70. Berlin Film Festivali’nde Gümüş Ayı kazanan genç oyuncu Paula Beer: Öncelikle kendimle yarışıyorum!
Henüz 25 yaşında ve muhtelif ödüllerine şimdi de en iyi kadın oyuncu dalında Gümüş Ayı’yı eklemiş oldu. Avrupa sinemasının genç yeteneklerinden Alman oyuncu Paula Beer ile 70. Berlin Film Festivali’nin yarışan ve Uluslararası Film Eleştirmenleri ödülü (FIPRESCI) kazanan “Undine” filmindeki başrolü dolayısıyla bir yuvarlak masa söyleşisinde buluşuyoruz.
Alman sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Christopher Petzold’un günümüz dünyasına uyarladığı mitolojik deniz kızı Undine’in kalp kırıklıklarıyla baş etme çabasından Berlin’in değiştirilen mimarisi ve dolayısıyla yok edilen mitlerine söz açılıyor. Ödül ihtimali açıldığında ise bekleneceği üzere temkinli, “Ödüller şahane elbette, yaptığınız işi daha bir görünür kılıyor. Bir oyuncu için görünür olmak ise asıl hedef ve çok kıymetli bir şey; ama onlara bel bağlayarak yaşamak müthiş yorucu olurdu. Hele ki diğer filmlerdeki inanılmaz yetenekler düşünüldüğünde” diyor. “Öncelikle kendimle yarışmaya, kendimi ikna etmeye ve ne yaptığımın farkında olmayı hedefliyorum. Rollerimde öncelikli olan budur. Yönetmenimle aynı frekansta olmam gerekir. Seyirciye oynamak olmaz! Bu hayatta da, sinemada da böyle, ayırmıyorum” sözleriyle oyunculukta yönünü nasıl bulmaya çalıştığını anlatıyor. Petzold’un “Transit” sonrası aynı ekiple çalışması ve yeniden onu başrol vermesine minnettar, “Şanslıysanız iyi yönetmen sizi buluyor” mealinde alçakgönüllü yorumlar yapıyor.
KADINLAR İÇİN KOLAY DEĞİL
Fransız sinemasının “haşarı adamı” Francois Ozon’un “Franz” (2016) filmindeki performansıyla Venedik’te Umut Veren Genç Oyuncu ödülünü kazandığında henüz 21 yaşında olduğunu hatırlamak gerek, kendisi “Yabancı dil öğrenmek teknik değil duygusal açıdan zorluyor. Kelimenin doğru telaffuzundan ziyade bir hissiyat ahengi yakalamak gerekiyor, gerçi her dilde böyle” diyerek oyunculuk yöntemini özetliyor.
Mitolojik hikâyesinde Undine kendine ihanet eden erkeği öldürmek zorunda. Günümüzde bir müze rehberi olarak çalışan tarihçi Undine’i de onu başka bir kadın için terk eden adama söylerken görüyoruz. Neyse ki bu acı gününde gerçek aşkı bulacağı bir başka an yaşanacak. “Aslında Undine seri cinayetler işleyen bir kadın; çünkü erkek sadakatsizliğinin sonu yok. Kadını bu bakış açısından inceleyince ortaya çok hüzünlü ve karanlık bir tablo çıkıyor. Ama tabii ki kadının direnme ve mücadele tarafı da var, bu da hikayeyi ilginç kılıyor” sözlerinden sonra son dönem sinema endüstrisindeki cinsiyet eşitsizliğine karşı çabalar ve kampanyaları konuşuyoruz, “Çok önemli gelişmeler yaşanıyor, Berlinale de buna kıymetli katkılarda bulunuyor. Gelgelelim hâlâ erkek egemen bir anlayış hakim çünkü güç odakları onların elinde. Bu sistem kökten değişmedikçe değişim de yavaş olacaktır. Sinema endrüstrisinde kadın olarak var olmak hâlâ kolay değil.” Türkiye dağıtımını 1 Film’in yapacağı “Undine” yakında sinemalarımızda.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- 'Seküler müdür kalmadı'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi