Seçim yarışı adil olmalı - Av. M. Ziya Yergök
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Seçim yarışı adil olmalı - Av. M. Ziya Yergök

27.02.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Her gün, öyle suni gündemlerle karşılaşıyoruz ki, ülkemizin ve halkımızın asıl gündemi olan hayat pahalılığı, açlık, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlik, eşitsizlik ve işsizlik gibi konular konuşulmaz hale geliyor. Verilerinin güvenilirliği tartışmalı bulunan ve iktidarın emrinde olan TÜİK bile kısa süre önce, ülkenin en önemli üç sorununu hayat pahalılığı, yoksulluk ve eğitim olarak açıkladı.

Anayasa’da “Bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak, laiklik ilkesi doğrultusunda görev yapacağı” belirtilmesine rağmen, laikliğin uzağında kalan ve iktidara yakın duran Diyanet kurumu da, “Bu yıl, Ramazan’da asgari ücretlilere ve emeklilere de fitre verilebileceğini” açıkladı. Derin yoksulluk tablosunun itirafı olan bu gerçekleri gündemden düşürmek için geçim değil, Anayasa değişikliği ve seçim konuşuluyor.

Seçimden söz edilecekse önce seçimin adaletini konuşmak gerekir.

SEÇİM GÜVENLİĞİ VE YSK

Seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü konusunda yetkili olan Yüksek Seçim Kurulu, bu görevini uzun yıllar büyük ölçüde başarı ile yürütmüş ve güvenilirliğine halel getirmemiştir. Ancak, önce 16 Nisan 2017’de YSK’daki AKP temsilcisinin başvurusu üzerine yasaya ve kendi genelgesine aykırı olarak, henüz oy kullanımı sürerken “mühürsüz oy pusulalarının geçerli olacağına” karar vermiş, referandum sonucunu etkilemiş ve güvenilirliğini de zedelemiştir.

2019’da YSK daha büyük bir yanlışa imza atarak, iktidarın “13 bin oyla seçim mi kazanılır, hiçbir şey olmadıysa da kesin bir şeyler oldu” gibi afaki söylemlerini ve itirazlarını ciddiye alarak ana muhalefet partisi CHP adayının kazandığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini haksız yere iptal etmiştir. Böylece, ikinci kez yara alarak, yansızlığına ağır bir gölge daha düşürmüştür. Bugün yaşadığımız, yargı üzerinden ana muhalefetin Cumhurbaşkanı adayını yarış dışı bırakma girişimi de kamu vicdanında kabul görmeyecek ve ters tepecek bir girişimdir. Bundan da hızla vazgeçilmeli ve yargıya müdahale edilmemelidir.

Ayrıca YSK, iktidar partisi genel başkanının aynı zamanda Cumhurbaşkanı olmasından yola çıkarak, seçim yasaklarından muaf tutulmasına karar vermiş ve bu yönde yapılan tüm itirazları reddetmiştir. Bu durum da seçim yarışının adil ve eşit koşullarda yapılmasına engel ayrı bir sorun olarak durmaktadır. YSK öncelikle, anayasanın özüne ve sözüne uygun olarak seçimlerin düzen içinde yönetimi ve dürüstlük içinde gerçekleşmesi için tam bir yansızlık içinde çalışmalı ve bunu sağlayacak tüm önlemleri almalı ve her daim hukuk içinde kalmalıdır.Bir hukuk devletinde, bu olmazsa olmazdır ve YSK’nın da başlıca anayasal görevidir.

ANAYASA SEÇİM SONRASINA KALMALI

Diğer taraftan, iktidar partisinin öncelediği konuların başında seçime gitmeden önce bir anayasa değişikliği kotarmak geliyor. Bunun başlıca nedeni de, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden önce bir kez sonrasında ise iki kez Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın yeniden aday olmasını sağlamak ve başarısızlığı kanıtlanmış ve halkın desteğinin kaybetmiş olan “Başkanlık sistemini” tahkim etmek olarak görünüyor.

Şimdilik iktidarın kimi küçük ortaklarınca dile getirilen ülke bütünlüğünü ve laik cumhuriyeti hedef alan, Anayasanın ilk 4 maddesi ile çelişen başka konular da gündemi işgal ediyor. Ancak burada doğru yöntem kanımca şudur: Anayasa değişikliği konusu seçimden sonraya ve yeni seçilecek Meclis’e bırakılmalıdır. Seçime katılacak tüm siyasi partiler, nasıl bir anayasa değişikliği istediklerini, Anayasa’nın hangi maddelerini nasıl değiştirmeyi düşündüklerini gerekçeleriyle birlikte ortaya koymalı, kamuoyuna sunmalı ve seçmenden de buna göre yetki istemelidirler.

İktidara ve başkanlık sistemine karşı seçmenlerin oylarıyla muhalefet partilerinden seçilen milletvekillerini transfer ederek, devşirme yöntemiyle elde edilecek yapay bir çoğunlukla Anayasa değişikliğine gitmek, millet iradesine aykırı bir yoldur ve bundan ülkeye de bir yarar gelmez. Mevcut anayasanın açık, kesin ve herkes için bağlayıcı hükümlerine uymayan bir iktidarın buna öncülük etmesi de ayrıca kaygı verici bir durumdur.

Türkiye’nin acil sorunu olan aş, iş ve geçim sorununu çözmede başarılı olamayan iktidarın, bugünkü anayasa gündemi ülkemiz için bir zaman kaybıdır. Parlamenter demokrasiye geçmek için, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesini sağlayarak yeniden bir demokrasi ve hukuk toplumu olmak için kapsamlı bir anayasa değişikliğine gereksinim vardır ve bu konu yeni seçilecek Meclis’in gündeminde mutlaka olacaktır. Bunun içindir ki, önümüzdeki seçimde demokrasiye inanan tüm kurumlar, başta siyasi partiler olmak üzere, sandıkta bir demokrasi ittifakında buluşmalı ve iktidar değişimini gerçekleştirmelidir. Türkiye ancak böyle normalleşir. Bu herkes için, insanları özgürleşmiş, toplumu sivilleşmiş, devleti demokratikleşmiş hızla gelişen, hakça bölüşen güçlü ve mutlu bir Türkiye için kaçınılmaz ve ertelenmez bir yurtseverlik görevidir.

AV. M. ZİYA YERGÖK

22.DÖNEM ADANA MİLLETVEKİLİ

ADANA BAROSU ÖNCEKİ BAŞKANI

Yazarın Son Yazıları

Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025