Üniversiteden
beri arkadaşlığını sürdüren üç çift, dört mevsim boyunca yapılan tatiller ve
aşk, evlilik ile arkadaşlıklar üzerine bir dizi sorgulama... Alan Alda’nın 1981
tarihli filminin yeniden çevrimi olan Dört Mevsim (The Four Seasons), orta yaş
krizinin eşiğindeki bir grup arkadaşın, Vivaldi’nin meşhur konçertosu eşliğinde
değişen iklimlerle çevrili, dokunaklı hikâyesini anlatıyor.
Netflix’in sekiz bölümlük yeni mini dizisi, yaratıcıları Tina Fey, Tracey
Wigfield ve Lang Fisher tarafından Alan Alda’nın dört çift etrafında ördüğü
hikâyeyi küçük değişikliklerle günümüze uyarlıyor. Ancak dizinin özgün ruhunu
da korumayı başarıyor.
İlkbaharda, öykünün kırılmasını yaratacak çiftimiz Anne (Kerri Kenney) ile
Nick’in (Steve Carell) evliliklerinin 25. yıl dönümünü kutlamak üzere yola
çıkan Danny (Colman Domingo) ve Claude (Marco Calvani) ile Kate (Tina Fey) ve
Jack’in (Will Forte) yolculuğuyla açılan yapım, yılda dört kez bir araya gelen
bu arkadaşların bir yıllık serüvenini takip ediyor. Ancak her yıl eğlence ve
mutlulukla buluşan bu grubu, dizinin ilk iki bölümünde hem Nick’in hem de
Anne’in birtakım sürprizleri bekliyor: Nick, 25 yılın sonunda Anne’den ayrılmak
istediğini açıklıyor; Anne ise birlikteliklerini yeni bir evlilik yeminiyle
tazelemek üzere büyük bir parti organize ediyor. Bu beklenmedik gelişmeler,
yalnızca yıllardır süregelen bir evliliğin değil, arkadaşlıkların ve çiftler
arası bağların da kırılma noktasına gelmesine neden oluyor.
ORTA YAŞ KRİZİ
Orta yaş krizine giren Nick’in hayatını değiştirme kararı, tüm dengeleri altüst ederken dört mevsimlik tatil anlayışını da zorunlu bir dönüşüme uğratıyor. Yaz bölümüyle birlikte ekibe katılan Nick’in genç sevgilisi Ginny’nin (Erika Henningsen) ekolojik tatil köyü arzusu, ellili yaşlarındaki bu bireyleri alışkanlıklarından vazgeçmeye zorluyor. Bu noktadan itibaren arkadaşlar ve çiftler arasındaki çatışmalar, kuşak farkları ve sorgulamalar üzerinden incelikli bir mizah doğuyor. Sonbahar ve kış bölümleriyle birlikte her bireyin dört mevsimlik duygu dönüşümüne tanıklık ediyoruz.
Nick’in ilkbaharda yeni yaşamına ilişkin yeşeren ümitleri, Anne’in kış hüznüne neden oluyor. Sağlık sorunlarıyla mücadele eden Danny’nin yazın yaşadığı içsel çatışma, eşini kaybetmekten korkan Claude’un sonbahar patlamasıyla sonuçlanıyor. Kate’in güz mevsiminde çatırdayan evliliğine dair endişeleri ise Jack ile yaşanan soğuk bir kış hesaplaşmasına dönüşüyor. İçlerinden birinin verdiği karar, zamanla tüm grubu etkileyen dalgalara neden olurken, oyuncu kadrosunun kolektif uyumu Dört Mevsim’i sıcacık bir öykü hâline getiriyor.
Dört Mevsim, arkadaşlıklar ve ilişkiler üzerine büyük iddialı söylemlerden ya da sert çatışmaların yarattığı gerilimden beslenen bir dizi değil. Tam tersine, yaşamın ve mevsimlerin doğal döngüsüne dair içten ve duru üslubuyla izleyicisine yumuşak bir anlatı sunuyor. Sonuç: Unutulmaz değil ama izlemesi kesinlikle keyifli.