İnsanca yaşamak ya da... - ÇETİN DÜZCE
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

İnsanca yaşamak ya da... - ÇETİN DÜZCE

06.01.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

24 Aralık 2024’te açıklanan 2025 yılı asgari ücretinin ardından, bu kez emeklilerin 2025 yılı birinci 6 aylık maaş zammı merakla bekleniyordu. TÜİK’in Aralık 2024 enflasyon oranını açıklaması ile SGK ve BAĞ-KUR emekli maaşı yüzde 15.75, memur emeklisinin maaşı yüzde 11.55 oranında zamlanmış oldu. Açıklanan 2025 yılı bütçesinde de zaten emeklinin esamesi yoktu... Yıllarca ülkeye önemli değerler kazandırmış, ülkenin gençlerini yetiştirmiş, üretmiş, en çok vergiyi ödemiş, yollarını yapmış dolayısıyla insan onuruna yakışır bir yaşamı fazlasıyla hak etmiş olan emekliler, “Emek en yüce değerdir” deyiminin çok uzağında kalmıştır.

İktidar emekliyi duymuyor, görmüyor; bu ülkede “emekli” demek artık sefalet ve yoksulluk demektir. Emekli “Açım, geçinemiyorum” derken iktidar ve yandaşları ise din, vatan, bayrak diyerek manipülasyon yapıp hedef saptırmaktadır.

Emekliler ev kirasını bile ödeyememekte, borç içinde yaşamakta, sağlık sorunlarıyla boğuşmakta, yaşlılıkta güvencesiz çalışmaya, açlığa, sefalete ve hatta ölüme mahkûm edilmektedir. Anayasasında sosyal devlet kavramı olan bir ülkede emeklileri insanca yaşatmak iktidarların temel görevidir.

KRİZİN FATURASI KİME?

Bir eli yağda bir eli balda olanların, iktidara yandaş olup üretmeden para ile para kazanıp sefa sürenlerin, saraylarda, sırça köşklerde şatafatlı bir yaşam sürenlerin saltanatları sürsün diye açlığa ve ölüme mahkûm edilen emeklinin sesine ses vermek insani, ahlaki ve hukuki bir görevdir. Bir avuç azınlığın doktor ayağına gelirken emekliler sağlık hakkından doğru dürüst yararlanamaz haldedirler.

Görülüyor ki egemenlerin çıkarı için gerçek enflasyon değerlerini yine halkımızdan gizlenmiştir. Enflasyon olduğundan daha düşük gösterilmiş; ülkedeki ekonomik krizinin faturası emeklilere ve yoksullara çıkarılmıştır. Oysa ekonomik krizin faturası, krizi yaratanlara yani çetelere, yandaş sermayeye, iktidarın koruyup kolladığı mafyalara, kamusal kaynakların hesapsızca, haksızca bol keseden akıtıldığı cemaat, tarikatlara ve yandaşlara ödetilmelidir. Krizi yaratanlar krizin faturasını ödemelidir. Yaşanan krizin sorumlusu emekliler değildir.

Çalışanların, emeklilerin, emekçilerin cebinden soyguncu eller çekilmeli, bu kesimlerin hak ettikleri insanca yaşam koşulları ivedilikle sağlanmalıdır. Olması gerektiği gibi, gerçek enflasyon değerleri dikkate alınarak altı ayda bir maaşlar güncellenmeli, alım gücü kaybı engellenmelidir.

ALIM GÜCÜ KORUNMALI

2020’de 1500 lira olan en düşük emekli aylığının alım gücü, 2024’de 37 bin 155 liraya denk gelmektedir. Yine 2021 yılında en düşük emekli aylığı, asgari ücretin yüzde 173’ü iken 2024’te ise asgari ücretin yüzde 73’üne düşmüştür. Emeklilere en büyük kötülüğü 22 yıllık bu iktidar yapmıştır. Bunun hesabı alanlarda ve sandıkta mutlaka sorulmalıdır.

Emekliyi susturmaya çalışmak nafiledir. Yurttaş hakkı olanı alacaktır. Diğer yandan emeklinin sendikal mücadelesi haktır, bu engellenemez. Örgütlü emekli sefalete teslim olmayacak, kendisini açlıkla terbiye etmeye çalışanlara izin vermeyecek, sonuna kadar direnecektir. Sınıfına yakışır bir şekilde insanca yaşam ve demokrasi mücadelesinde yalın ayak yürümeyi ve mücadelesini ülkede tam demokrasi inşa edilinceye ve insanca yaşam koşulları sağlanıncaya kadar sürdürecektir. Kısaca, “ya insanca yaşayacak ya da meydanları ısıtacak”tır. 3 Ocak’ta ülkenin dört bir tarafında alanlara çıkan Tüm Emeklilerin Sendikası üyeleri bunu bizlere göstermiştir.

Yurttaşlar aldatıcı enflasyon hesapları ile oynanan oyunun parçası olmamalı, kendisine uygun görülen ölüm sınırında yaşamı reddetmelidir. Bu sefalet ücretiyle geçinilemediği gün gibi ortadadır, iktidar sesini duymak istemese de örgütlü güçle gerçekleri duyurmak şarttır.

ÇETİN DÜZCE

İKTİSATÇI

Yazarın Son Yazıları

Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025