Kömürden çıkış raporunun sonucu paylaşıldı: ‘Geliri koruma güdüsü gelişiyor’

İDPAD Başkan Yardımcısı Dr. Alkan Üstün ve Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Dr. Bahattin Cizreli tarafından hazırlanan rapora göre Çayırhan Linyit Madeni 1977’de, Çayırhan Termik Santralı ise 1987’de devreye girdi. Özelleştirilen santralın işletmesi 2000’de Ciner Grubu’na geçti. Daha sonra, şirketin işletme süresinin dolmasıyla santral, 2020’de tekrar kamuya devredildi. Termik santral ve kömür madenlerinin çevreye verdiği zararlar ortada olmasına karşın, rapora göre bölgede yaşayanların ekonomik yönden maden ve santrala bağımlı olması kömür enerjisinden vazgeçmek için belirli önlemlerin alınmasını gerektiriyor.

"2400 KİŞİ ÇALIŞIYOR"

Üstün, 8 bin 600 nüfuslu Çayırhan’da ekonominin kömüre dayalı olduğunu, linyit madeni ve termik santralda 2 bin 400 kişinin çalıştığı belirterek, “Çalışanların aileleri de hesaba katıldığında mahallenin önemli kısmının karbon yoğun sektörlerden geçimini sağladı anlaşılmaktadır” dedi. Üstün, araştırmada santralın ve madenin olası kapanma durumuna bölgenin hazır olup olmadığının ele alındığına işaret ederek “Araştırmanın bir diğer amacı ise yeşil enerjiye geçiş süreçlerini geniş toplumsal kesimler için avatajlı bir şekilde gerçekleştirmeyi hedefleyen adil dönüşüm yaklaşımına ilişkin farkındalık oluşturmaktır” dedi.

Üstün, araştırma sonucuna göre bölge halkının kömüre dayalı ekonomiden sağladığı faydayı korumaya yönelik içgüdü geliştirdiği belirterek “Kömür madenciliğine bağlı enerji üretimininin çevreye ve sağlığa zarar verdiği yönündeki düşüncelere mesafeli durmaktadır” dedi.