19 Mayıslarda ben hep yürürüm
Dokuz yaşındaydım, üzerimde izci kıyafetim, trampetim boynumda asılı, elimde trampet değnekleri, babamla birlikte okula gidiyordum. 19 Mayıs Yürüyüşünde, kendi okulumun taburunda trampet çalacaktım. Annemin babama, “Bugün Ayşe’yle okula kadar yürüsene, trampeti ağır gelirse taşıyıverirsin”, diye fısıldadığını duymazdan gelmiştim. Yolun yarısına gelmiştik ama babamda tık yoktu.
“Of, bu trampet de çok ağır” diye şikâyet ettim.
Babam, “Bu gün ne maksatla yürüyeceğini biliyor musun?” diye sordu.
O yıllarda küçük izcilere Yavru Kurt denirdi, “Yavru Kurt’um ya” dedim, “Üstelik trampetçiyim de o yüzden işte!”
O İLK ADIM...
“O kadar basit değil”, dedi babam: “19 Mayıs, umudunu asla kaybetmeyen kahraman bir askerin, vatanının kara kaderini değiştirme kararının ilk adımıdır. Üzerinde gururla taşıdığın şu izci forması var ya kızım, işte bugün onu giyebilmeni, trampet çalarak bu törene katılmanı, Mustafa Kemal’in 19 Mayıs 1919’da başlayan yürüyüşüne borçlusun.”
“Atatürk’ü mü kastettin, baba?” diye sordum, öğretmenimizin anlattıklarını da hatırlayarak.
“Elbette” dedi babam, “ama o tarihte soyadı Atatürk değildi, çünkü biz Türklerin soyadı henüz yoktu. Soyadı olarak babalarımızın adını kullanırdık, o yüzden her kuşakta değişirdi soyadlarımız. Soyadı sahibi olmamızı da ona borçluyuz.”
“Yaa! Nasıl yani?” şaşırmıştım.
“Benim rahmetli babamın adı Salih Zeki’ydi, dolayısıyla ben, Cumhuriyet kurulmadan önce Muhittin Salih adını kullanırdım. Soyadı kanunu çıkmasaydı, senin adın Ayşe Muhittin olacaktı; kuzenin Orhan’ın adı da o amcanın adını taşıyacağı için, Orhan Nusret. Amca çocukları olduğunuz, aynı aileden geldiğiniz anlaşılmayacaktı. Cumhuriyetle kazandıklarımızı sana öğretmenlerin zamanı geldikçe anlatacaklar.”
Ben bu isimler kargaşasını düşünürken, bir süre sessizce yürüdük.
İLERLEMENİN BEDELİ
Okulun kapısından ayrılırken babam bana, “Bugün Kızılay’dan Ulus’a doğru yürürken aklında olsun, törende atacağın adımlar, senin hem özgürlüğe hem de uygarlığa yürüyüşünün simgesidir. İleriye yürümenin bir bedeli vardır, bu çabayı gösterenler elbette yorulur. Oysa yerinden kıpırdamadan, düşünmeden, değişmeden durduğu yerde sayanlar belki yorulmazlar ama eksik kalırlar. İşte bu nedenle bu sabah trampetini, ağırlığından hiç gocunmadan, gururla sevinçle yürü ve yürüyebildiğin için de şükran duy!” demişti.
Aradan tam 70 yıl geçmiş.
Ben o gün bugündür, 19 Mayıslarda hep yürürüm.
İNANCIM TAM
Bu yıl salgın hastalık nedeniyle getirilen sokağa çıkma yasağından dolayı, elime bayrağımı alıp, binamızı çevreleyen bahçede volta atacağım. Gafletle ve nefretle beslenmiş bir kindar kuşağın ölüm listeleriyle, mermi kavanozlarıyla, tehditlerle ekranlarda arzı endam ederek dehşet saldığı şu günlerde, fasit bir dairede dönüp durduğuma canım yanarak ve fakat 19 Mayıs ruhu hâlâ yüreğimde, bulaş başta olmak üzere her olumsuzluğun üstesinden geleceğimizin inancıyla, yürüyeceğim.
19 Mayıs, bu vatanın iyi insanlarının özgürlüğe, uygarlığa, güzel günlere uzanacak büyük yürüyüşün başlangıcıydı. Bir kere daha, hepimize kutlu olsun!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- Çiçekçiyi yumrukla öldürmüştü: İstenen ceza belli oldu