Deniz Berktay ile Kuzeyden notlar: Fidan’ın Kiev temasları ve sonu belirsiz savaş
Geçtiğimiz hafta Kiev’e gelen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın gündeminin ön sıralarında tahıl anlaşması vardı.
Geçen yıl Türkiye ve Birleşmiş Milletler’in girişimiyle Moskova ve Kiev arasında varılan anlaşmayla Ukrayna tahılı, Rus ablukası altındaki Ukrayna’nın Karadeniz limanlarından sınırlı bir şekilde dünyaya açılmaya başlamıştı. Ancak Rusya, Ukrayna’nın ve Batı’nın sözleşmeye bağlı kalmadığı gerekçesiyle 17 Temmuz’da, anlaşmayı uzatmayı reddetmiş böylece anlaşma sona ermişti. Türkiye, bu anlaşmanın yenilenmesini sağlamaya ve Rusya’yla Ukrayna’yı en azından bu konuda bir araya getirmeye çalışıyor. Ukrayna yönetimi ve bazı Batılı ülkelerse Rusya’yla herhangi bir şekilde anlaşmaya varılmasına kesinlikle karşı.
Ukrayna yönetimi, tahılın Tuna Nehri üzerinden Avrupa’ya ve diğer ülkelere taşınması gibi alternatifler üzerinde dursa da Türkiye, diğer alternatiflerin, ilk tahıl anlaşmasının yerini tutamayacağını savunuyor.
Kiev’in tavrında değişim
Ukrayna’nın anlaşmaya uzak durmasının önemli bir nedeni, Rusya’ya Karadeniz’de meydan okuması. Geçen yılki anlaşma, Rus donanmasının Karadeniz’i kontrol ettiği şartlarda yapılmıştı. Bu yılsa Ukrayna, İHA’lar ve İDA’larla Rus gemilerini vurmaya başladı. Böylelikle Rusların artık istese de eskisi gibi Ukrayna limanlarını ablukaya alamayacağına dolayısıyla, geçen yılki şartlarda bir anlaşmaya varılmasına gerek olmadığına inanıyorlar.
Ukrayna yönetimi, hemen hiçbir konuda Rusya’yla müzakere etmeyi istemiyor. Hakan Fidan’ın ziyareti esnasında Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba’nın Wagner kurucusu Prigojin’in esrarengiz ölümünü örnek göstererek “Prigojin de Putin’le anlaşmıştı. Sonra başına neler geldiğini gördük” demesi, bundan kaynaklanıyor. Bugünler, Ukrayna ordusunun cephede sonuç almak için bütün gücüyle yüklendiği bir dönem. Geçen yıl, savaşın “iki-üç haftada” biteceğini söyleyen yetkililer vardı. Ne var ki ne geçen yılki, ne de bu yılın başındaki iyimser senaryolar – en azından şimdilik- gerçekleşdi. Ukraynalı yetkililer, savaşın daha da uzun sürebileceği konusunda kamuoyunu alıştırmaya başladı.
Ukrayna’nın önündeki zorluklar
Ne var ki Kiev yönetiminin savaş konusunda karşılaştığı iki önemli zorluk var: Birincisi, kamuoyunun yorulması. Geçen yılki coşku, sönmeye başladı. Ukraynalı basın-yayın organlarının da söylediği üzere askerden kaçanların sayısı ve bunun için rüşvet alırken yakalanan askerlik şubesi yetkililerinin sayısı giderek artıyor (bizde de 1. Dünya Savaşı’nın 4. yılında, 1918’de, benzer durumlar görülmeye başlamıştı).
İkinci bir zorluk ise Batı’dan geliyor. Önceki yazılarımızda Batı’daki “Ukrayna yorgunluğundan” bahsetmiştik. Bir NATO yetkilisinin iki hafta önce “Kiev, işgal altındaki topraklarından vazgeçerse NATO’ya daha hızlı girer” demesi de Ukraynalı uzmanların da işaret ettiği üzere Batı’da “Ukrayna versin, kurtulsun” diyenlerin arttığını gösteriyor. Bu çerçevede Batılıların tavrı, Ukrayna’nın cephede göstereceği başarıya bağlı olarak önümüzdeki bir-iki ay içinde netleşmiş olur. Batı’nın alacağı tavır da savaşın nereye gideceğini belirlemiş olur.
denizberktay@yahoo.com
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı