2014 işsizlikte ve dolarda rekorlar yılı oldu
Türkiye’nin en büyük yolsuzluk ve rüşvet skandalı 17-25 Aralık sonrası artan siyasi endişeler ve ABD Merkez Bankası'nın (Fed) 17-18 Aralık toplantısında ocakta tahvil alımlarını azalmaya başlayacağını açıklaması 2014'ün başında dolara rekor üstüne rekor kırdırdı.
2013'ü 2.16 seviyesinden tamamlayan dolar/TL, 20 Ocak'ta 2.2515'e kadar çıktı. Ancak Türk Lirası'nın dolar karşısında erimesine karşın Merkez Bankası 21 Ocak Para Politikası Kurulu toplantısında faizleri sabit bıraktı.
Merkez Bankası'nın faizleri değiştirmemesi, bankanın güvenilirliğini sarstı. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın Gezi eylemleri sırasında ortaya attığı ve piyasalar her karıştığında bir can simidi haline gelen 'faiz lobisi' iddiası sonrası TCMB'nin faiz silahını kullanmaması bankanın bağımsızlığı konusunda soru işaretleri yarattı.
Dolar 27 Ocak'ta 2.39 liraya kadar yükseldi. BIST 100 endeksi de Temmuz 2012'den beri gördüğü en düşük seviye olan 60.754 puana geriledi. Merkez Bankası gece yarısı olağanüstü toplanarak politika faizini rekor bir düzey olan yüzde 4.5'dan yüzde 10'a yükseltmek zorunda kaldı.
TCMB'nin politika faizini sert bir şekilde yükseltmesi sonrası dolar/TL düşüşe geçti ve yılın ilk yarısında 2.0618 seviyelerine kadar geriledi. Bu dönemde hükümet kanadı Merkez Bankası'na faize indir baskısını artırdı.
Yılın ilk kredi notu haberi şubat başında kredi dercelendirme kuruluşu Standard & Poor's'tan (S&P) geldi. S&P, Türkiye'nin "durağan" olan not görünümünü "negatif" düzeyine düşürdü, BB+ olan kredi notunu ise korudu. Karara gerekçe olarak da Türkiye'nin net dış finansman ihtiyacını kapsayan rezervlerin azalması gösterildi.
Borsa İstanbul Endeksi, doların rekor düzeylere çıktığı ocak ayında 62 bin 88 puana kadar geriledikten sonra dalgalı seyir şubat ve martta devam etti. Endeks, 30 Mart yerel seçimlerinin ardından güne 70 bin 465 puana çıktı. Seçimlerin ardından da yükseliş seyrini sürdürdü.
Moody's 11 Nisan'da Türkiye'nin Baa3 olan kredi notunu teyit ederken not görünümünü 'durağan'dan 'negatif'e çevirdi. Moody's'in görünümü düşürmesinde artan siyasi belirsizlik ve yavaşlayan büyüme oranı etkili oldu. Moody's Türkiye'nin notu daha sonra güncellemedi.
Merkez Bankası mayısta faiz indirimlerine başladı. Banka politika faizini mayısta 50, haziranda 75, temmuzda da 50 baz puan indirdi. Böylece ağustostaki cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde politika faizi yüzde 8.25’e çekildi. Kararla birlikte Merkez Bankası'nın bağımsız olup olmadığı Türkiye'de yatırım yapacak olan yabancıların bir numaralı sorusu haline geldi.
Merkez Bankası, yüzde 5 hedef ile girdiği 2014 yılı boyunca enflasyon öngörülerini, enflasyon raporlarında yukarı yönlü değiştirdi. Ocak ayında yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 6.6 olarak açıklayan Merkez, bunu nisanda 7.4'e, temmuzda 7.6'ya, ekimde ise 8.9'a çıkardı. Ancak enflasyon Merkez Bankası tahminlerinin çok üzerinde kalmayı sürdürdü. Ocak ayında yüzde 7.75 olan yıllık enflasyon, mayısta yüzde 9.66 ile en yüksek düzeye çıktı. Son olarak Kasım enflasyonu ise yüzde 9.15 olarak açıklandı.
Avrupa'da ekonomiyi canlandırmak isteyen Avrupa Merkez Bankası haziranda tarihi kararlara imza attı. Mevduat faizi ilk defa eksiye indirilirken, 400 milyar Avro'luk varlık alımının kapısı açıldı. Banka 5 Haziran'da politika faizini yüzde 0.15'e ve mevduat faizini yüzde eksi (-) 0.10'a çekti. 4 Eylül'de de faizlerde 2. kez indirime giderek mevduat, marjinal borç verme ve politika faizlerini sırasıyla yüzde eksi (-) 0,20, yüzde 0,30 ve yüzde 0,05 olarak belirledi. Kararlar TL ve Borsa İstanbul'a da pozitif yansıdı.
Avrupa'daki parasal genişleme kararları ile moral bulan piyasaları bu kez de Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) vurdu. Terör örgütü IŞİD'in 10 Haziran'da Irak'ın Musul kentinin kontrolünü ele geçirmesi jeopolitik risklerin tekrar hatırlanmasına neden oldu. Bu dönemde petrol fiyatları da yükseldi.
Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından kabinenin açıklanmasıyla birlikte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın özellikle yüksek faizden şikayet ettiği ve Merkez Bankası'nın para politikasını eleştirdiği dönemde, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın kabinede yer alıp almayacağı en çok tartışılan konuların başında geldi. Babacan'ın görevi değişmezken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başdanışmanı Yiğit Bulut oldu.
Türkiye ekonomisi ilk çeyrekteki yüzde 4,7'lik büyümenin ardından, 2. çeyrekte beklentileri karşılamayan yüzde 2,1'lik GSYH artışı elde etti. 2014’ün ikinci çeyrek verileri Türkiye ekonomisinin 17’nci sıradaki yerini de kaybettiğini gösterdi.
Avrupa'da büyümeye ilişkin tedirginliğin artması, ABD ekonomisinin ise iyiye gitmesiyle dolar endeksi, eylülde yılın en hızlı artışını kaydederek 86 seviyesini gördü. Gelişen ülke para birimleri ise Fed faizleri artıracak endişeleriyle değer kaybetti.
Hükümetin açıkladığı 2015-2017 Orta Vadeli Program (OVP) verileri ekonominin bıçak sırtında olduğunu gösterdi. Geçen yıl belirlenen temel ekonomik hedefler altüst oldu. Yüzde 4’lük büyüme hedefi bu yıl yüzde 3.3’e, 2015 için yüzde 5’ten yüzde 4’e çekildi. Bu yıl için konulan kişi başı gelir hedefi 11 bin 277 dolardan 10 bin 537 dolara çekildi. Gıda fiyatlarına yapılan zamlarla zirve yapan enflasyonda da yıl sonu hedefi yüzde 80’e yakın artırılarak yüzde 5.3’ten yüzde 9.4’e yükseltildi. Bu yıl için 9.4 olarak belirlenen işsizlik oranı 9.6’ya yükseltildi.
OVP’de geri çekilen ihracat hedefleri ise hükümetin ‘2023’te 500 milyar dolarlık ihracat’ söyleminin artık hayal olduğunu gösterdi. 2016 için 202.5 milyar dolar olarak konulan ihracat hedefi 187.4 milyar dolar olarak geri çekildi. 2017 için ise 203.4 milyar dolarlık ihracat hedefi belirlendi.
IŞİD tehlikesiyle artan jeopolitik riskler, Fed’in faiz artırımı endişeleri ve küresel ekonomik büyümenin zayıfladığına dair verilerle Türkiye ekonomisinin kırılganlıkları birleşince piyasalar da bir türlü toparlanamadı. Merkez Bankası verilerine göre Türkiye piyasalarından 12 Eylül - 12 Ekim arasında 1.819 milyon dolar kaçtı.
Fed'in 29 Ekim'de açıklanan toplantı kararlarıyla tahvil alım programını sona erdirdi. Fed 2008 krizinden itibaren toplam 3.9 trilyon dolarlık tahvil aldı. Faiz oranının "kayda değer bir süre" daha düşük seviyelerde tutulacağı açıklamaları ise piyasalarda iyimserliği destekledi.
Ekim sonlarında Japonya Merkez Bankası da (BoJ) sürpriz bir şekilde yıllık tahvil alım miktarını artırma kararı aldı. Japonya ve Avrupa'da parasal genişlemenin sürmesiyle ABD borsaları tüm zamanların en yüksek seviyeleri görürken, yurt içinde de dolar/TL 2,19 seviyelerine kadar indi.
Haziranda IŞİD tehlikesiyle zirve yapan petrol fiyatları küresel büyüme endişeleri, Suudi Arabistan'ın petrol fiyatlarında değişikliğe gitmesi ve BoJ'un sürpriz teşvik kararının ardından gerilemesini sürdürerek son 4 yılın en düşüğünü gördü. OPEC'in petrol üretim miktarını sabit tutmasıyla fiyatlardaki düşüş sürdü. Ancak petrol fiyatlarındaki düşüş Türkiye'deki benzin fiyatlarına yeterince yansımadı.
Yılın üçüncü çeyreği itibariyle büyüme tahminlerin yarısı düzeyinde yüzde 1,7 gelerek herkesi şaşırttı. Büyümenin düşük gelmesinde; sel ve donla uğraşan tarımın küçülmesi ve büyümenin lokomotifi hane halkı tüketim harcamalarının yerinde sayması, özel sektör yatırımlarının son 3 yıldır olduğu gibi bu çeyrekte de kıpırdamaması önemli rol oynadı. İhracat ise büyümeye olumlu katkı sağladı. Kamu harcamalarındaki hızlı artış büyümeyi ayakta tutan unsurlardan biri olarak dikkat çekti.
İşsizlik eylül ayında yüzde 10.5’e yükseldi. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı aynı dönemde 2 milyon 944 binden 3 milyon 64 bin kişiye çıktı. Tarım dışı işsizlik oranı yüzde 12.7 olurken, 15-24 yaş grubunu içeren genç nüfusta işsizlik yüzde 19.1 oranında kaydedildi. İşgücüne katılım oranı yüzde 51.1, istihdam oranı yüzde 45.8 oldu.
Rusya ekonomisi AB ve ABD'den gelen yaptırımlar ve petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle zor günler geçirirken ruble tarihinin en düşük seviyelerine geriledi. Rusya Merkez Bankası politika faizini güçlü bir artırımla yüzde 17'ye yükseltse de rublenin dolar karşısındaki değer kayıpları engellenemedi ve dolar/ruble paritesi 79,519'a kadar çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 12 Aralık'ta "faizler yüksek" açıklamasının ardından dolarda başlayan tırmanış 14 Aralık operasyonlarının etkisiyle hız kazandı. Buna Rusya'daki gelişmeler de eklenince, dolar 16 Aralık'ta 2.41 lirayı aşıp 2.4140 liraya çıkarak tüm zamanların rekorunu kırdı. Parite etkisiyle Avro da, 3.01 lira düzeyine çıktı.
Soluksuz tırmanışla rekorlar kıran doların önünü, Merkez Bankası'nın, enerji kuruluşlarının ayda bir milyar doları bulan döviz talebini piyasadan çekerek kesti. Merkezin bu adımının yanında, Fed'in faiz artışlarında "sabırlı olacağı"nı vurgulaması da yeni rekorlar kıran dolardaki artışı frenledi. Dolar 2.32 liraya, Avro ise 2.87 liraya kadar geriledi. Diğer yandan Rusya'nın finans sektöründeki oynaklığı istikrara kavuşturmayı amaçlayan bir dizi tedbir yayımlamasıyla piyasalarda denge sağlandı.
Borsa İstanbul da yılın son günlerine girilirken Fed'in faiz artırım sürecine ilişkin tedirginliklere karşın kazançlarını korumaya çalıştı ve yıllık bazda yüzde 25'lik getiri sağladı.
Yıla 85.35 TL/gr’dan başlayan 24 ayar altın fiyatı mart ayındaki 99.00 TL/gr ile yılın en yüksek seviyesine yükseldi. Yılın ikinci çeyreğinde 79.50 TL/gr ile en düşük seviyesini gördü, aralık sonlarında ise 88.65'li seviyelere geldi. Yıl başı ile yıl sonu karşılaştırıldığında 24 ayar altın; faiz ve enflasyon dikkate alındığında reel olarak yatırımcısına kaybettirdi.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza