Mimar Sinan'ın Ayakapı Hamamı 33 milyona satılığa çıktı
Mimar Sinan eserlerinden biri olan 440 yıllık Ayakapı Hamamı, emlak sitesinde satışa çıkarıldı. 33 milyon TL’ye satılmaya çalışılan ve bakımsızlıktan dökülen hamamın hangi amaçla kullanılacağı ise bilinmiyor.
İstanbul Cibali’de bulunan Mimar Sinan’ın yaptığı tarihi Ayakapı Hamamı yeniden satışa çıkartıldı. 65 yıldır özel şahıs mülkiyetindeki harabe durumundaki tarihi eser için 33 milyon lira istenirken, Sinan’ın yaptığı eserin mevcut durumu ise görenlerin yüreğini sızlatıyor.
Hamamın tarihi hakkında bilgi veren Hamam Restorasyon Uzmanı Abu Balta, “Mimar Sinan eserlerinden biri olan 440 yıllık Ayakapı Hamamı 1582’te yılında 3. Murat’ın annesi Nur Banu Sultan tarafından yapıldı. Son yıllarda hamamın yanı sıra tamirci, depo gibi farklı amaçlarla kullanıldı. Şu anda ise tarihi yapının içi çürümeye yüz tutmuş durumda” dedi.
DAHA ÖNCE DE SATILDI
Tarihi yapının özel mülkiyete geçirildiğini aktaran Balta, “Daha önce de birçok kez satışa çıkarıldı. Şimdi ise bir emlak sitesinde tekrardan satış ilanı oluşturuldu. Fiyat olarak ise 33 milyon TL talep ediliyor. ‘Tarihi yarımadada, eşsiz bir eser, bölgenin mihenk taşı satılık’ başlığıyla yayınlanan ilanda yapının 560 metrekare büyüklükte olduğu belirtilmiş” diye konuştu.
"TARİHİ AYAKAPI HAMAMI SATILIKTIR”
İlanda yazılı diğer ayrıntılar ise şöyle: “İstanbul Tarihi Yarımada’da, Balat’tan Unkapanı yolu istikametinde, Abdülezel Paşa Caddesi üzerinde, ana yola 45 metre cephesi olup, bölgedeki ender büyük parsellerden. Fener-Balat Yenileme Proje alanının hemen yanında, bölgenin mihenk taşı yapılarından bir tanesi. Turizm, sosyal ve kültürel, yeme-içme ve benzeri faaliyetler için kullanılabilecek benzersiz bir yapı Tarihi Ayakapı Hamamı satılıktır.”
DENETİM SORUNU VAR
Hamamın farklı amaçlarla kullanılmaması gerektiğine dikkat çeken Balta, “Bu tarz yapılar aslında uygun şekilde restore edilmeli ve turizme kazandırılmalı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere ilgili kurumlar harekete geçmeli. Öte yandan bu yapılar, sahıs malı ise satılabilir. Ancak tescilli tarihi yapıların denetim sorunu var, proje yapılmadan yapılan değişiklikleri yakalanırsa dava konusu olabilir” ifadelerini kullandı.
DOĞRU RESTORASYON NASIL OLMALI?
Tarihi yapıların restorasyonunda iki temel sorun olduğuna dikkat çeken Yüksek Mimar Tevfik İlter ise şunları söyledi:
“Bir tanesi mülkiyete dayalı olarak yetkinin kimde olacağına dair. Bir taraftan mal sahibi yetkili bir taraftan kurum yetkili. Ama ikinci esas sorun restore edilecek tarihi yapıların tarihiyle ilgili yeterince bilgi sahibi olmayan birtakım kurumlar tarafından restore ediliyor olması. İkincisi çok karmaşık bir konu. Örneğin bir hamam restore edilecek, hamam restorasyonunda sadece taşların, tuğlaların, çatının yenilenmesi olarak algılanan bir restorasyon türü var. Bir de hamam restorasyonunun aslında yıkanma kültürünün nasıl olduğunu o yüzden de malzemelerin nitelikleri, çeşitleri üzerinde araştırma yaparak restorasyon yapma anlayışı var. Hamamlarda yerde akan suların birtakım detaylarla insanların basamayacağı noktalara ulaştırılması gibi. Eskiden olduğu gibi pis suların üzerine basarak yürüyemeyeceği için sağlık açısından yeni bir yöntem geliştirmek gerekiyor. Ama aynı zamanda yapının dokusunu bozmamak gerekiyor. O yüzden restorasyonlarda esas sıkıntı restorasyon yapan kişilerin yapı müteahhidinin yanında fonksiyonu anlamamalarından kaynaklanıyor. Bu yüzden pek sağlıklı olmuyor.”
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği