Edip Cansever 89 yaşında
Ağustos 1928'de doğan şair, neredeyse hayatının tamamını şiir yazmaya adadı.
İstanbul Erkek Lisesi'ni bitirdi. Sonra eğitim hayatını tamamlamadan Kapalıçarşı’da turistik eşya ve halı ticareti yapmaya başladı.
İlk olarak yazdığı şiirleri 1944 tarihinde “İstanbul” adlı bir dergide yayınlandı. 1957 yılında ”Yerçekimli Karanfil” adlı kitabını yayımlayan Edip Cansever, büyük bir beğeni topladı ve bu kitap ile 1958 Yeditepe Şiir Armağanını kazandı. Kendisinin de içinde bulunduğu 2. Yeni hareketinin karakteristik özelliklerini bu kitaptaki şiirlerde gösteren Edip Cansever, ülkemiz şiirine bambaşka bir tarz getirdi. 1976 yılında yine şiir için ve edebiyatımız için çok farklı bir noktada duran “Ben Ruhi Bey Nasılım” adlı kitabını yayınladı. Şairin bu kitabı ise 1977 yılında Türk Dil Kurumu Şiir Ödülünü aldı. Son olarak usta şair, “Yeniden” adı altında tüm şiirlerini bir araya getirdi ve bu kitap 1982'de Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü şairine getirdi.
"Yeşil ipek gömleğinin yakası
Büyük zamana düşer
Her şeyin fazlası zararlıdır ya
Fazla şiirden öldü Edip Cansever"
Edip Cansever'in yakın arkadaşı Cemal Süreya böyle söyler şair için..
O'nun bütün hayatı şiirdir, aşktır, dostluktur. Fakat şiirlerinde umutsuzluk, arayış, yalnızlık, iletişimsizlik, uyumsuzluk gibi temalar göze çarpar.
Edip Cansever sürekli Turgut Uyar ile karşılaştırılır. Çünkü onun eşine, Tomris Uyar'a, aşıktır. Şiirlerinde bundandır hep bir kapalı anlam sezilir. Bir şeyleri açıkça dile getiremez, Edip Cansever okurken onunla konuşuyor gibi hissedersiniz ama asla size tam olarak cevap vermez.
Tomris Uyar'a olan duygularını hep içinde yaşayan şair, Her 15 Mart'da Tomris Uyar'ın doğum gününde bir büyük rakı içer ve uzaktan Tomris Uyar'ı izlerdi. Yine bir 15 Mart'da belki de bir kadına verilebilecek en güze hediye olan bir şiir yazdı. İlk defa burada Edip Cansever'in ağzından Tomris Uyar'a olan aşkını, ona hiç ulaşamayışının çaresizliğini dinledik...
"Mart ayında patlıcan, ağustosta karnıbahar
Mutfağın mutfak olalı böyle
Bir adın vardı senin, Tomris Uyar'dı
Adını yenile bu yıl, ama bak Tomris Uyar olsun gene
Ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma
Oysa güneş pek batmadı senin evinde
Söyle
Ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç."
Farklılıkların şairiydi Edip Cansever..
Türkçede sıkça kullanılan kelime kalıplarına karşıydı, her kelimeyi herkesin kullandığı gibi kullanmazdı. Bu yüzden Türk şiirine hem anlamsal hem biçimsel yeni soluk kazandırdı.
Masa da masaymış ha
bana mısın demedi bu kadar yüke
bir iki sallandı durdu
adam ha babam koyuyordu."
Edip Cansever'in en meşhur şiirlerinden biri olan "Masa da masaymış ha" okullarda ders kitaplarında bile karşımıza çıkabilecek bir şiir. Sürekli bu şiirle anılması sebebiyle Edip Cansever bu şiiri için "yaşamım boyunca kurtulamadığım şiir" demiştir.
"Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele. "
"Yerçekimli Karanfil" Edip Cansever'in şiirlerini topladığı kitap olmakla birlike, bugün mezar taşında "karanfil" sembolü bulunduracak kadar da önemli bir şiirdir..
Yazdığı destansı uzunluktaki "Ben Ruhi Bey Nasılım" şiiri İstanbul Devlet Tiyatrosu tarafından sergilenmiştir. Ruhi Bey'i Uğur Polat canlandırmıştır. "İnsan kendi kendisine bakıp ağlamaz mı?" diyor Edip Cansever ve Türk Edebiyatı'nın en kafa karıştrıcı şiirine de imzasını atmış bulunuyor.
Her gün duyduğumuz, gördüğümüz, bildiğimiz şeyleri kendi dünyasının süzgecinden öyle hünerle geçiren bir şairdi ki Edip Cansever, okuduğunuzda kendinizden bir parça bulmamak mümkün değil..
İyi ki doğmuş..
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!