Türk solunda yeni bir şey yok! - Mustafa Kemal Kaya
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Türk solunda yeni bir şey yok! - Mustafa Kemal Kaya

01.01.2025 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Mart 2024 tarihindeki enflasyon oranlarına bakıldığında Türkiye, TÜİK verilerine göre yüzde 69 enflasyon oranı ile dünyada 4. sırada yer alıyordu. Türkiye, bu enflasyon oranıyla, savaşın sürdüğü Filistin ve Ukrayna’yı ve 2019’dan bu yana büyük ekonomik krizlerle boğuşan Venezüella’yı geride bırakmıştır. 

Konut kirasının ortalama 20 bin TL’yi geçtiği, yeni asgari ücretin ise 22 bin 104 TL olarak belirlendiği ülkemizde, 31 Mart 2024’de yerel seçimler yapılmış ve CHP 1977’den sonra ilk kez birinci parti konumuna gelmiştir.

Kendini sosyalist çizgide tanımlayan TİP, TKP, SOL Parti, EMEP, TKH ve HKP’nin toplam oy oranı ise yüzde 0.44 olup toplam beş belediye kazanabilmişlerdir. Yoksulluğun bu denli yüksek olduğu ülkemizde sosyalist partiler, halk nazarında bir alternatif olmayı bırakın adeta tabela partilerine dönüşmüştür.

Türkiye İşçi Partisi yerel seçimlere 10 büyükşehir, 7 il belediyesi, 135 ilçe ve 11 beldede seçime katılmış ve yüzde 0.15 oy oranına ulaşmıştır. Hatay’ın Samandağ ilçesinde seçimi birinci olarak göğüsleyen TİP, Nevşehir Hacıbektaş ilçesinde ise destek verdiği bağımsız aday Ali Kaim’in kazanmasıyla birlikte, iki belediye kazandığı açıklanmıştır. Erkan Baş liderliğindeki TİP, Mehmet Ali Aybar yönetimindeki TİP’ten sonra ilk defa TBMM’ye vekil göndermeyi başaran ilk sosyalist parti olmuştur. Dört vekille TBMM’ye giren TİP ne yazık ki şu ana kadar istenilen etkiyi yaratamamıştır. 

2025 yılı asgari ücret görüşmelerinden çıkan rakam emekçinin beklentisinin altındadır. Peki TİP bu durumda neden kitlesiyle beraber işçileri örgütleyerek asgari ücret için büyük mitingler düzenlemiyor? Yaklaşık 1.5 yıldır Meclist’e olan dört TİP vekili, herhangi bir grev örgütleyebildi mi? Ankara’nın görece refah ilçesi Çankaya’dan aday olan İrfan Değirmenci, seçimi kazanmaları halinde vegan festivali düzenleyeceğini açıklamıştı. Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) 2020 verilerine göre iki günde bir “etli yemek, tavuk veya balık yemeye gücü yetmeyenler” listesinde Türkiye yüzde 37.3 ile Avrupa şampiyonu olmuştur. Türk halkı et ve tavuk fiyatları nedeniyle zorunlu olarak vegan olurken Değirmenci’nin bu açıklaması ne kadar doğrudur, düşünmek lazım.

Var olan sosyalist çizgideki en köklü partilerden olan Türkiye Komünist Partisi ise yüzde 0,11 oy oranına ulaşmış ve herhangi bir belediye kazanamamıştır. 2019’da TKP tarafından kazanılan Tunceli ise 2024 yılında kaybedilmiştir. 2014-2019 arası Ovacık’ta, 2019-2024 arasında ise Tunceli’de belediye başkanlığı yapan Fatih Maçoğlu namı diğer “komünist başkan”, bu seçimde SMF desteğiyle TKP tarafından Kadıköy’de aday gösterilmiş fakat AKP’nin bile gerisinde kalarak yüzde 10.02 oy oranıyla üçüncü olmuştur. Kadıköy gibi merkez sol seçmenin güçlü olduğu yerde bile TKP’nin seçimde iddialı olamaması TKP yönetimi tarafından üzerinde durulması gereken bir konudur. 31 Mart yerel seçimlerinin hemen ardından 1 Nisan günü TKP tarafından yapılan seçim değerlendirilmesinde CHP’nin zaferi için “yalancı bahar” ifadesi kullanılmıştır. CHP son çeyrek asırda yaptığı hatalarla, laikliği yeterince savunmaması, kurucu çizgisinden uzaklaşması açısından eleştirilmelidir fakat Sol Parti’nin bile iki belediye kazandığı bir seçimde TKP’nin belediye kazanamaması ve yüzde 0.11 oy oranı ile seçimde varlık gösterememesi hangi bahardır? 

TÜRK DEVRİMİ VE SOL

TKP’nin “Göçmen Sorunu Emek Sorunudur” paylaşımında “Türkiye Komünist Partisi, göçmen işçileri sınıf mücadelesinin asli bir unsuru olarak görmekte” ifadesi kullanılmıştır. Avrupa Birliği’ne karşı olan TKP, nedense ülkemizde kalmaları için AB tarafından milyarlarca Avro kaynak aktarılan göçmenlerle sınıf mücadelesini büyütebileceğini düşünüyor. Burada Türkiye’deki Troçkist çizgisinin temsilcilerinden olan İşçi Demokrasisi Partisi’ne (İDP) ayrı bir parantez açalım: Esad rejiminin çöküşünü “Yaşasın Suriye devrimi” sloganıyla büyük bir coşkuyla kutlayan İDP, HTŞ ile devrim yapılamayacağını acaba ne zaman farkedecektir?

Türkiye’de yaşanan bunca ekonomik krize rağmen hâlâ sol partiler bir alternatif olamıyor ve sağ partiler hâlâ güçleniyorsa bir yerlerde yanlış yapılıyor. Türkiye’deki birçok sol/sosyalist parti halen Kemalist diktatörlük(!) heyulası görüp onu yıkmaya çalışırken ülke korkunç bir karanlığa doğru sürüklenmektedir. Türkiye’de ayağı bu topraklara basan, 20. yüzyılın en büyük devrimlerinden biri olan Türk Devrimi’ni öcüleştirmeyip, onu daha ileri götürme iradesi taşıyan bir sol siyaset ekmek, su kadar gereklidir. Eğer erken seçim olmazsa bir sonraki seçimlere kadar önümüzde yaklaşık 3 buçuk yıl var. Antiemperyalist, kamucu, laik, çağdaş, hukukun üstünlüğünü savunan sol partilerin program yapıp halka gitmesi, belki de büyük bir ittifak oluşturabilmesi için bir yeterli bir zaman.

MUSTAFA KEMAL KAYA
TARİHÇİ, ARAŞTIRMACI

Yazarın Son Yazıları

Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025