Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten enflasyon açıklaması: 'Bu sene niye 30 civarında bir rakamda kalacak diye sorarsanız...'

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten enflasyon açıklaması: 'Bu sene niye 30 civarında bir rakamda kalacak diye sorarsanız...'

4.11.2025 14:00:00
Güncellenme:
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten enflasyon açıklaması: 'Bu sene niye 30 civarında bir rakamda kalacak diye sorarsanız...'

Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi İstanbul’da başladı. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kongrede sermaye piyasalarının geliştirilmesi, yatırımcı ilgisi ve finansal düzenlemeler konularında açıklamalarda bulundu.

Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından bu yıl “etkileşim” temasıyla 9’uncusu düzenlenen Sermaye Piyasaları Kongresi İstanbul’da başladı. Kongre, iş dünyası, finans sektörü ve yatırımcıları bir araya getiriyor.

ŞİMŞEK: SERMAYE PİYASALARININ GELİŞTİRİLMESİ ÖNCELİKLER ARASINDA

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, açılışta Türkiye Yüzyılı hedefleri kapsamında sermaye piyasalarının geliştirilmesi ve derinleştirilmesinin öncelikli hedefler arasında olduğunu belirterek, “Bu çerçevede özellikle düzenleyici çerçevenin sürekli iyileştirilmesini önemsedik” dedi.

Teknolojik altyapı noktasında eksiklik olmadığını dile getiren Şimşek, bazı alanlarda ilave düzenlemeler yapılacağını ve ürün çeşitliliği ile yatırımcı tabanının genişletilmesi için adımlar atacaklarını anlattı. Bakan, dijitalleşme ve yeni ürünlerle gelişmelere uyum sağlamanın önemini vurgulayarak, “Kalkınma yatırım bankacılığının geliştirilmesi bu ekosistemin güçlendirmesi açısından önemli bir başlık” ifadelerini kullandı.

BANKACILIK AĞIRLIKLI FİNANSMANDAN SERMAYE PİYASALARINA GEÇİŞ

Türkiye’de bankacılık ağırlıklı bir finansman modelinin hâkim olduğunu belirten Şimşek, “2023 yılı ortasındaki rakamlara göre Türkiye’de maalesef şirketlerimizin finansman ihtiyacının sadece yüzde 12’si sermaye piyasalarından karşılanmış. Yüzde 88’i bankacılık ve finans sektöründen. ABD yüzde 60 sermaye piyasaları ağırlıklı bir finansman modeline dayanıyor. AB yüzde 30’lar civarında. Bankacılık ağırlıklı bir finans modelinden sermaye piyasaları ağırlıklı bir finans modeline geçiş yapmak istiyoruz. Neden? Çok basit. Aslında bu geçiş bizim Türkiye Yüzyılı hedeflerimizi gerçekleştirmemize güçlü bir destek verecek de ondan dolayı. Kaynaklarımızı üretken alanlara, uzun vadeli projelere, yatırımlara yönlendirmemiz gerekiyor. Bunu mevduat vadesi çok sınırlı olan bankacılık sistemi üzerinden yapmamız kolay değil” dedi.

Bakan, sermaye piyasalarına yönelimin arttığını belirterek, “2025’in ilk 9 ayına bakarsanız toplam finansmanın yüzde 34’üne yakını sermaye piyasalarından elde edilmiş, bankacılık sektörünün payı düşmüş. Bu kısmen belki konjonktüreldir ama yine de trend çok önemlidir. Aslında bizim varmaya çalıştığımız nokta da bunun benzeri ve ötesi. Yani sermaye piyasalarının ağırlıklı olarak Türkiye’de finansman ihtiyacının karşılandığı bir alana dönüşmesi. Dolayısıyla ilerleme var, bu güzel bir gelişme. Bunu devam ettireceğiz” dedi.

TÜRKİYE’DE YATIRIMCI İLGİSİ VE YENİ ÜRÜNLER

Tahvil ve kira sertifikası ihraçlarına dikkati çeken Şimşek, “Burada özellikle tahvil ihraçları, kira sertifikası ihraçlarını ben çok önemsiyorum. Bu alanın çok daha güçlü bir şekilde gelişmesi için tabii ki bizim yapacaklarımız var. Fiyat istikrarı en önemli husus. Sağlam bir zeminde bu alana artan ilginin güçlenerek devam etmesi bizim için çok değerli” ifadelerini kullandı.

Yenilikçi ve dijital ürünler konusunda düzenleme ihtiyacının olabileceğini kaydeden Şimşek, geçen yıl kriptoya ilişkin düzenlemenin önemli bir adım olduğunu belirtti. Katılım finans araçları, yeşil finans ve sürdürülebilir finans ürünlerinin yaygınlaştırılmasının önemine değinerek, kurumsal yönetim ve şeffaflığın artırılmasını, kadınların halka açık şirketlerde yönetim kurulunda temsilini çok değerli bulduğunu anlattı.

MANİPÜLASYONLA MÜCADELE VE FİNANSAL OKURYAZARLIK

Manipülasyonla mücadeleye ilişkin Şimşek, “Bu alanda düzenlemeye ihtiyaç olacak. Cezaları çok daha ağır hale getirmemiz gündemimizdeki bir konu. Manipülasyon ile mücadelenin çok boyutu var. Finansal okuryazarlık onlardan bir tanesi. Sermaye Piyasası Kurulumuzu, Başkanımızı (İbrahim Gönül) ve ekibini tebrik ediyorum. Bu konuda geçen yıl önemli bir platformun lansmanını yaptık. Manipülasyonla mücadelede tabii ki finansal okuryazarlık esastır fakat yine de bizim cezaları artırma yönünde ve düzenleyici çerçeveyi güçlendirme noktasında bir ilave çabamız olacak. Eğer manipülasyonla güçlü mücadele edemezsek bu alana olan güven zayıf kalır. Onun için bu bizim olmazsa olmazımızdır. Özellikle bazı fonlar üzerinden manipülasyonların yapıldığını biliyoruz. O alanda da bir düzenleme eksikliği olduğunu biliyoruz. Bu eksiklikleri gidereceğiz ve önümüzdeki dönemde manipülasyonla mücadelenin dozunu, kayıtdışılıkla mücadele dozunun da ötesine taşıyacağız. Bu kongredeki belki de duymak istediğiniz, benim de iletmek istediğim en önemli mesaj bu” dedi.

PİYASA DERİNLİĞİ VE BORSANIN GELECEĞİ

Sermaye piyasalarında yatırımcı tabanının geliştiğini ve fon büyüklüğü ile borsada işlem gören şirket sayısındaki artışın ekosistemde pozitif etki yarattığını belirten Şimşek, hisselerin kısa süreli tutulmasının sorun oluşturduğunu ifade etti. Şimşek, dezenflasyon programı ile piyasaların derinleşeceğini ve Borsa İstanbul’un piyasa değerinin GSYH’ye oranının benzer ülkelerle uyumlu seviyelere geleceğini söyledi:

Dezenflasyonla birlikte tekrar piyasalar derinleşecek ve Borsa İstanbul’un piyasa değerinin GSYH’ye oranı kendisine benzer ülkelerle yarışacak noktaya gelecek. Yani bugün üç yıllık hareketli ortalamalara bakarsanız yüzde 32 civarı ama 2024 sonu itibarıyla yüzde 29 civarı. Bunun mutlaka dünya ortalamalarına varması biraz zaman alır ama bunun ikiye katlanması oldukça gerçekçi, makul bir hedef olarak görülebilir.

Borsa ve halka arzlarla ilgili Şimşek, “Uzun vadeli bir perspektifle gerçek bir ortaklığın tesis edilmesi esastır. Gerçek bir pay sahipliği, gerçek bir ortaklık... Dolayısıyla bütün bu konularda sektörümüzle hemfikiriz. Sektörümüzün beklentileriyle bizim vizyonumuz tam da örtüşüyor. Önümüzdeki dönemde sektörümüzle ve sektörün bütün ekosisteminin bileşenleriyle birlikte çalışacağız ve bunları başaracağız” dedi.

FİYAT İSTİKRARI VE YAPISAL DÖNÜŞÜM

Fiyat istikrarının önemine değinen Bakan, “Fiyat istikrarı bizim en büyük önceliğimizdir ve burada ilerleme var. Mali disiplin aslında sermaye piyasalarının gelişmesi açısından da çok önemlidir. Fiyat istikrarı olmazsa olmaz ama mali disiplin de ciddi katkıda bulunacak bir birleşendir. Sürdürülebilir cari açık da makro finansal istikrar açısından çok değerlidir. Dolayısıyla bizim temel önceliklerimiz bunlar. Bu önceliklerde ilerleme sağladık. Bu ilerlemenin kalıcı hale gelmesi için de yapısal dönüşüm esas gündemimizdir” ifadelerini kullandı.

Dezenflasyon programının üçüncü evresine gelecek yıl geçileceğini açıklayan Şimşek, “Yani makroekonomik dengesizliklerin azaldığı, dezenflasyon sürecinin devam ettiği, mali disiplinin tesis edildiği, sürdürülebilir cari dengenin yakalandığı, KKM’den çıkışın tamamlandığı, finansal sistemin ve ekonominin dış ve iç şoklara karşı dayanıklılığının arttığı bir dönemdeyiz. Bu dönemi üçüncü evre takip edecek. Üçüncü evrede de artık fiyat istikrarının sağlandığı ve yapısal dönüşümün başarıldığı dönem olacak. Yani kurala dayalı, kazanımların pekiştiği, tek haneli enflasyonun olduğu, bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının kalıcı bir şekilde yüzde 3’ün altına indiği, cari açığın kalıcı bir şekilde milli gelire oran olarak yüzde 1’in altına indiği, verimlilik ve rekabet gücü odaklı reformların hayata geçtiği evre. Bu evreye de gelecek sene geçmiş olacağız” dedi.

ENFLASYON VE ARZ YÖNLÜ TEDBİRLER

Enflasyon ve gıda fiyatlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şimşek, “Bu sene enflasyon niye 20’li rakamlar değil de 30 civarında bir rakamda kalacak diye sorarsanız önemli faktörlerden bir tanesi yaşadığımız kuraklık ve zirai don kaynaklı gıda enflasyon şoku diyebiliriz” dedi.

Para ve maliye politikalarında sıkı duruşun devam ettiğini kaydeden Bakan, “Çerçeve çok güçlü bir şekilde dezenflasyonisttir” ifadelerini kullandı.

Bütçe açığı ve kamu harcamalarına ilişkin Şimşek, “Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki AK Parti hükümetlerinin bence en büyük başarısı uzun vadede bütçe açığının milli geliri oranını yüzde 3’ün altında, ortalama yüzde 2,4’te tutmuş olmasıdır. Şimdi tekrar bütçe açığını deprem dahil kalıcı bir şekilde yüzde 3 ve altına çekeceğiz. Harcama disiplini devam edecek ve bu konuda uygulamalarımıza başarılı bir şekilde devam edeceğiz. Kayıtdışı ekonomi ile mücadele sonuç veriyor. Muazzam bir ilerleme var. Bu da devam edecek” dedi.

ÖZEL SEKTÖR VE SERMAYE PİYASALARINA KAYNAK AKTARIMI

Özel sektöre daha çok kaynak ayrılacağını belirten Şimşek, “Bunun sayesinde özel sektöre daha çok kaynak bırakacağız. Yani özel sektörün dışlanma etkisi yerine özel sektöre daha çok kaynağın aktarıldığı bir dönem. İşte burada sermaye piyasalarına büyük sorumluluk düşecek. Sermaye piyasalarının daha da derinleşmesinin önemli koşullarından bir tanesi de budur. Hazinenin borçlanma ihtiyacının azaltılması, aşağı çekilmesi aslında dezenflasyonla birlikte sermaye piyasalarının önünü açacak. Bu da aslında bugünkü önemli ikinci mesajımız. Dolayısıyla biz daha sağlam bir zeminde, sağlam temeller üzerinde sermaye piyasalarımızın derinleşmesini, gelişmesini sağlayacağız. Kamu maliyesi alanında üç tane reform çalışmamız var. Çalışmalar tamamlandı, grubumuza verdik” dedi.