63. duruşma sona erdi

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasına devam eden Kemal Aydın, Kara Harp Okulu öğrencileriyle ilişki kurarak, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızmaya çalıştıkları şeklindeki iddiaları kabul etmedi.

Aydın, tutuklu sanık Teğmen Mehmet Ali Çelebi ve tutuksuz sanık teğmen Noyan Çalıkuşu'nun kendisinden aldığı talimat üzerine Hizb-ut Tahrir örgütü üyeleriyle irtibata geçtikleri iddialarına yönelik ise, ''Mehmet Ali Çelebi bir taksiye binmiş. Taksici Hizb-ut Tahrir'den bahsetmiş. Ben de Mehmet Ali'ye 'Sen bir subay olarak, devletin ve TSK için bilgi toplamak durumundasın. Bakalım sana ne söyleyecek? Ama onlarla ilgili bir yere gitme' dedim'' diye konuştu.

''Çeşitli evlerde gizli toplantılar yaptıkları'' iddialarına da değinen Aydın, görüşmelerini, herkese açık olan babaevinde ve Konur Sokak'taki bir kafede yaptığını söyledi.

Durmuş Ali Özoğlu

Dünkü ve bugünkü oturuma katılmayan tutuklu Sanık Durmuş Ali Özoğlu da mahkemeye verdiği dilekçesinde, 23 aydır tutuklu olduğunu belirtti. Özoğlu, suçlandığı konulara ilişkin, yasalar hiçe sayılarak, sahte belgeler ve düzmece resmi evraklarla dosyanın oluşturulduğunu ileri sürerek, şunları kaydetti: ''Önce ben, sonra yakınlarım ve en son avukatım Yusuf Erikel tutuklanmıştır. 'Suç ve Ceza' 100 yıl önce yazılmış bir romandır, ama benim yaşadığım adaletsizlik gerçektir. Adalete olan bağlılığım ve saygım nedeniyle hukuksuzluğa ve haksızlığa alet olmamak için duruşmalara kesinlikle katılmayacağım. Beni ancak bire karşı 2 oyla alınan kararların ruhuna uygun olarak, sürükleye sürükleye o mahkeme salonuna çıkartabilirsiniz. Mahkemenize karşı adaletsizliğe başkaldırmak için şimdilik benim yapacağım bundan öte bir şey olmayacaktır.''

Savunmasındaki son sözlerini bir şiirle bitirmek istediğini belirten Aydın, ''Recep Tayyip Erdoğan'a başbakanlık yolunu Siirt'te okuduğu bir şiir açtı. Belki bana da başbakanlık yolunu açar diye savunmamı bir şiirle bitiriyorum'' dedi. Aydın, ardından Nihal Adsız'ın ''Yolların Sonu'' adlı şiirinden bir bölüm okudu.

Davanın 18 Mart 2010'da yapılan 48. duruşmasında savunmasına başlayan Aydın, mahkeme heyetinin, sağlık sorunları nedeniyle Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın savunmasını öne alması, avukat Yusuf Erikel'in de Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanması nedeniyle savunmasına ara vermek zorunda kaldı.

Davanın 3 Mayıs 2010'daki 58. duruşmasında yaklaşık 600 sayfadan oluşan savunmasına kaldığı yerden devam eden Aydın, el yazısıyla hazırladığı savunmasını toplam 7 oturumda tamamlayabildi.

Aydın, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün, ''Harp Okulu'nda okuyan çocuk sizin beyanlarınızla mı ıslah olacak?'' şeklindeki sorusuna karşılık, ''sanık teğmenler Mehmet Ali Çelebi ve Noyan Çalıkuşu gibi Harp Okulu'nda okuyan öğrencilerde Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili eksiklikler gördüğünü, onlarla Atatürk ile ilgili konuştuklarını ve bunları okuldaki arkadaşlarıyla da paylaşmalarını istediğini'' söyledi.

Köksal Şengün, Aydın'ın önceki ifadelerinin okunmasına ara vererek, duruşmayı 13 Mayıs Perşembe gününe erteledi.