Bitişle başlangıç arasında: Geçişlerin bize öğrettikleri

Bitişle başlangıç arasında: Geçişlerin bize öğrettikleri

24.08.2025 12:00:00
Güncellenme:
Alara Baykent
Takip Et:
Bitişle başlangıç arasında: Geçişlerin bize öğrettikleri

Bir adımın bitişiyle bir diğerinin başlangıcı arasındaki boşlukta saklı olan hakikati, at sırtında keşfedebilirsiniz.

At binerken en önemli ve üzerine çalışılan konulardan biri geçişlerdir. Atın “adeta”dan (her ayağını farklı zamanlarda atmasıyla yaptığı en yavaş yürüyüş) süratliye ne kadar pürüzsüz geçerse, süratli yaparken de o kadar uyumlu ve dengeli olur.

Aynı şekilde süratliden dörtnala geçerken de geçiş ne kadar rahat ve yumuşak ise dörtnal o kadar yumuşak olur. Bunun için de geçiş için yapılan hazırlık çok önemlidir.

Bunu biniciler iyi bilir: Geçiş, yapılan hazırlığın verdiği dengeyle, açıklıkla ve yumuşaklıkla yapıldığında devamı da uyumludur. Değilse, süratli ve dörtnal aceleci, gergin veya dengesiz olur. Yaşamda da da aynısını yaşayabiliriz.

Tıpkı at binerken olduğu gibi, çoğu insan geçişlerini incelikle çalışmaktan kaçar. O rahatsız edici aralığı atlayıp bir an önce sonrasına ulaşmak ister. Oysa geçişler çok şey anlatır. Çünkü onlar, bir şeyin bitişiyle bir diğerinin başlangıcı arasındaki boşluğu aydınlatır. Ve o boşlukta, hakikat kendini gösterir:

- Dile gelmiş ya da gelmemiş duygular

- Bize ait olup olmadığı belirsiz inançlar

- Hizmet eden ya da etmeyen alışkanlıklar

- Sinir sistemimizin var olan kapasitesi

Geçişler bize aslında gelecek olana ne kadar hazır olduğumuzu sorar. Eğer bazı şeyler kendi içimizde tam olarak hizalanmamışsa, egomuz ve iyileşmemiş yanlarımız birdenbire çok sesli ve huzursuz hale gelir; tıpkı kötü bir geçişteki gerginlik gibi.

Aradaki boşluğa özen göstermek, hem bitişi hem de başlangıcı onurlandırmaktır. Belki de asıl binicilik de asıl yaşam da, işte tam orada başlar.

İlgili Konular: #at biniciliği