Monroe’nun yüzü kimin elinde?
ABD’nin en önemli popüler kültür simgeleri içinde başı çeken Marlyn Monroe’nun günümüzde hâlâ güncel olmasının altında, isim haklarının kullanımıyla ilgili büyük bir ticari başarı yatıyor.
Monroe’nun öldüğü o gizemli geceyi inceleyen “The Mystery of Marilyn Monroe: The Unheard Tapes” isimli belgesel geçtiğimiz günlerde yayınlandı.
Kim Kardashian, Hollywood simgesi Marilyn Monroe’nun 1962’de John F. Kennedy’ye “Happy Birthday Mr. President” şarkısını söylerken üstünde olan Jean-Louis elbisesini giyerek MET Gala’ya katıldı. Andy Warhol’un yaptığı bir Marilyn Monroe portresi Christie’s Müzayede Evi’nde 200 milyon dolara satıldı. Son zamanlarda kendisiyle daha sık karşılaşmamız, bizleri 36 yaşında dünyadan ayrılan Marilyn Monroe üzerine tekrardan düşünmeye çağırıyor.
1 Haziran 1926’da, Norma Jeane adıyla dünyaya gelen bu kızın zorlu yaşamı, annesi Glady Pearl Baker’e şizofreni tanısı konulduğu gün başladı. Annesinin, akıl hastanesine yatırıldığı günden itibaren yaşantısını yetimhanelerde ve bakıcı ailelerin yanında geçirmek zorunda kalan Norma, bu süre içinde tacizler yaşadı, 16 yaşında evlendi, uçak parçalarının cilalandığı bir fabrikada çalıştı. Fabrikanın tanıtımı için çekilen bir fotoğraf sonrasında aranan bir yüz oldu; kıvırcık ve kestane rengi olan saçları platin sarısına dönüşürken kendisi de, Norma Jean’den Marilyn Monroe’ya dönüştü.
KISA ÖMÜR BİTMEYEN ÜN
Yıllarca küçük rollerde kendini gösterdikten sonra “Gentlemen Prefer Blondes”, “How to Marry a Millionaire”, “Some Like It Hot” ve “The Seven Year Itch” gibi unutulmayan filmlerde gösterdiği güldürü yeteneği, kadınsılığı, cazibesi ve ekrandaki görünümü 1950’lerde ve 1960’lı yılların başında en ünlü yıldızlardan olmasını sağladı. Monroe giysileri veya makyajıyla, ilgiyi üzerine toplarken; saf komşu kızı havası ve çekiciliğiyle harmanlayıp diğer sanatçılardan çok farklı bir etki yarattı.
Sorunlu hayatı, aşkları ile çalışmaları dışında da merak uyandıran Monroe, 1962 yılında, 36 yaşında yaşama gözlerini yumdu. Ancak, tuhaf olan şu ki, Monroe’nun ünü, ölümünden itibaren gitgide artmış, tüm zamanların en önemli kültürel figürü ve simgelerinden birine dönüşmüştür. Yaşamı, bugüne dek 300’den fazla kitap, biyografi, filme konu olmuş, hatta ölümünden 37 yıl sonra, 1999 yılında Amerikan Film Enstitüsü’nün tüm zamanların en büyük kadın film yıldızı sıralamasında altıncı sıraya yerleşmiştir.
Peki, ona biçilen rollerin ardından baktığımız bu insan, günümüzde hâlâ nasıl var olabilmekte, kültürel etkisini neden ve nasıl sürmektedir? Bu nedenlerden biri kuşkusuz Monroe’nun beklenmedik ölümü. Resmi kayıtlarda, aşırı dozda uyku hapından kaynaklanan intihar olarak geçen ölüm nedeni üzerine pek çok kurgu yapılması bugün ona duyulan ilginin güncelliğini koruyor.
HAKLARI EL DEĞİŞTİRDİ
Öte yandan bir insana karşı küresel bir hayranlık sırf bu gizemli ölümle ile sınırlandırılmamalı. Monroe, öldüğünde, net servetinin güncel değeri yaklaşık 7.5 milyon dolardı. Ancak, bireysel harcamaları, eli açık yardımları sonunda bu miktar yarıya indi. Monroe vasiyetinde, parasını özel sekreteri, yakın arkadaşları, üvey kardeşi ve annesine bırakmıştı. Ancak en can alıcı nokta Monroe’nun isim ve fikri mülkiyet haklarının yüzde 75’ini kendisinin oyuncu koçu olan Lee Strasberg’e ve terapisti Dr. Marianne Kris’e vermesi; Straberg’in 1982 yılındaki ölümünün ardından payı, Marilyn Monroe ile hiç tanışmamış olan eşi Anna Mizrahi’ye geçmiştir. Mizrahi ise Marilyn Monroe ve yüzünü aklınıza gelebilecek her türlü yerde kullanılmasına izin veren anlaşmalar imzaladı. 2011 yılında ise hissesini 20-30 milyona Aéropostale, Brooks Brothers, Forever 21, Nine West, Prince, Reebok, Everlast, Nautica gibi markalarını yöneten Authentic Brands Group’a sattı.
İNSAN DEĞİL BİR MARKA
Yani Marilyn Monroe ile hiçbir bağı olmayan ancak maddi kaygı güden bu kurum ve kişiler günümüzde, Monroe imgesinin nerede ve nasıl bir kimlikle bulunabileceğine karar veriyorlar. Bu yüzden de yüzünü, içki şişelerinden araba reklamlarına, dizilerden posterlere kadar geniş bir alanda görebiliyoruz. Monroe’nun karşımıza farklı yerlerde sıklıkla çıkması ona olan merak ve hayranlığın daha da uzun ömürlü olmasını sağlarken, popüler kültürün dayatmasıyla şekillenen düş gücümüzde, derinliği olan bir insan yerine, neredeyse bir ‘marka’ haline gelmiş durumda.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı