Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Elif Acar Özgüner, 'İngilizce ve dijital yetkinliklerin artırılması çok önemli'

Dünya hızla dijitalleşiyor, işkolları dönüşüyor: Uzaktan hasta takibi, uzaktan eğitim, e-ticaret, hatta üretim hatlarının uzaktan kontrolü  ve denetimi... Hızlı değişime zamanında ve doğru ayak uydurabilenler bir adım öne geçiyor. Peki bu konuda Türkiye nerede? 

Elif Acar Özgüner, Microsoft Türkiye’nin genel müdür yardımcısı. Kurumsal satışlardan sorumlu, aynı zamanda Teknoloji Merkezi’nin direktörü. Kendisi ile dijital dönüşümü konuştuk. 

Dijital dönüşüm nereye doğru evriliyor? Öngörünüz nedir?

Pandemi, 20 yılda yaşanacak şeyi iki yılda dönüştürdü. Birçok işkolu, okullar, sağlık, üretim, perakende... Hepsi sanal iş nasıl yapılır konusunda çok hızlı hareket ettiler, ama hâlâ gidecek çok yol var. Herkes inanılmaz bir hızda veri biriktiriyor, o veriyi nasıl anlamlandıracağına kafa yoruyor. Ama bunların bazıları yüksek kapasite, bazıları anlık kapasite gerektiriyor. Türkiye’nin kapasitesinde ne yazık ki hemen her sektörde beceri alanında sıkıntımız var. İngilizce ve dijital yetkinliklerin artırılması çok önemli. Veri analisti, yazılımcı, siber güvenlik mühendisi, veri mühendisi gibi rollerde insanlar gerek. 

Bir yanda da yurtdışına büyük bir beyin göçü var. 

Evet ama hiç göç olmasaydı da çözmesi kolay bir problem değil. Çünkü bir yandan yeni arayışlar var bir yandan da var olan uygulamaların modernizasyonu gerek. Bunları aynı anda yapabilmek için var olan IT kapasitesinin beş katı kapasite lazım. Şunu öneriyoruz: Bu sadece IT’cilerin işi olmayabilir. Satıştaki de pazarlamacı da hazineci de muhasebeci de yapabilir. İnsanların yazılım yapmasını kolaylaştıracak teknolojiler var. “Low code” dediğimiz, kodla, yazılımla geliştirme var.

Microsoft Türkiye olarak yaptığınız öncü çalışmalardan biraz bahseder misiniz? 

Bu yıl 6’ncısını düzenlediğimiz Teknolojinin Kadın Liderleri yarışmamızı çok önemsiyoruz. Mesela bu yılki girişimcimiz, su altında ticari dalış operasyonları için riskli görevleri üstlenebilecek bir robot geliştiren genç bir mühendis kadın. Yılın eğitimcisi seçtiğimiz kişi Diyarbakır’da bir köy öğretmeni. “Geleceği Hayal Et” hackathon’u düzenledik. 62 şehirden, 600’ün üzerinde 15-18 yaş arası kız öğrenci başvurdu. 40 öğrenciyi seçtik ve 8 grupta yapay zekâ projeleri ile yarıştılar. Birinci olan Game Changers grubu, yoğun bakımda olan hastaların aileleri ile iletişim kurmasını ve moral olarak daha iyi hissetmelerini sağlayacak sevimli bir robot tasarladı.

Gençlere mesajınız nedir?

Gençlere yazılımı öğrenmelerini ve okurken bol bol proje yapmalarını söylerim: Projelerinizi yaparken sizden farklı olan insanlarla çeşitliliğe dikkat ederek yapın. Çünkü birlikte çalıştığın insandan da çok şey öğreniyorsun, her şeyi kendin öğrenmek zorunda değilsin, değişik şeyler öğrenen değişik şeyler bilen insanlarla bir araya geldiğin zaman da çok zenginleşiyor insan.

KADIN ORANI DÜŞÜK

Teknolojide Kadın Derneği’ne göre Türkiye’de kadın teknoloji çalışanlarının oranı sadece yüzde 9.99. Oysa fen, teknoloji, mühendislik ve matematikten mezun kadınlar diğerlerine göre yüzde 33 fazla kazanıyor. Özgüner, “Teknolojide kadınların işi bırakma oranı, erkeklerin iki katı. Bunun en büyük nedenlerinden biri mentorluk sorunu. Araştırmalar, kadın mentoru olan kadın çalışanların daha az iş bıraktığını gösteriyor. Üniversitede teknoloji okuyan kadın oranı yüzde 30’larda. Ama mezun olduktan sonra  tercih oranı azalıyor. Bir de evlenme, çocuk gibi dönüm noktalarında bırakan kadın sayısı çok fazla. Bu zor dönem koçlukla, daha iyi karşılanabilir. Biz onu yapmaya çalışıyoruz.