Dahi yönetmen Christopher Nolan'ın 10 efsane filmi
Sinema dünyasının dahi yönetmeni Christopher Nolan'ın son filmi bu ay vizyona giriyor. Nolan'ın yönetmenliğini ve yapımcılığını yaptığı diğer filmlerini derledik.
Londralı işsiz bir yazar olan Bill, yeni romanı için insanların yaşamlarını öğrenmeyi takıntı haline getirir. Onları takip ederek, gizlice evlerine girerek hayatları hakkında ayrıntıları öğrenmeye çalışan Bill'in takip ettiği insanlardan biri olan Cobb adındaki iyi giyimli yabancı, aslında azılı bir soyguncudur. Bill'in kendince iyi niyetli saplantısı Cobb'un izlendiğini fark etmesiyle, birden ölümcül bir şekilde tersine döner ve kendisini bir anda karanlık suç dünyasının dehlizlerinde bulur.
Leonard Shelby, pahalı takım elbiseler giyer, son model bir Jaguar kullanır; bunun yanında ucuz, tanınmamış motellerde konaklar ve ödemelerini hep nakit parayla gerçekleştirir. Başarılı bir iş adamı görüntüsündedir... Ancak Leonard'ın tek işi intikam almaktır; karısının ırzına geçip öldüren adamın peşindedir. Şüpheleri polis tarafından dikkate alınmayan Leonard'ın yaşamındaki tek mücadelesi, adalet arayışı uzerine kurulmuştur. Katili belirlemesinde ise büyük bir zorlukla karşı karşıyadır. Leonard'ın nadir görülen, tedavisi olmayan bir hafıza kaybı hastalığı vardır. "Kaza" oncesi olayları tüm ayrıntılarına kadar hatırlayabilen Leonard, 15 dakika önce ne olduğunu, ne yaptığını, nereye gittiğini ve neden gittiğini bilememektedir.
Los Angeles polisinden dedektifler Will Dormer ve Hap Eckhart, küçük bir Alaska kasabasına 17 yaşında bir kızın öldürülmesini araştırmaya giderler. Araştırmaları sonucunda Walter Finch adında bir yazardan şüphelenir ve peşine düşerler. Sisler içinde yaşanan bir çatışmada Hap öldürülür, Finch kaçar.Başarısızlığa uğramanın ve ortağının ölümünün öfkesiyle Dormer, Finch'in peşine düşer. Bu kez yanında yerel bir polis memuru olan Ellie Burr vardır. ikili, Finch'in zekice ördüğü entrikalar ağı içerisinde intikam ve adalet için çabalar
Ailesinin öldürülmesinin ardından muazzam bir servetin sahibi olsa da, büyük hayal kırıklığı yaşayan Bruce Wayne (Christian Bale), adaletsizlikle savaşmanın yollarını bulmak, ve güçsüzleri korkuya boğanlara gözdağı vermek amacıyla dünyayı dolaşır. Wayne bir süre sonra Gotham'a dönerek, diğer kimliğini ortaya çıkarır: Gücünü, aklını ve yüksek teknoloji ürünü araçlarını, şehri tehdit eden kötü güçlere karşı kullanan maskeli Batman’i.
Bu beklenmedik dönüşlerle dolu gizemli öyküde, Viktorya Devri’nde iki sahne sihirbazı, giderek şiddetlenen bir savaşa ve birbirlerinin mesleki sırlarını ortaya çıkartmak için doymaz bir susuzluğa dönüşen güçlü bir rekabete girişiyorlar. Bu iki görkemli adamın cüreti tutkuya, şovmenliği bilime ve hırsı dostluğa kırdırmalarının sonuçları tehlikeli, ölümcül ve hileli oluyor. Her şey yüzyılın başında, hızla değişen Londra’da başlıyor. Sihirbazların ünlü ve en üst mertebede idol olarak kabul edildikleri bir zamanda, iki genç sihirbaz şöhrete giden yolu çizmeye başlarlar. Gösterişli, sofistike Robert Angier (HUGH JACKMAN) tam bir şovmenken, yontulmamış ve gelenekçi Alfred Borden (CHRISTIAN BALE) sihirli fikirlerini gösterme yeteneğinden yoksun, yaratıcı bir dahidir. Birbirlerini takdir eden arkadaşlar ve ortaklar olarak yola çıkarlar. Ama en büyük numaraları ters gidince, aralarında ömür boyu sürecek bir düşmanlık başlar; ikisi de bir diğerini geçme ve altüst etme niyetindedir. Sürdürdükleri aşırı rekabet, her numarayla, her gösteriyle daha da büyür; ta ki sınır tanımayana, hatta elektriğin yeni ve inanılmaz güçlerini ve Nikola Tesla’nın bilimsel dehasını işin içine dahil edene dek.
The Dark Knight'da, Batman suça karşı savaşını daha da ileriye götürüyor: Teğmen Jim Gordon ve Bölge Savcısı Harvey Dent’in yardımlarıyla, Batman, şehir sokaklarını sarmış olan suç örgütlerinden geriye kalanları temizlemeye girişir. Bu ortaklığın etkili olduğu açıktır, ama ekip kısa süre sonra kendilerini, Joker olarak bilinen ve Gotham şehri sakinlerini daha önce de dehşete boğmuş olan suç dehasının yarattığı karmaşanın ortasında bulurlar.
Dom Cobb (Leonardo DiCaprio) çok yetenekli bir hırsızdır. Uzmanlık alanı, zihnin en savunmasız olduğu rüya görme anında, bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çekip çıkarmak ve onları çalmaktır. Cobb’un bu ender mahareti, onu kurumsal casusluğun tehlikeli yeni dünyasında aranan bir oyuncu yapmıştır. Ancak, aynı zamanda bu durum onu uluslararası bir kaçak yapmış ve sevdiği herşeye malolmuştur. Cobb’a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatını geri verebilecek son bir iş; tabi eğer imkansız başlangıçı tamamlayabilirse... Mükemmel soygun yerine, Cobb ve takımındaki profesyoneller bu sefer tam tersini yapmak zorundadır; görevleri bir fikri çalmak değil onu yerleştirmektir. Eğer başarırlarsa, mükemmel suç bu olacaktır. Ama ne dikkatle yapılan planlamalar, ne de uzmanlıkları, onları, her hareketlerini önceden tahmin ettiği anlaşılan tehlikeli düşmanlarına karşı hazırlıklı kılabilir. Bu, gelişini sadece Cobb’un görebildiği bir düşmandır.
Terörist lider Bane'nin yaptığı gizli planları durdurmaya bu sefer ne Bruce Wayne'nin ne de Batman'in gücü yeter. Kedikadın Selina Kyle'ı da kendi safına çeken Bane, Gotham kentini ve halkını ciddi bir tehditle karşı karşıya bırakacaktır. Serinin son filminde ne yerel kuvvetler, ne kahraman Jim Gordon ne de ordu olacakların önüne geçemez. Batman ilk kez kendisinden daha güçlü bir rakibe karşı mücadele verecektir.
Filmin geçtiği yakın gelecekte yeryüzünde yaşam, artan kuraklık ve iklim değişiklikleri nedeniyle tehlikeye girmiştir. İnsan ırkı yok olma tehlikesiyle yüzyüzedir. Derken yeni keşfedilmiş bir solucandeliği, tüm insanlık için umut olur. Buradan geçip boyut değiştirerek daha önce hiçbir insanoğlunun erişemediği yerlere ulaşmak ve insanoğlunun yeni yaşam alanlarını araştırmak ise bir grup astronot-kaşife kalır. Bu kaşifler, geçen 1 saatin dünyadaki 7 yıla bedel olduğu ortamda hem hızlı ve cesur olmak zorunda kalacaklardır.
Christopher Nolan'ın yönetmenliğini üstlendiği kısa belgesel tipi yapım, animasyon dehaları Quay Kardeşlerin işlerine odaklanıyor.
2. Dünya Savaşı'nın ilk yıllarında Nazi Almanyası'nın net bir üstünlüğü vardır. Mayıs 1940'ta İngiltere, Kanada, Fransa ve Belçika'ya ait müttefik ordularından 400 bin asker, Fransa'nın İngiltere'ye çok yakın Dunkerque (Dunkirk) bölgesinde Alman Ordusu tarafından karadan tamamen kuşatılmıştır. Almanlar bu askerleri hava bombardımanlarıyla yok etmeyi planlarken, İngiliz Başbakanı Churchill'in yönlendirmesiyle askerleri kurtarabilmek için çok tehlikeli ve savaşın gelişimi açısından hayati önemde bir tahliye operasyonu başlatılır.
Dunkirk, filmi, 2. Dünya Savaşı'nın seyrini etkileyen olaylardan Dunkirk Tahliyesi'ni karadan, havadan ve denizden farklı bakış açılarıyla izleyiciye aktarıyor. Film 21 Temmuz'da vizyona girecek.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza