Kooperatif davasında 3'üncü duruşma: Tunç Soyer hakim karşısında

Kooperatif davasında 3'üncü duruşma: Tunç Soyer hakim karşısında

9.12.2025 09:42:00
Güncellenme:
Ece İçmez
Takip Et:
Kooperatif davasında 3'üncü duruşma: Tunç Soyer hakim karşısında

Tutuklu İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl eski Başkanı Şenol Aslanoğlu'nun da aralarında bulunduğu 65 sanık, hakim karşısına çıktı. Soyer savunmasında "Peki soruyorum, İZBETON kooperatifler yerine bir inşaat şirketiyle kat karşılığı anlaşma yapsaydı her şey hukuka uygun mu olacaktı?” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İZBETON'a yönelik olan ve kamuoyunda kooperatif davası olarak bilinen davanın 3'üncü duruşması Aliağa Şakran Cezaevi Yerleşkesi'nde yer alan mahkeme salonunda başladı.

Aralarında İzmir  Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer,  CHP İzmir İl eski Başkanı Şenol Aslanoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi eski genel sekreteri Barış Karcı ve İZBETON eski Genel Müdürü Heval Savaş Kaya'nın da bulunduğu 3’ü tutuklu 65 sanık yeniden hakim karşısına çıktı.

Kooperatif davasının üçüncü duruşmasını CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç de yakından takip etmek üzere duruşma salonunda hazır bulundu.

SAVCI MÜTALAASINI AÇIKLADI

Aliağa’da görülen İzmir Büyükşehir Belediyesi'ndeki “kooperatif davasının” üçüncü duruşmasında savcı mütalaasını sunarak, tutuklu üç sanığın mevcut tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Mütalaanın ardından sanıkların savunmalarının alınmasına geçildi.

Tutuklu yargılanan eski İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı savunmasında, "İlk defa bir Sayıştay Raporu tutukluluk gerekçesi oluyor. Ben artık bu durumu kendime aileme ve kamuoyuna anlatamıyorum. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.

Tutuklu yargılanan İZBETON A.Ş Eski Genel Müdürü Heval Savaş Kaya ise, "MHP’li Aliağa Belediyesi’nin Sayıştay Raporu’nda 1 yılda 56 milyon liralık temsil ağırlama var. İZBETON’un 5 yılda temsil ağırlaması 5 milyon. Sayıştay raporunda da yok. Kötü niyetli bir iç denetim raporu nedeniyle biz hapisteyiz. Hani hukuk önünde eşittik? Ben böyle boş iddialarla 5 buçuk aydır hapisteyim. Bize tutuklu kalmamız için bir tane mantıklı gerekçe söyleyin. Bu kadar kolay mı insanlara cezaevine atmak?" ifadelerini kullandı.

TUNÇ SOYER SAVUNMA YAPTI: “MAĞDURİYETİN SEBEBİ BİZ DEĞİLİZ”

İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer, tutukluluğunun 162. gününde mahkemede savunma yaptı. Soyer, mağduriyetlerin kendilerinden kaynaklanmadığını ve yürüttükleri kentsel dönüşüm projelerinin hukuka uygun olduğunu söyledi.

Soyer, “Şikayetçi olanların ifadelerinde hakim olan duygu ‘hayal kırıklığı’. Ama burada somut bir dolandırıcılık ya da yolsuzluk iddiası duymadık. Mağdurlar haklı olarak haklarının korunmasını istiyorlar. Ancak bu davanın konusu bu değil. Kooperatiflerin iç işleyişiyle ilgili zaten ayrı bir soruşturma var. Ben size 10 maddede mağduriyetin sebebinin neden biz olmadığını anlatacağım” dedi.

KENTSEL DÖNÜŞÜM VE İZBETON PROTOKOLÜ

Soyer, sözlerine şöyle devam etti: “İZBB, İZBETON ile protokol yaparak kilitlenen kentsel dönüşüm süreçlerini açtı. Bu protokol Meclis’te tüm partilerin oybirliğiyle kabul edildi. İZBETON bu yetkiyi aldıktan sonra kooperatiflerle sözleşmeler imzaladı. Peki soruyorum, İZBETON kooperatifler yerine bir inşaat şirketiyle kat karşılığı anlaşma yapsaydı her şey hukuka uygun mu olacaktı?”

İHALE SÜREÇLERİ VE MALİYETLER

Soyer, mevcut yönetimin yaptığı gibi “davet usulü ihale” yapsalardı ve seçilen müteahhidin belirsiz bir kârına rıza gösterselerdi daha mı masum olacaklarını sorguladı: “Hayır. Nitekim şu an inşaat maliyetleri müteahhit kârı nedeniyle kat kat arttı. Biz kooperatiflerle protokoller yapmakla müteahhit kârını ortadan kaldırdık. Daha düşük maliyetle ev sahibi olunabileceğini ve süreçlerin şeffaf olacağını düşündük.”

HUKUKİ DAYANAK VE SAYIŞTAY KARARLARI

Soyer, “Ben hukukçuyum ve Türkiye’de ilk kez böyle bir uygulama yapacağımızı biliyordum. Sürecin hukuki dayanakları vardı, bu nedenle yola çıktık. Sayıştay kılı kırk yarmasına rağmen kamu zararı tespit etmedi. Danıştay da İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma iznini iptal ederek, projede dolandırıcılık veya görev suçu olmadığını karara bağladı” dedi.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ YAZILARI

Soyer, İl Müdürlüğü’nün bir hafta içinde iki farklı yazı yazdığına dikkat çekti: “İlk yazıda inşaatların uygun olduğu söyleniyor, ikinci yazıda ise durdurulması gerektiği bildiriliyor. Aynı imza altında olan bu iki yazının nasıl bu kadar zıt olabildiğini anlamadım. Ancak mevcut yönetim bunu dikkate alarak inşaatları durdurdu.”

İNŞAATLARIN DURDURULMASI VE MAĞDURİYET

Soyer, “Büyükşehir Belediyesi Hukuk Müşavirliği durumu netleştiren bir mütalaa hazırladı. 16 Ağustos 2023’te üstün kamu yararı gözetilerek inşaatlara devam edileceğini bildirdik. Ama mevcut yönetim buna uymadı. Eğer inşaatlar devam etseydi, 5 kooperatifte anahtar teslimine çoktan başlamış olacaktık” dedi.

GECİKMELERİN SEBEBİ

Soyer, inşaatların yavaş ilerlemesinin nedenlerini şöyle açıkladı: “Üyelerin nakit akışı, pandemi, İzmir Depremi, 6 Şubat Depremi ve inşaat maliyetlerindeki %1000’i aşan artışlar işleri zorlaştırdı. Ayrıca İzBB ve İZBETON kontrolörlerinin titiz kontrolleri gecikmeye neden oldu. Kooperatifler bazen kontrolörler yüzünden bize şikayette bulundu.”

KAMU ZARARI VE SUÇLAMALAR

Soyer, iddia makamının kamu zararı olduğunu iddia ettiğini, ancak belediyenin ve bilirkişilerin aksini bildirdiğini belirterek, “Biz belediyenin cebinden tek kuruş çıkarmadan binlerce vatandaşı evine kavuşturacak bir model kurduk. Neden hala kamu zararı olmadığını kanıtlamaya çalışıyoruz? Asıl büyük kamu zararı, inşaatların durdurulmasıyla ortaya çıktı.” dedi.

"GENÇLERE SİYASETE GİTMELERİNİ TAVSİYE ETTİM"

Soyer, gençlere siyasete girmelerini tavsiye ettiğini ve iyi niyetin cezalandırılmasının haksızlık olduğunu vurguladı: “Ben hep söyledim; siyasete girin. Hangi parti, hangi ideoloji fark etmez. Ama şimdi bu insanlara ne diyeyim? ‘Sakın siyasete girmeyin. İyi niyetle başlattığınız girişim güçlü birilerinin menfaatleriyle çelişirse yanarsınız. Ne kadar iyi niyet taşıdığınızın hiç kıymeti kalmaz. Adaletin terazisine güvenmeyin, derdinizi anlatacak kimseyi bulamayabilirsiniz’ mi diyeyim? İşte vereceğiniz karar bu sorulara da ışık tutacak.”

“HİÇBİR İYİLİK CEZASIZ KALMAZ” AMA CEZA ORANTISIZ

Soyer, “Hiçbir iyilik cezasız kalmaz deriz. Ama bu defa ceza çok orantısız oldu. Hayatım boyunca toz kondurmadığım onuruma leke sürülmesini hak edecek hiçbir şey yapmadım. Dosyanın röntgenini çekin, sadece iyi niyet ve iyilik göreceksiniz. Bu nedenle beraatimi ve önce özgürlüğümü talep ediyorum” dedi.

TAHLİYE TALEBİ

Soyer, tutukluluk süresinin, sabit ikametgah sahibi olmasının ve delillere etkisinin olmayacağını vurgulayarak, “İki arkadaşımla birlikte tutukluluğumuzun kaldırılmasını ve tahliyemizi talep ediyorum” diyerek savunmasını tamamladı.

İKİNCİ DURUŞMADA NE OLMUŞTU?

Davanın ikinci duruşmasında Hüseyin Şimşek ve Cihangir Lübiç’in tahliyesine, CHP İzmir eski İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun ise konutu terk etmeme şartıyla adli kontrolle serbest bırakılmasına hükmedilmişti. Soyer’in de aralarında yer aldığı diğer tutuklu sanıkların tutukluluk hâlinin devamına karar verilirken, ifade veren tüm tutuksuz sanıkların adli kontrol yükümlülükleri kaldırılmıştı.

Savcı, ikinci duruşmada sunduğu mütalaasında sanıklardan Ayşe Arzu Özçelik hakkında “zorla getirme” kararı verilmesini talep etmişti.