Ula ve Akyaka’da yaza veda
Benim bitişlerle ilgili sorunum var. Dönüp gittiğim durumlarda sıkıntı yok. Ancak benim iradem dışında bir bitiş yaşanıyorsa, dünya başıma yıkılıyor. Şimdi yaza el sallamam lazım; 52 yıldır yaptığım gibi. Yapamıyorum.
Yaz mevsimini uzatmak için elimden geleni yapıyorum. Daha sıcak yerlere gidiyorum, hala hava gayet ılımanmış gibi davranıp tişörtle dolaşmaya devam ediyorum, denize girip üç gün hapşırıyorum.
Herşeye razıyım; yaz bitmesin yeter ki. Güneş gitmesin, çekirgeler korosu susmasın. Biraz daha.
Ula:
Tipik bir Ege kasabası
Bodrum’dan
yola koyulduk. İlk durağımız Ula’ydı. Oldum olası çok
severim burayı. Sıcak, içten, kolay gelir bana. Üstelik yılın
300 günü güneşli ve ılık. İnsanları güleç yüzlü, iyi
kalpli. Yemekleri enfesssss!
Muğla’nın
oniki ilçesinden biri. Kendine has mimarisiyle ünlü. Bir de
bisikletleriyle. Türkiye’de kişi başına düşen en çol
sayıdaki bisiklet Ula’da.
MÖ
6. Yüzyıl’da kurulduğu tahmin ediliyor. Bir Karya kenti.
Bisikletliler, avlulu eski evler, göl, kanyon, meydan kahveleriyle
Ege turunun vazgeçilmez adreslerinden biri.
Eski
adı Ola imiş. Evliya Çelebi, Menteşe Beyliği’nden Ula Bey
tarafından alındığı için Ola’nın Ula’ya döndüğünü
yazıyor. Tarihin her devrinde bağlarıyla ve üzümünün eşsiz
lezzetiyle tanınıyor.
Ne
yazık ki eski evlerinin sayısı artık pek az. Yine de “Ula
mimarisi”nin ne demek olduğunu anlayacak kadar örnek kalmış.
Tescilli yirmi bir ev var sadece. Ağalar Cami ve Hüsamettin Efendi
Cami, 16 ve 17. Yüzyıllar’dan kalma. Ula Kanyonu ve 2 km uzaktaki
göleti de ziyaret etmekte fayda var.
Gökova’nın
en güzeli: Akyaka
Öyle
çok ziyaret ettim, öyle çok yazdım ki. Bu yaz ortası gittiğimde
“Yandım Allah” diyerek kaçmıştım. Sadece sevgili Lale Manço
ve eşi Serdar Bey evlerine davet etmişlerdi. Azmak’a bakan
bahçelerinde oturup uzun uzun sohbet etmiştik.
Bu
sefer kalabalık çekilmiş, Akyaka tam benim hatıralarımdaki
romantizmle, güzellikle çıktı karşıma. Azmak’tan su teresi
çıkarttım. Azıcık zeytinyağı ve tuz ekleyip salata yaptık. Ah
nasıl güzeldi…
Son
söz: Akyaka’nın güzelliğinde, Ağa Han mimarlık ödülü
sahibi Nail Çakırhan’ın çok büyük payı var. Nail Bey ölmeden
bir sene evvel onunla röportaj yapma şerefine erişmiştim. O zaman
CNN Türk’te program yapıyordum. Nail Bey şimdi müze olan evini
gezdirmişti bana.
Bütün
güzel anılara, Nail Bey’e selam olsun. Ben biraz daha tere
çıkartayım.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti