Takvimin son sayfası kapanırken hızla akan bir yılın ardından aynı masada toplanmak; acele etmeden, saat tutmadan, “Yarın ne var” kaygısını bir kenara bırakabilmek... Evde kurulan yılbaşı sofraları tam da bu yüzden özel. Dışarıdaki kalabalıkların, rezervasyon telaşının ve yüksek sesin aksine evdeki sofra, tanıdık yüzlere, uzun sohbetlere ve yavaş akan bir geceye alan açar.
Öte yandan evde olmak kendiliğinden iyi bir sofra anlamına gelmez. Yılbaşı gecesi, klasik bir akşam yemeğinden çok daha uzun sürer. Bu yüzden masa da, mönü de bu sürekliliğe göre düşünülmelidir. Her şeyin aynı anda masaya gelmesi, herkesin aynı anda doyması veya gecenin tek bir yemeğin etrafında dönmesi bu akışı bozar. İyi bir yılbaşı sofrası yorucu olmayan, ev sahibini mutfağa hapsetmeyen ve misafiri acele ettirmeyen bir kurgu ister.

1. Mönüyü aynı anda servis fikrinden kurtarmak
Evde yılbaşı sofrasının en büyük tuzağı, her şeyi aynı anda masaya getirmeye çalışmakla başlar. Bu hem mutfağı zorlar hem de geceyi baştan yorucu hale getirir. Bunun yerine mönüyü zamana yayılmış şekilde düşünmek gerekir. Masaya oturulduğunda hazır olan küçük bir başlangıç, ana yemeğin fırından çıktığı ana kadar hem sohbeti hem iştahı dengeler. Böylece sofra bir anda değil, yavaş yavaş kurulur. Bu yaklaşım, evdeki yılbaşı sofralarını profesyonel hissettiren en önemli ayrıntılardan biridir.

2. Ana yemeği beklemeyi seven bir tabak olarak seçin
Yılbaşı gecesinde herkes aynı anda yemeğe başlamaz. Biri kadeh doldurur, biri sohbeti uzatır, biri fotoğraf çeker. Bu yüzden ana yemeğin, masaya geldiği anda yenmesi şart olan bir tabak olmaması gerekir. Dinlenebilen, dilimlenebilen ve masada beklerken formunu kaybetmeyen yemekler yılbaşı için idealdir. Bu, hem ev sahibini stresten kurtarır hem de servis sırasında panik yaşanmasını önler. Mesela fırından çıktıktan sonra kısa süre dinlendirilen bir et rosto ya da bütün olarak pişirilmiş tavuk dilimlenerek masaya alındığında acele gerektirmez.

3. Sofrayı baştan hafifleyebilir şekilde kurun
Yılbaşı masasında en sık yapılan hatalardan biri, her şeyi en baştan masaya koymaktır. Oysa iyi bir sofra, gece ilerledikçe sadeleşebilen sofradır. Başlangıç tabakları kalktığında masada alan açılmalı, ana yemekten sonra masa nefes alabilmelidir. Bu nedenle dekor, servis tabağı ve aksesuvar seçimi yapılırken gecenin ilerleyeceği unutulmamalıdır. Sofra, sabit bir vitrin değil; yaşayan bir alan olmalıdır. Örneğin başlangıçlar için küçük tabaklar ve sade servisler... Ana yemeğe geçildiğinde masada yalnızca ana tabaklar ve birkaç temel eşlikçi kalacak şekilde planlanabilir.

4. Tatlıyı servis anı olmaktan çıkarın
Yılbaşı gecesi tatlı, final zili gibi sunulduğunda geceyi bir anda düşürür. Bunun yerine tatlıyı, masada kalabilen ve isteyenin istediği anda aldığı bir unsur olarak düşünmek çok daha iyi bir fikir. Küçük porsiyonlu, paylaşıma açık veya dilimlenip masada bırakılan tatlılar sohbeti bölmez, geceyi kesmez. Büyük bir tabakta dilimlenmiş bir kek veya galette, küçük kaselerde sunulan tatlılar, masanın bir köşesinde gece boyunca kalabilir.
5. Ev sahibini mutfaktan kurtaran bir düzen kurun
Bir yılbaşı sofrasının gerçekten başarılı olup olmadığını anlamanın en kesin yolu şudur: Ev sahibi masada mı? Eğer gece boyunca mutfakla masa arasında gidip geliyorsa o sofra yorucudur. Bu yüzden servis düzeni de tek tek tabak çıkarmaya değil, ortaya konan ve paylaşılan yemeklere göre planlanmalı. Ev sahibinin masada kalabildiği bir sofra, misafir için de çok daha keyiflidir. Önceden hazırlanmış salatalar ve fırında pişirilip ısıtılan ana yemekler; servis sırasında mutfağa bağımlılığı azaltır.
Yılbaşı gecesi için pratik bir tarif
Yılbaşı sofralarınız için hem misafirlerinize ikram edebileceğiniz hem de misafirseniz yanınızda götürebileceğiniz pratik ve lezzetli bir tarif: Elmalı galette
Malzemeler
Hamur için:
- 2 su bardağı un
- 150 gr. soğuk tereyağı (küp doğranmış)
- 1 yemek kaşığı toz şeker
- 1 çay kaşığı tuz
- 3-4 yemek kaşığı soğuk su
Elmalı iç harç için:
- 3 adet elma (ince dilimlenmiş)
- 2 yemek kaşığı toz şeker
- 1 tatlı kaşığı tarçın
- 1 tatlı kaşığı limon suyu
- 1 tatlı kaşığı nişasta
Üzeri için:
- 1 yumurta sarısı
- 1 yemek kaşığı toz şeker
Hazırlanışı:
- Un, tuz ve şekeri bir kapta karıştırın. Soğuk tereyağını ekleyip parmak uçlarınızla kum kıvamı elde edene kadar devam edin.
- Soğuk suyu azar azar ekleyerek hamuru toparlayın. Yoğurmadan streçleyin ve buzdolabında 30 dakika dinlendirin.
- Elmaları şeker, tarçın, limon suyu ve nişasta ile karıştırın.
- Hamuru yağlı kâğıt üzerinde yaklaşık 25–30 cm çapında yuvarlak olacak şekilde açın.
- Elmalı karışımı hamurun ortasına yayın, kenarlarda 4–5 cm boşluk bırakın.
- Hamurun kenarlarını içe doğru katlayın. Üzerine yumurta sarısı sürün, üzerine şeker serpin.
- Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 40–45 dakika pişirin. Ilık veya oda sıcaklığında servis edin. Yanında kaymak veya vanilyalı dondurma da ayrı bir kapta eşlikçi olarak sunulabilir.