Duru bir gürültü

Duru bir gürültü

20.07.2025 11:51:00
Güncellenme:
Duru bir gürültü

Thom Pain’e sahnede, Cem Murathan’a ekranda, bir dizi satıra da şarkılarında hayat veren Hakan Kurtaş ile “ne yapacağı belli olmayan” karakterlerin ve yaratımın dünyasında gezindik.

Onun ekrandaki varlığı, içinde yer aldığı projenin de gücünün altını çizen bir unsur. Son olarak “Kimler Geldi Kimler Geçti”nin ikinci sezonunda Cem Murathan olarak izleyiciyi derinden etkileyen karakteriyle bizlere göründü. Ancak Hakan Kurtaş’ı görüp duyabileceğiniz tek yer ekran değil. Kısa süre önce “Sen Hep Varsın” isimli teklisiyle müzik kariyerinde güçlü bir adım attı.

Hypers Music etiketiyle dinleyicilerle buluşan şarkı Kurtaş’ın yaklaşık beş yıldır sürdürdüğü kişisel müzik üretiminde “Bir Bir” ve “Armağan” üretimleriyle oluşturduğu ses bütünlüğünün yansıması. Tiyatro sahnesinde de iki yıldır tek kişilik oyunu “Ben Çoktan Gidersiniz Sanmıştım” ile oldukça zorlu bir karakter olan Thom Pain’e yaşam veren Kurtaş ile sanatın her alanındaki üretim ve varoluş biçimleri üzerine keyifli bir sohbet yaptık.

– Müzik, bildiğim kadarıyla sizin için yan bir uğraştan çok daha fazlası. Uzun süredir şarkılar yayımlıyorsunuz.

Daha küçük yaşlardan itibaren müzik benim için bir ifade alanıydı. Duygularımı, sıkışıklığımı, neşemi orada daha rahat anlatabildiğimi fark ettim. Sonra iş biraz ciddiye bindi. Ama hâlâ kendime “saçmalama hakkımı kullanıyorum” diyerek yaklaşıyorum.

– Saçmalamak derken işi de küçümsemeyelim. Oldukça profesyonel bir üretim süreci var ortada. Biraz bundan da söz edebilir misiniz?

Tabii, saçmalamak demem, gevşek üretmek anlamında değil. O özgürlük hissinden bahsediyorum. Can Kazaz’la yollarımız kesiştiğinde işler başka bir yere evrildi. Onun müzikal dünyası çok hoşuma gidiyor. Birlikte çalışınca, hangi fikri şarkıya koyabileceğimize daha iyi karar verebildiğimiz bir sürece girdik. Bir yandan da üretim süreci daha tutarlı bir forma kavuştu.

– Müzik, oyunculuk öncesi erken çocukluk hayaliniz miydi? Çokdisiplinli bir sanat üreticisi olarak hangi yöne odaklanacağınıza karar verme süreci nasıl işliyor? Çünkü bu durumun içinde kaybolmak da çok mümkün.

Evet, müzik hep vardı. Ama sonra hayat “Karar ver” dedi. O karar tiyatrodan yana oldu ama ben bu üretim biçimlerini birbirinden çok ayrı görmüyorum. Şiir yazıyordum ama onları şiir olarak paylaşamayacağımı fark ettim çünkü ortam fazla serseriydi. O şiirler şarkıya dönüştü. Aslında hangi yolla ifade edebileceğimi arıyordum. Önemli olan hangi disiplinin o anki ruh halini daha iyi aktarabileceğini bilmek.

KARAKTERİN SPOTIFY LİSTESİ

– Farklı disiplinler üretim süreçlerinizi de etkiliyor mu? Tiyatroda oynadığınız Thom Pain karakterinden örnek vermem gerekirse, karakteri oluştururken sadece senaryoya mı odaklanıyorsunuz yoksa başka metinler, müzikler de bu sürece eşlik ediyor mu?

Kesinlikle etkiliyor. Mesela Thom Pain’in bir Spotify listesi var. Onu sadece repliklerle değil, o karakterin dinleyebileceği müziklerle de inşa ettim. Hatta bazen bir kelimeye takılıyorum, onun peşinden gidip başka bir metne ulaşıyorum. Yani karakteri beslemek için sadece senaryoyu değil, çevresindeki her şeyi okurum. Bu sırf ürettiklerim değil, bir şarkı bir kitaptan paragraf da olabilir.

– Thom Pain’e yaşam vermenin kariyerinizde önemli bir eşik olduğunu düşünüyorum. Siz onda neyi değiştirdiniz, o sizde neyi?

Çok şey… İki sezondur oynuyorum ve sahnede tek başımayım. İlk başta korkutucuydu ama zamanla sahnedeki boşluklarla, sessizliklerle ilişkim değişti. Artık en arka sıradaki izleyicinin duygusunu bile hissedebiliyorum.

– Peki isterseniz Thom Pain’den Cem Murathan’a geçelim. Ona yaşam vermek nasıldı?

Çok keyif aldım. Ben ne yapacağı belli olmayan karakterleri seviyorum. Cem Murathan da öyleydi. İçinde çelişkiler olan, sabitlenemeyen, öngörülemeyen karakterler bana daha zengin geliyor. İzleyici ne zaman ne yapacağını kestiremiyor ve ben o belirsizlik alanını seviyorum.

– “Kimler Geldi Kimler Geçti” sizi farklı bir takipçi kitlesiyle tanıştırdı mı?

Evet, kesinlikle. Dizi çok geniş bir kitleye ulaştı. Daha önce beni tiyatrodan tanıyanlar dışında bambaşka bir izleyiciyle buluştum.

– Yapımın setinde sanki oldukça pozitif bir hava varmış gibi geliyor. En azından ekrandan yansıyan his o.

Evet, sette çok güzel bir enerji vardı. Oyuncu kadrosu ve ekip gerçekten uyumluydu. Bu da bence izleyiciye geçti. Oyuncuların birçoğu zaten birlikte oynamaktan ve vakit geçirmekten keyif aldığım insanlardı. Bir kısmı da orada tanıdığım kişilerdi ve birlikte uyumlu bir ekip olduk.

NEFES ÇALIŞIYOR

– Yoğun bir spor programınız var. Peki mental anlamda farklı çalışmalar da yapıyor musunuz?

Evet, spor beni zinde tutuyor. Genelde kardiyovasküler ağırlıklı çalışıyorum ama son zamanlarda nefes egzersizlerine de başladım. O, zihinsel olarak beni çok rahatlatıyor. Oyunculukta da nefesin ne kadar belirleyici olduğunu sahnede anlıyorsunuz. Şimdi biraz da o nefesi gündelik hayata taşıyorum.

İlgili Konular: #Hakan Kurtaş