İnsan evriminin kadın kahramanlarını merak ettiniz mi?

İnsan evriminin kadın kahramanlarını merak ettiniz mi?

18.05.2025 12:00:00
Güncellenme:
İnsan evriminin kadın kahramanlarını merak ettiniz mi?

İnsansız bir dünyanın ardından yaklaşık 7 milyon yıl önce Doğu Afrika'da başladı hikâyemiz. Ve ilk kez kadın karakterler üzerinden yazılıyor, milyonlarca yıllık evrimin son halkası olan sapienslere kadarki serüvenimiz. “Homo” ailesinin kadınları neler neler yaşadılar, ne badireler atlattılar?

Bilim temelli yanıtlar için varoluşumuzun kritik dönemeçlerini “kadın-merkezli” bir bakış açısıyla anlatan Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi antropoloji bölümünün duayen hocası Prof. Dr. Metin Özbek’e kulak veriyoruz. Kadının uygarlığa katkılarına odaklanan efsanevi kitabının adı: “Sapiens’ten Önce İnsan Vardı”. Kahramanlarının hepsi kadın:

- 3.3 milyon yıllık iskeleti Etiyopya'da bir göl yatağında bulunan Lucy Hanım

- 1.8 milyon yıl önce alet yapan Habilis Ana

- 800 bin yıl önce Filistin'de ateş yakan Erektus Ana

- 125 bin yıl önce ölüsünü gömen, ateş ve av teknikleriyle beslenme alışkanlıklarını değiştiren Neandertal Ana

- 100 bin yıl önce terzilik yapan, ok ve mızrak kullanan, mağara resimlerinin ve bereket tanrıçalarının esin kaynağı Sapiens Ana...

Kimdi bu kadınlar? Nelerin mücadelesini verdiler? Neyi, nasıl çözdüler? Ne yediler, ne içtiler? Ne tür ilişki ağları içerisine girdiler? Topluluklarını nasıl yönlendirdiler? Sezgilerini nereye kadar dinlediler? Bilgelikleriyle nasıl güven telkin ettiler?

Hikâyenin özeti şu: Uzak atalarımız olan “insansı”lar, ilk kez 7 milyon yıl önce Doğu Afrika’da zuhur eylemişlerdi. Tıpkı kuzenleri şempanzeler gibi kâh yerde, kâh ağaç tepelerinde mutlu mesut yaşayıp gidiyorlardı. Derken yaklaşık 3 milyon yıl kadar önce muazzam bir kuraklık baş gösterdi. Çevredeki tüm ağaçlar, otlar, yeşillikler sıcaktan kavrulmaktaydı. Eskiden kolayca topladıkları bitki, meyve ve yumrulardan eser yoktu. Ağaçlar kuruyunca, tutunacak dalları da kalmadı. Su kaynakları buharlaşıyor, henüz kurumamış göllerin çevresinde ise vahşi hayvanlar cirit atıyordu. Kelle koltukta suya inmek, etçillere yem olmadan beslenebilmek sıcaklık, kuraklık, açlık ve kıtlık enselerindeyken yaşama tutunabilmek hiç kolay değildi.

Hâl böyle olunca, tası tarağı toplayıp yollara düştüler. Daha yaşanası bir hayat umuduyla Çad, Etiyopya, Tanzanya, Kenya derken Afrika’nın dört bir yanına dağıldılar. Farklı topraklarda, farklı anatomiler, huylar ve varoluş stratejileri geliştirdiler. Zamanla kimi topluluklar hepten yok olup gitti, kimileri ise her türlü zorluğa karşın ayakta kalmasını bildi. İşte bugün “insan” olarak varlığımızı, kâh çöl sıcakları, kâh buzul çağlarına göğüs gererek soyunu yok olmaktan kurtarabilmiş nesillere borçluyuz. Onlar bizim isimsiz kahramanlarımız. Her biri kendince insanlığın evrimine bir şeyler katıp, sıraları gelince bu dünyadan göçüp gittiler.

İşte ilk kez, mücadelelerle dolu bu insanlık tarihini kadınların gözünden gören, duyan, duyumsayan ve anlatan bir kitap yazıldı memlekette. Öz Türkçe, çeviri değil. “Bizi bize anlatan” yine “bizden” bir akademisyen.

Anadolu’nun bağrından, Kızılırmak kavsi içerisindeki Çorum’dan kopup dünyayı fethetmiş bir hoca Metin Özbek. İnsanlığın evrimi gibi çetrefil bir konuyu sanki arkadaşıyla konuşur gibi hiç yormadan, üzmeden, sıkmadan anlatıyor. Sular seller gibi akıyor kitap. Soluksuz okuyorsunuz. Her satırı, bir ömür vakfettiği bilimin imbiğinden süzülmüş belli ki. Üstelik de, büyük bir zarafetle “Annelerimize” ithaf etmiş kitabını Metin Hoca. Hararetle tavsiye.

Kaynakça

- Prof. Dr. Metin Özbek, “Sapiens’ten Önce İnsan Vardı”. İmge Kitabevi. 2018

İlgili Konular: #Kadın