16. Avrasya Ekonomi Zirvesi gerçekleşti
16. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nin "Tek Kutuplu Dünya mı, Çok Kutuplu Dünya mı?" başlıklı cumhurbaşkanları oturumu gerçekleştirildi.
Marmara Grubu Vakfı'nca, Wow Otel'de düzenlenen zirvenin cumhurbaşkanları oturumunda konuşan Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge Ivanov, AB'nin, büyük savaşlara karşı bir barış projesi olarak doğduğunu, bu projenin büyük devletleri yanına aldığını söyledi.
Çok kutupluluğun dünyada hakim olmasında çok sayıda neden olduğunu belirten Ivanov, tek kutupluluğun ne dünyada ne de evrende olmadığını, bu durumun doğal da bulunamayacağını söyledi. Ivanov, her şeyin negatif ve pozitif olmak üzere iki kutbu olduğunu ifade ederek, AB'de ve Avrasya coğrafyasında bulunan ülkelerin örf, adet, gelenek, görenek olarak birbirinden farklı olduğunu dile getirdi.
İnsanların ve devletlerin yönlerini belirlemesi için belirli ibreler olduğunu aktaran Ivanov, bu ibrenin uluslararası kanunlar olduğunu, bu ibrelerin olmaması durumunda istikrarsızlık ve düzensizlik yaşanacağını anlattı. Ivanov, "İnsanlara yolunu gösterecek bu ibre, uluslararası değerlerden oluşur. Bu değerler insan hakları, insan haysiyeti ve özgürlüğüdür. Çok kutupluluğun kaybolduğunu söyleyeceksek, tek kutupluluğun istisna olduğunu da söylemeliyiz. Her istisnada olduğu gibi nadiren ve kısa süreli ortaya çıkar. Sizleri, dünyanın tek kutupluluğundan değil, evrensel ve genel olarak kabul edilen insanlık değerlerinin yani özgürlük, insan hakları, güvenlik, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kalkınmanın saygı gördüğü dünyadan konuşmaya teşvik etmek istiyorum. Çeşitliliği destekleyen bir dünya oluşturmaya çalışalım."
''AB'nin Türkiye'ye sadece ekonomik açıdan ihtiyacı yok"
Slovenya 3. Cumhurbaşkanı Danilo Türk de tek kutuplu dünya mefhumunun kendilerini yanıltabileceğini, çok kutuplu dünya mefhumunun da zamanının biraz geçtiğini belirtti.
Tarihteki tek kutuplu sistemlerden bahseden ve çok kutupluluğun göreli olarak tarihte yaşandığını aktaran Türk, çok kutupluluğun 19. yüzyıla ait olduğunu söyledi.
Türk, son yıllarda AB'de göreli bir zayıflama görüldüğünü ancak bu zayıflamanın geri çevirilemez bir zayıflama olmadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"AB'nin Türkiye'nin üyeliğine ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Bunun tek nedeni, hemen elde edilebilecek ekonomik fayda ve avantajlar değildir. Aynı zamanda AB'nin küresel sahnede ve çok kutuplu bir dünyada çok güçlü bir oyuncu olması için Türkiye'ye ihtiyacı vardır. Elbette geleceğin çok kutupluluğu, 19. yüzyılın çok kutupluluğundan farklı olacaktır. Geleceğin çok kutupluluğunun nasıl olacağını söylemek güçtür. Siyasi ve güvenlik unsurlarını ele alırsak belirleyici unsur coğrafi zorlamalardır. Geleceğin çok kutuplu dünyası büyük ölçüde coğrafi olarak tanımlanacaktır. Bölgenin kritik öneme sahip kesimi Avrasya olmaya devam edecek. Burada vurgu Orta Asya'da olacaktır. Belirleyici gelişmeler muhtemelen burada vuku bulacaktır.
Kanımca Türkiye, komşularıyla ilgili politikalarında her zaman dikkati çekmiştir. Burada İran, Ermenistan ve Kıbrıs'ı kastediyorum. Tüm sorunları çözme isteği ve arzusu ortaklık mefhumunun önemli bir unsurudur. Ayrıca Türkiye'de Kürtler konusunda yakın geçmişte gelişmeler var. Bu, Türkiye'nin gündeminin bir parçasıyken elbette daha geniş bölgesel etkileri de var. Çok olumlu bir yaklaşım. Halihazırda uluslararası bir destek almıştır ve kanımca Türkiye'nin Kürt halkıyla ilişkileri farklı bir mecraya oturtması için daha fazla desteğe ihtiyacı vardır."
"2030'da enerji güvenliği konusunda tehdit edileceğiz"
Estonya 3. Cumhurbaşkanı Arnold Rüütel de çözülmesi gereken büyük problemler olduğunu belirterek, bu problemlerin su yetersizliği, gıda güvenliği, şehirlerin büyümesi ve nüfusun yaşlanması olduğunu söyledi.
Dünyada yaşayan 7 milyar kişinin 1 milyarının her gün aç kaldığını ya da yeterli beslenemediğini kaydeden Rüütel, krizlerin fakirlikten ve farklı imkansızlıklardan kaynaklandığını ifade etti.
Eşit gelişmeden ve adil düzenden bahsedilmesinin bu sorunların çözülmesine bağlanması gerektiğini vurgulayan Rüütel, "2030'da global enerji talebi bugünkünün iki katı olacak. Enerji güvenliği konusunda tehdit edileceğiz. Yenilenebilir enerji kaynağını kullanamıyoruz. Nüfusun yaşlanması da sorun. Her ay 800 milyon kişi 65 yaşına giriyor. Demografik değişiklikler bütün devlet liderlerinin ajandasında olmalı. Şehirlerin büyümesi çevremize büyük zarar veriyor. Durmak bilmeksizin gelişen teknoloji insanlık için tehdit oluşturmaktadır. Bu konularda BM'nin daha etkin faaliyetlerde bulunması bize yardımcı olacaktır" diye konuştu.
"Siyasi ve iktisadi düzeyler göz önünde bulundurulmalı"
Bulgaristan 1. Cumhurbaşkanı Zhelyu Zhelev de geçmişe bakılarak geleceğe dair plan yapmanın tehlikeli olduğunu, yaşanılan yüzyılda sürekliliğin sağlanması gerektiğini söyledi.
"Komünizm ve faşizm gibi araçlarla demokratik hedeflere ulaşmak mümkün değil" diyen Zhelev, demokratik hedeflere ulaşmak için demokratik araçlar gerektiğini kaydetti.
Zhelev, 20. yüzyılın en tartışmalı ve büyük bir şiddetin yaşandığı yüzyıl olduğunu aktararak, bu yüzyılda yaşanan savaşlara, can ve mal kayıplarına, atom bombalarının imalına, büyük felaketlere değindi. Buna rağmen geçen yüzyılda bilim, teknoloji, mühendislik gibi alanlarda büyük gelişmeler yaşandığını dile getiren Zhelev, AB'nin kuruluşuna değindi.
Zhelev, "Geleceğin dünyasının çok kutuplu mu yoksa tek kutuplu mu olacağını mülahaza ederken siyasi ve iktisadi düzeyler göz önünde bulundurulmalı. AB'nin iktisadi durumunu göz önünde bulunduran analistler, siyasi ve ekonomik gelişmelerin AB ile ilgili ortak bir pozisyon oluşturmadığı kanısındadırlar. Üyelerin münferit pozisyonları doğaları gereği farklıdır. Örneğin, Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasına Almanya ve Fransa olumsuz yaklaşırken, İngiltere ve ABD olumlu yaklaşmaktadır. Bulgaristan ve Romanya da Türkiye'yi desteklemektedir" ifadelerini kullandı.
"Çok kutuplu bir dünya ekonomik nizamına geçilmektedir"
Bulgaristan 2. Cumhurbaşkanı Peter Stoyanov ise oturumun konusu olan sorunun tek bir açıdan yanıtlanamayacağını belirterek, terörizm ve nükleer savaş gibi tehditlerin kabul edilemez olduğunu söyledi.
Analistlerin, tek kutupluluğun barışçıl olduğunu düşündüğünü ifade eden Stoyanov, tek kutuplu dünyada büyük devletlerin savaşmadığını bildirdi.
Stoyanov, son 20-25 yılda dünya ekonomisinin büyük değişimler yaşadığını dile getirerek, uluslararası şirketlerin yapısından ve çok kültürlülüğünden bahsetti.
"Çok kutuplu bir dünya ekonomik nizamına geçilmektedir" diyen Stoyanov, çok kutuplu dünyada küresel bir oyuncu olmanın o ülkeye büyük sorumluluklar yükleyeceğini söyledi.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza