Sınırlar varsa uyum vardır

Sınırlar varsa uyum vardır

20.07.2025 11:07:00
Güncellenme:
Alara Baykent
Takip Et:
Sınırlar varsa uyum vardır

Sınırlar sadece engeller değil aynı zamanda güvenli alanlardır. Atlarla kurulan ilişkide de çizilen sınırlar hem uyumu hem de anlayışı mümkün kılar.

Sınırlar ne kadar önemli ki? Ülkelerin alanlarını, insanın neyi ne kadar tolere edebileceğini, bir duygunun ne kadar paylaşılabileceğini, bir bedene ne kadar yaklaşılabileceğini belirler. Zamanı nasıl kullandığımızı, hangi kimliğe ait hissedeceğimizi, neyin bizim olup neyin başkasına ait olduğunu da sınırlar belirler. Doğada her canlının yaşam alanı bir sınırla çizilidir; ekosistemler bu hassas dengeyle var olur. Hukuk, toplum düzenini korumak için sınırlar koyar; bilim, evrenin sınırlarını keşfetmeye çalışır. Ve insan, bazen kendini tanımak, bazen de korumak için sınırlar çizer. Sınırlar ayıran değil, tanımlayan, düzenleyen ve çoğu zaman yaşanabilirliği mümkün kılan görünmez çizgilerdir. Atlarla çalışırken de sınırlar önemlidir çünkü her temasın bir mesafesi vardır.

ONA ALAN TANIMAK

Atların doğada özgürce koşması insanlara estetik görünür. Bu yüzden sporda da aynı özgürlüğü tanımak gerektiği düşüncesi kulağa hoş gelir. Elbette atı dinlemek ve kendini ifade etmesi için ona alan tanımak önemlidir. Ancak bir atın sınırlarını bilmesi, uzun vadede onun mental sağlığı açısından çok daha değerlidir. Zaten atı dinlemek, belirlenmiş sınırlar içinde yapıldığında çok daha yapıcı ve akıcı olur. Bunu otobanda araba kullanmaya benzetebiliriz: Bir trafik düzeni vardır ve otobanın belirli kuralları bulunur. Bir araç bile bu kurallara uymazsa çevresindeki düzeni ve dolayısıyla kendi düzenini bozar. Otobanda giderken inisiyatif almamız gereken zamanlar olur ancak bunu da sınırlar çerçevesinde yapınca akıcı bir şekilde gerçekleştirebiliriz. Aynı şekilde, “Atıma özgürlük tanıyacağım, o istediği gibi gitsin, çalışmamızı tamamen o şekillendirsin” düşüncesi, atla olan güveni zedeler. At neyi, nerede, nasıl ve ne kadar yapabileceğini bilmediğinde kendine olan güveni de kırılır. Bu sınırları sadece atın yapmaması gerekenler olarak düşünmemeliyiz, doğru yaptığını bildiği şeyler de belirlenen sınırlar ile gelir.

Sınırlar, yalnızca dışımızda çizilmiş çizgiler değildir. İçimizde var olan, ruhumuzu koruyan sessiz bekçilerdir. Onlar olmadan, kendimizi güvende hissetmek zorlaşır, özgürlüğümüz kaosa dönüşür. Atla kurduğumuz bağda da sınırlar, bir koruma kalkanı gibidir. Hem kendimizi hem de karşımızdaki canlının ruhunu anlamamızı sağlar. Sınırları hissetmek, onların varlığına saygı göstermek, karşılıklı güvenin temelidir. Çünkü gerçek özgürlük, sınırlarımızın içinde var olur; sınırları tanıdıkça, o özgürlük daha derin, daha anlamlı hale gelir.

İlgili Konular: #Doğa