2012'de 210 kadın öldürüldü

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun en son verilerine göre 2012 yılında 210 kadın öldürüldü. Kadınların öldürülme nedenlerinin başında yüzde 29.2 ile ayrılma ve boşanma geliyor. Geçtiğimiz yıl öldürülen kadın sayısı 121, 2010’da ise 180 idi.

2010 yılında kurulan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği en son 2012 yılının ilk altı ayında öldürülen kadınların istatistiki verilerini kamuoyuyla paylaşmış ancak rakamlar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından gerçekçi bulunmamıştı. Platform İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne başvurarak bilgi istedi. Resmi kurumlar taleplere olumsuz yanıt verdi. Platform da resmi veriler açıklanmadığı için ailelerden aldığı bilgiler  ve basın organlarında çıkan haberler üzerinden hazırladığı “ölüm istatistiklerini” dün açıkladı. Buna göre 2012 yılının ilk 6 ayında 92 olan erkek şiddetine kurban giden kadın sayısı yıl sonunda 210 oldu. En yüksek öldürülme nedeni olan ayrılma ve boşanmayı yüzde 22.95 ile kıskançlık, yüzde 10.5 ile kriz ve işsizlik, yüzde 10.15 ile “kadının hayatına dair karar verme isteği” izledi. Cinayet nedenleri arasında intihara zorlamanın oranı da yüzde 6.51. Diğer cinayet nedenleri ise namus cinayeti, reddetme, nefret cinayeti, cinsel saldırı olarak sıralandı. Cinayetlerin yüzde 10.15’inin nedeni de bilinmiyor.

En çok kesici alet kullanılıyor

2008-2012 arasında yapılan karşılaştırmada da çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Kadınların öldürülme yöntemleri başlığı altındaki istatistiklere göre son dört yılda kadınların öldürülmesinde yüzde 39.4 oranında kesici alet kullanıldı. Ateşli silah kullanma ortalaması yüzde 32.2, bilinmeyen yüzde 12.1, boğularak öldürülme yüzde 8.9, darp ederek yüzde 4, şüpheli ölüm yüzde 1.7, cinsel saldırı yüzde 1.7 olarak tespit edildi.

Kocalar öldürüyor

Yine aynı yıllar arasında kadınlar kimler tarafından öldürülüyor sorusuna yanıt arandığında karşımıza yüzde 39.3 ile  “koca” yanıtı çıktı. Kocayı yüzde 16.1 ile akraba, yüzde 9.6’yla tanıdığı kişi izledi. Cinayeti işleyenlerin yüzde 8.8 ise bilinmiyor. Cinayet işleyen eski kocaların oranı da yüzde 6.7 çıktı. Eski kocaları  yüzde 6.6 ile sevgili takip etti. Eski sevgilisi tarafından öldürülen kadınların oranı yüzde 4.6, oğlu tarafından öldürülenlerin oranı yüzde 3.4, babası tarafından öldülenlerin oranı yüzde 2.6 olarak tespit edildi. Kadınların yüzde 2.3’ü tanımadığı kişiler tarafından öldürüldü.

Kız kardeşler yürüyüşü

Platform, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle de 9 Mart Cumartesi günü Taksim’de kızları öldürülen ailelerle birlikte kadınların yaşam hakkı için yürüyecek. Saat 15.00’da  Tünel’den Taksim’e düzenlenecek yürüyüşün sloganı “Kadın kardeşlerimiz öldürülmesin diye.” Kadın cinayetlerine dikkat çekmek için düzenlenen yürüyüşe platform her kesimden katılım için çağrı yaptı.

Soru önergesi ile başladı

2009 yılında bir soru önergesine yanıt veren Adalet Bakanlığı 2002 yılında 66 kadın cinayeti işlenirken, 2009 yılında rakamın  953’e çıktığını açıklamıştı. Bakanlık 7 yılda yüzde 1400 artan kadın cinayeti oranını yıllar itibari şöyle sıralamıştı: “2002’de 66. 2003’te 83, 2005’te 164, 2005’de 317, 2006’da 663, 2007’de 1011, 2008’de 806 ve 2009’un yedi ayında 953.”
Bakanlık bu soru önergesinden sonra kadın cinayetleri ile ilgili hiçbir veri açıklamadı. Platformun kendi imkanları ile sadece basına yansıyan cinayet haberlerinden topladığı verilere göre ise 2008’de 80, 2009’da 109, 2010’da 180, 2011’de 121, 2012’de 210 kadın öldürüldü. Rakamlar arasında bu farklılık bakanlığın gizlediği verilerin basına yansıyan haber sayısına göre daha yüksek olduğunun da göstergesi.

8 Mart’ın tarihçesi

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü son yıllarda Türkiye’de “emekçi” ibaresi gözardı edilip belediyelerden özel şirketlere hükümetten muhalefete kadar her kesim tarafından kutlanan mutlu bir güne çevrildi. Ama Emekçi Kadınlar Günü’nün kökeni kanlı bir direnişe dayanıyor. 8 Mart 1857 tarihinde New York’ta  40 bin dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları için greve başladı. Grev esnasında polis işçilere saldırdı ve onları fabrikaya kilitledi. İşçilerin fabrikaya kilitlenmesinin ardından çıkan yangında çoğu kadın 129 işçi can verdi.  Bu olaydan 53 yıl sonra  26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde düzenlenen 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihinde tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına o günün “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak anılması önerdi. 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda Emekçi Kadınlar Günü olarak anılmaya başlanan 8 Mart,  Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 1977’de resmen kabul edildi.