Bugün Dünya Madenciler Günü: Kâr hırsı öldürüyor
4 Aralık Dünya Madenciler Günü'nde ülkemizde başta Soma Faciası olmak üzere ölümlü kazaların acısı hâlâ tazeliğini koruyor. Öte yandan iş cinayetlerinde dünya sıralamasının en üstlerinde bulunan Türkiye'de, madenlerde yüksek kâr hırsıyla çalışmanın iş güvenliğini ortadan kaldırdığı vurgulanıyor.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi Meclisi (İSİG), 4 Aralık Dünya Madenciler Günü nedeniyle bir açıklama yayımladı. İSİG açıklamasında, sermayenin ve neo-liberal uygulamaların maden işçilerini ölüme terk ettiği belirtilirken, madenlerde işçi katliamlarının arttığı vurgulandı.
İSİG açıklamasına göre, 2001'den bu yana madenlerde en az 1890 maden işçisi yaşamını yitirdi. "Taşeronlaştırma, göçmen ve kaçak işçilik" gibi güvencesiz çalıştırma biçimlerine vurgu yapılan açıklamada, "Soma, Karadon, Küre, Mustafakemalpaşa, Ermenek, Gediz, Dursunbey, Şirvan, Çöllolar, Aşkale ve Kozlu katliamları yakın geçmişimizde yaşadığımız toplu iş cinayetleridir. Bu tablodan da anlaşılacağı gibi 12 Eylül’le başlayan neo-liberal politikalar, devamı olan AKP iktidarı döneminde derinleştirilmiştir" denildi.
Devletin işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında son derece duyarsız kaldığı ve maden işçilerinin ölüm istatistiklerinin bile çelişkili ve yetersiz olduğunun altı çizildi.
SOMA'NIN ACISI HÂLÂ TAZE
CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş da Dünya Madenciler Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, maden emekçilerinin yaşam hakkının korunduğu, madenlerde iş güvencesinin sağlandığı, emeğin değerinin verildiği bir çalışma yaşamı için, herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini vurguladı.
Maden emekçilerinin her türlü zorluğa rağmen yerin yüzlerce metre altında ter dökerek ekmeğini çıkarmaya çalıştığına işaret eden CHP’li Demirtaş, “Karanlıklar içinde ülkemizi aydınlatan tüm madencilerimize selam olsun” dedi.
TTK'nin 14 bin olan norm kadrosunun 10 bin 750'ye düşürülmesi, kuruma vurulan son darbe olduğunu da ifade eden Ünal Demirtaş, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda şu sözlere yer verdi:
ETKİSİ TARTIŞILMAZ: Ülkemizde taşkömürünün merkezi Zonguldak'tır. Bundan 192 yıl önce Uzun Mehmet, taşkömürünü bularak Zonguldak'ın kaderini değiştirmiştir. O günden sonra taşkömürü Zonguldak'ın geçim kaynağı haline gelmiştir. Yıllar içinde Türkiye'nin en büyük taşkömürü havzası olan Zonguldak, çıkardığı taşkömürü ile ülke ekonomisine önemli katkılar sunmuştur. Maden zenginlikleri ve madencilik sektörü, ekonomiye, istihdama ve ihracata büyük katkı sağlamakta, ülkelerin kalkınmasında önemli rol oynamaktadır. Dünyayı değiştiren teknolojinin gelişiminde de madenciliğin büyük katkısı bulunmaktadır. Bugün kullandığımız teknolojik aletler, makineler, ulaşım araçları, maden ürünlerinin geliştirilmesi ile oluşturulmuştur. Her geçen gün ilerleyen endüstriyel otomasyon, robot kullanımı, uzay ve malzeme bilimlerinin gelişmesinde de madenciliğin etkisi tartışılmazdır.
TTK'YE SON DARBE: Ancak Türkiye maden potansiyeli açısından büyük bir zenginliğe sahip olmasına rağmen, madencilik faaliyetlerinden yeterince fayda sağlayamamaktadır. Kriz ortamına giren ekonomimizin dışa bağımlılığını azaltmakta önemli rol oynayan yerli ve milli kömürümüz Zonguldak'ta yerin altında çıkarılmayı beklemektedir. Bu rezervi en iyi şekilde çıkaracak olan Türkiye Taşkömürü Kurumu ise yıldan yıla küçültülmektedir. Son olarak TTK'nın 14 bin olan norm kadrosunun 10 bin 750'ye düşürülmesi, kuruma vurulan son darbe olmuştur. Zonguldak ve Türkiye açısından çok büyük bir öneme sahip olan TTK'nın acilen üretim odaklı olarak yeniden yapılandırılması ve 14 bin norm kadro esas alınarak işçi açıkları kapatılmalıdır. Ancak o zaman ülkemizin ihtiyaç duyduğu taşkömürünü karşılamak için adım atılmış olacaktır.
SADECE META OLARAK GÖRÜLÜYOR: Dünyada iş sağlığı ve güvenliği açısından en riskli sektör olarak kabul edilen madencilik sektöründe güçlü adımlar ile ilerleyebilmek için öncelikle iş sağlığı ve güvenliğine önem verilmelidir. Madenciler, yerin yüzlerce metre altında zorluklar karşısında alın teri dökerek, dünyanın en zor mesleğini çok zor koşullarda ve canları pahasına yapmaktadır. İnsan, emek, doğa, ekoloji gibi tüm kavram ve etik değerlerin göz ardı edildiği yeni ekonomik sistemde, madenler de sadece ticari bir meta olarak görülmektedir.
TÜRKİYE CİNAYETLERDE BİRİNCİ: Yüksek kâr hırsıyla, emekçilerin çalışma koşulları, iş güvencesi ve iş güvenliği koşulları hiçe sayılmaktadır. Türkiye, iş cinayetleri ve iş kazaları istatistiklerinde Avrupa'da birinci, dünyada üçüncü sıradadır. Yasalarla belirlenmiş çalışma koşullarına rağmen denetleme eksiklikleri, teknolojik yetersizlikler, ihmaller, sendikaların ve emekçilerin gücünün azaltılması; maden ocaklarındaki iş kazalarının artmasına yol açmıştır. Zorlu fiziksel koşullarda ölüme meydan okuyarak ocaklarda kazma kürek sallayan, ter döken, emek veren madencilerimizin yaşamlarının korunması her şeyden önemlidir.
ŞEHİTLERE AYRIM YAPILMASIN: Bunun yanında, madenlerdeki iş cinayetlerinde hayatını kaybeden maden şehitlerimiz arasında ayrım yapılması da son derece yanlıştır. Tüm maden şehitlerinin yakınları, eşit haklara sahip olmalı, ayrım yapılmaksızın kamuda istihdam edilmelidir.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza