Toplumsal mücadele ve örgütlenme - Halil Sarıgöz
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Toplumsal mücadele ve örgütlenme - Halil Sarıgöz

18.02.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Geçtiğimiz günlerde bir sahafta kitapları karıştırırken yaşını almış, emekli ve biraz da aksi bir beyefendi ile karşılaştık. Sendikalar ile ilgili bazı kitaplardan bahsediyordu. Kendisiyle ilgilenen görevli, öyle bir kitap bulunmadığını ve daha önce de duymadığını söyleyince beyefendi biraz tepki gösterdi: “Sendika nedir bilmezsiniz. Hakkındaki kitaplardan bihabersiniz. Nereden nereye, örgütsüz bir toplum...” deyince tanışmak ve sohbet etmek istedim. Biraz konuşunca emekli bir öğretmen olduğunu, 1960’larda kurulup 12 Mart muhtırası ile kapatılan, Fakir Baykurt’un öncülüğündeki Türkiye Öğretmenler Sendikası'na (TÖS) üye olduğunu, emekli olana kadar da memleketin birçok yerinde eğitim sendikalarında görev yaptığını söyledi. Aklımda kalan en ilginç cümlesi ise şuydu: “Aklım erdiğinden bugüne sadece yarım saat örgütsüz kaldım, o da emekli olup emekli sendikasına gidip üye olduğum dakikalara kadar sürdü.”

Kuşkusuz ki örgütlülük, yani duyarlı yurttaşların bir araya gelmesi ve çoğalması, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarının başında yer almaktadır. 1961 Anayasası ile birlikte ülkemizde örgütlenme bilinci yükselmiş, kimileri için ciddi bir problem haline gelmişti. Cumhuriyet tarihimizde kara bir milat olan 12 Eylül darbesi ile bu durum kırıldı... Gerçekten, 12 Eylül’ün ardından bu topluma ne oldu? İnsanlar neden bu kadar sindi, neden bu kadar çekindi diye sormadan edemiyor insan. Evet, milyonlarca insanın fişlendiğini, yüz binlercesinin yargılandığını, idamları, vatandaşlıktan çıkarmaları, siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin kapatıldığını herkes biliyor.

TOPLUM BELLEĞİ BOŞALTILDI

Tüm bu yaşananların ardından insanları elbette yargılamıyorum. Ama üzülerek söylüyorum ki 12 Eylül sürecindeki erk sahiplerinin toplum belleğini boşaltma ve yurttaşları sindirme uğraşının yarattığı etki maalesef bugün hâlâ sürüyor. Sahaftaki beyefendinin söylediği gibi: Nereden nereye?

Ülkemizde örgütsüz bir toplum ile açıkça karşı karşıyayız. 12 Eylül’ün ardından gerek işçi gerek memur sendikalarının üye oranlarını günümüzle kıyasladığımızda bile bu yozlaşmayı görmekteyiz. İnsanlar sendikalara, sivil toplum örgütlerine ve siyasi partilere üye olmayı sadece boşa aidat ödemek olarak görmekte. Hatta gelecek kaygısı nedeniyle aileler, çocuklarını sendikalara veya partilere üye olmamaları konusunda uyarmakta.

Örgütlülüğü Avrupa ülkeleriyle kıyasladığımızda durum zaten apaçık gözler önüne seriliyor. Sendikalar üzerinden baktığımızda, İskandinav ülkelerinde yüzde 50-70 arasında bir oranla karşılaşırken Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde yüzde 30 seviyelerini görebiliyoruz. Ülkemizde ise 2023 verilerine göre çalışanların yalnızca yüzde 14’ü sendikalı...

HAK MÜCADELESİ

Sivil toplum örgütleri olan dernek ve vakıf gibi kuruluşlar açısından baktığımızda da Batı ülkelerinde STÖ’ler demokratik süreçlerin en önemli parçalarından biri olarak görülürken ülkemizde muhalif veya bağımsız bir STÖ’nün etkin olması dahi akıllardan geçmez...

Zaten hep söylenir ya: Aslında 12 Eylül’de sağsol çatışması bir paravandı, darbedeki asıl amaç bu topraklarda daha da filizlenen ve güçlenen örgütlü sınıfların önünü kapatmaktı. Bu söyleme katılıyorum. 12 Eylül karanlığı, bu topraklara vurulmuş en büyük darbedir. Yalnızca sendikalar, partiler veya sivil toplum örgütleri üzerinden konuşmuyorum elbette. Yurttaşlar her şeye rağmen, her alanda örgütlenmeli ve hakları söz konusu olduğunda kimseye boyun eğmemeli. Şairin dediği gibi, toplum için mücadele verenler bir avuç olup da parmak ile sayılmamalı.

Belediye başkanlarına atanan kayyumlarla başlayıp gözaltılar, iddianameler ve soruşturmaların kol gezdiği bu günlerde CHP’nin söylemi, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” oldu. İşte tam olarak bundan bahsediyorum: Kurtuluş için örgütlenmek ve çoğalmak önemli.

Sonuçta toplumsal örgütlenme, bireylerin haklarını savunabilmesi, toplum çıkarlarını koruyabilmesi ve demokratik işleyişin sürdürülebilmesi için en temel gerekliliktir. Örgütsüz bir toplum, hak mücadelelerini zayıflatır ve otoriter eğilimlerin güçlenmesine zemin hazırlar. Örgütsüz bireyler, sistem içinde yalnızca edilgen birer figürana dönüşür; oysa demokratik toplumlarda kimse bir figüran olmamalıdır.

HALİL SARIGÖZ

TARİHÇİ

Yazarın Son Yazıları

Yıl biterken... - Erol Ertuğrul

23 yıldır Türkiye hak etmediği acıları yaşıyor.

Devamını Oku
28.12.2025
Mustafa Kemal’in Ankara’ya gelişi: Kızılca Gün - Hüner Tuncer

Birinci Dünya Savaşı sonucunda Osmanlı topraklarını Avrupa devletleri arasında paylaştıran Mondros Ateşkes Antlaşması sonrasında, Mustafa Kemal’in öncelikli düşüncesi, “ulusal birlik” düşüncesiydi.

Devamını Oku
27.12.2025
Su kıtlığına doğru... - İsmail Özcan

Herkesin bildiği üzere yaşadığımız dünyanın insanlar ve tüm canlılar için olmazsa olmaz iki büyük nimetinden biri hava, diğeri sudur.

Devamını Oku
27.12.2025
Devlet geleneği, demokrasi ve vicdan - Halil Sarıgöz

Dün İsmet İnönü’yü aramızdan ayrılışının 52’nci yılında andık..

Devamını Oku
26.12.2025
‘Asgari’ sömürü - Aydın Öncel

Aralık ayının son günlerinde yaşanan “asgari ücret” tartışmalarında gelenek bu yıl da bozulmadı!

Devamını Oku
25.12.2025
İBB davasında yargılama süresi - Hikmet Sami Türk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki yolsuzluk iddianamesiyle İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12.12.2025’te başlayan ve ilk duruşmasının 9 Mart 2026 günü yapılmasına karar verilen davada hedeflenen yargılama süresi, mahkeme tarafından en çok 12 yıl 6 ay olarak belirlendi.

Devamını Oku
24.12.2025
Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025