Araştırmacı Dr. Aleksandra Berditchevskaia’dan yapay zekâ kullanıcılarına uyarı: Eleştirel bakış şart

Araştırmacı Dr. Aleksandra Berditchevskaia’dan yapay zekâ kullanıcılarına uyarı: Eleştirel bakış şart

19.04.2025 04:00:00
Güncellenme:
Figen Atalay
Takip Et:
Araştırmacı Dr. Aleksandra Berditchevskaia’dan yapay zekâ kullanıcılarına uyarı: Eleştirel bakış şart

Araştırmacı Dr. Aleksandra Berditchevskaia, insan ve makine zekâsı, geleceğin eğitimi, yapay zekânın doğru kullanımı gibi konulardaki sorularımızı yanıtladı.

Kolektif zekâ üzerine araştırmalar yapan, insan ve makine zekâsının sorun çözümünde nasıl bir araya getirilebileceğini ele alan “Zihinlerin ve Makinelerin Geleceği” adlı raporun başyazarı, Nesta Kolektif Zekâ Tasarım Merkezi baş araştırmacısı Dr. Aleksandra Berditchevskaia, öğrencilerin yapay zekâyı nasıl kullandıklarının önemine dikkat çekti. Dr. Berditchevskaia, “Eğer bu araçları kendi becerilerini geliştirmek için kullanıyorlarsa, bilgileri eleştirel bakışla değerlendirebiliyorlarsa oldukça yararlı olabilir. Burada önemli olan yapay zekânın sınırlarının farkında olmak. Bu araçlar zaman zaman ‘halüsinasyon’ görebilir. Yani kulağa mantıklı gelen ama aslında tamamen yanlış bilgiler verebilirler. Hatta var olmayan kaynaklar uydurabilirler. Yanıtları, bazı kültürel bağlamlarda hassasiyetten uzak ya da önyargılı olabilir” dedi.

Hisar Okulları’nca düzenlenen “Düşünce Okulu:Kolektif Akıl İle Eğitimi Yeniden Tasarlamak” başlıklı konferansa katılmak üzere Türkiye’ye gelen Dr. Aleksandra Berditchevskaia, insan ve makine zekâsı, geleceğin eğitimi, yapay zekânın doğru kullanımı gibi konulardaki sorularımızı yanıtladı.

- İnsan ve makine zekâsı nasıl birleşiyor?

Şimdiye kadar yapay zekânın bireylerin yetkinliklerini artırma ya da belirli görev ve rolleri otomatikleştirme yönündeki etkisine odaklanıldı. Ancak beni daha çok heyecanlandıran, henüz yeterince keşfedilmemiş bir alan var: Yapay zekânın kolektif zekâyı, yani nasıl birlikte çalıştığımızı ve iş birliği yaptığımızı geliştirme potansiyeli. Bu birleşimin en az dört yolu var:

Yapay zekâ, devasa miktarda insan bilgisini ve yapılandırılmamış veriyi anlamlandırmamıza ve içindeki yeni kalıpları keşfetmemize yardımcı olur.

Yapay zekâ asistan rolünde: Bireysel katkıları artırarak grup ya da kolektif süreçlere dahil eder.

Yapay zekâ yönetici rolünde: Grup içindeki iş akışlarını organize eder ya da bilgi alışverişi, koordinasyon ve iletişimin daha etkili yürütülmesine yardımcı olur.

Yapay zekâ iş birliği yapan bir üyeymiş gibi sürece katılır.

Bugün daha çok ilk iki kullanım örneğini görüyoruz; ancak yapay zekânın, iş birliği yapma, koordinasyon sağlama ve birlikte problem çözme yeteneğimizi geliştirmek için kullanmanın çok daha büyük bir potansiyeli var.

YARATICILIK VE HIZ...

- Teknoloji ve insanın birleşimi, yaratıcılığı nasıl artırıyor ve yeni fırsat pencereleri nasıl açıyor?

Doğru kullanıldığında bu birleşim birçok potansiyel alan yaratıyor. Örneğin fikir üretimi bunlardan biri. Yapay zekâ ile insanların fikir üretme süreçlerindeki güçlü yönleri farklı. ChatGPT gibi araçlar fikir üretiminde çok daha hızlı çalışıyor. Ancak insanlar tarafından üretilen fikirler genellikle daha özgün ve yenilikçi oluyor. Eğer fikir üretim süreçlerini doğru şekilde tasarlarsak, insan zekâsının yaratıcılığından ve yapay zekânın hız ve kalite avantajından aynı anda faydalanabiliriz. kişi fikir üretmeye çalışırken, yapay zekâ bir tür başlangıç kıvılcımı sağlayabilir.

Bir diğer örnek ise hikâye anlatıcılığı. Hepimizin yaşadığı o boş sayfaya bakma anı vardır. Yazmaya nereden başlayacağını bilememek. Dil modelleri, başlangıç cümleleri önererek bu ilk adımı atmamıza yardımcı olabilir. Aynı zamanda bir yazarın fikirlerini test edebileceği ‘eleştirel bir dost’ ya da bir editör gibi çalışabilir; taslağı gözden geçirip tutarsızlıkları tespit edebilir.

- Türkiye’de öğrencilerin yapay zekâyı çoğunlukla ödev yapmak için kullanması doğru mu?

Bu sorunun net bir cevabı olduğunu düşünmüyorum. Öğrencilerin bu araçlarla daha bilinçli ve eleştirel bir şekilde etkileşim kurmasına yardımcı olmalıyız. Ben okuldayken farklı bilgi kaynaklarının kalitesini nasıl değerlendireceğimizi öğrenirdik Bugün bu eğitimin kapsamını genişletip yapay zekâ gibi yeni bilgi kaynaklarını da nasıl kullanacağımızı öğretmemiz gerekiyor. Sonuç olarak, yapay zekânın bireysel verimliliği ve yaratıcılığı artırmakta, hatta okul ortamında grup çalışmalarını güçlendirmekte büyük potansiyeli var. Ama bu potansiyelin gerçekleşmesi, öğretmenlerin, okulların ve tüm eğitim sisteminin bilinçli ve yönlendirici adımlar atmasına bağlı.

HEYECAN VERİCİ BİR DÖNEM

- Eğitim ve okulların geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bence şu an, eğitimin geleceğini yeniden hayal etmek için gerçekten heyecan verici bir dönemdeyiz. Ne olursa olsun, bu geleceği tanımlarken ve şekillendirirken gençleri ve öğretmenleri sürece dâhil etmek çok önemli. Çünkü eğitim sisteminin ön safında yer alanlar onlar. Karşılaşılan zorlukları en iyi onlar görebilir ve yeni fırsatları ilk onlar fark edebilir. Bu noktada, dijital kolektif zekâ araçları büyük bir katkı sağlayabilir. Bu araçlar sayesinde sadece bir okulda değil, bir şehirde hatta bir ülkede bile bu tür katılımcı süreçler ölçeklenebilir hale gelir.