu ise bilimsel ve özgür bir eğitim sisteminden.

Eğitim politikalarımız düşünmeyi öğretme yönünde oluşturulabilirse, bu kısır çağdışı döngüden kurtulup çağdaş ülkelerin yaptığı gibi düne ve geçmişe değil, geleceğe bakabiliriz. Bu da ancak felsefe, mantık, biyoloji, sanat-spor eğitimi gibi pozitif bilimlere yönelerek olur. Din kültürü ve ahlak derslerine yönelmekten değil.

PROF. DR. ESERGÜL BALCI

EĞİTİM POLİTİKASI UZMANI

Yazarın Son Yazıları

Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025