ABD raporunda Türkiye’nin hak ihllalleri rekor kırdı
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 63 sayfayla en kalın Türkiye raporunda yolsuzluk, Gezi protestolarındaki ölümler, polisin aşırı güç kullanımının cezasız kalması gibi konularda ağır eleştiriler var.
ABD Dışişleri Bakanlığı 2014 İnsan Hakları Raporunu yayımladı. Yıllık geleneksel raporun son 4 yılında, Türkiye’deki insan hakları ihlallerine ayrılan bölüm her yıl artarken, bu yıl rekor kırıldı. Türkiye raporu 2011 için 44, 2012 için 48, 2013 için 51 sayfayayken, 2014 için 63 sayfaya fırladı.
Baştan sona ağır eleştirilerle dolu rapor, özellikle yolsuzluk, Gezi protestolarındaki ölüm ve yaralanmalar, polisin aşırı güç kullanması ve bunun cezasız kalmasına odaklanıyor. Yolsuzluğa 2011 raporunda sadece 8 kez atıf yapılırken, bu sayı 2012’de 11’e, 2013’te 18’e ve 2014’te 22’ye yükseldi. 2014 raporunda Gezi protestoları 18 kez anılıyor. Girişteki özette en önemli insan hakları sorunları olarak şunlar gösteriliyor: 1) Hesap sormama, cezasız bırakma ve adaletin zayıf yönetimi, 2) Hükümetin ifade ve toplanma özgürlüğüne müdahalesi. 3) Azınlıkların ve savunmasız toplulukların yeterince korunmaması...
Aşırı güce ceza yok Hükümetin ifade ve toplanma özgürlüğüne müdahalesi: Ceza kanunu ve terörle mücadele kanunu ifade, basın ve internet özgürlüğünü sınırlayan birden çok madde barındırıyor. En az 7 gazeteci yıl sonu itibariyle hapiste bulunuyordu. Çoğu terörle mücadale kanunu kapsamında yasadışı örgütlere bağlantıdan suçlanmış durumdaydı. Otosansür çok yaygın, çünkü gazeteciler hükümeti eleştirmenin intikam için misillemeye neden olmasından korkuyor. Hükümet bazı dini, siyasi ve kültürel görüşlere sempati duyanlara iftira etti ve dava açtı. Yeni kanunlar, yargı izni ve denetimi olmaksızın internet sitelerinin engellenmesi için devlete genişletilmiş yetkiler verdi. Güvenlik kuvvetleri protestoları dağıtmak için aşırı güç kullandı, yüzlerce göstericiyi gözaltına aldı ve çoğunu terörle mücadele kanunu kapsamında suçladı. Çıkarılan yeni bir yasa ile ruhsatlı tesislerin haricinde tıbbi hizmet verilmesi suç sayılmış, böylelikle yaralı göstericileri tedavi eden doktorlara yönelik hukuki sorumluluk yaratmıştır. Bazı vakalarda savcılar, gösterilere dair güncel bilgi sağlamak amacıyla sosyal medyayı kullanan kişiler hakkında uzun süreli hapis cezaları istemiştir.
Azınlıkların ve savunmasız topluluklara yetersiz koruma: Hükümet, korunmasız toplulukları, toplumun tacizinden, ayrımcılığından ve şiddetten etkin biçimde korumadı. Kürtler insan hakları sorunlarıyla karşılaşmaya devam etti. Romanlar, kadınlar, çocuklar ve lezbiyen, gay, biseksüel, trans bireyler ayrımcılığa ve tacize maruz kaldı. Sözüm ona namus cinayeti dahil kadına karşı şiddet önemli bir sorun olarak kalmaya devam etti, çocuk evlikleri inatla sürdürüldü. Yıl boyunca yaşanan diğer sorunlar arasında şunlar vardır: Cezaevlerindeki kötü şartlar; dini özgürlüklere getirilen kısıtlamalar; insan hakları kuruluşlarına hükümet tarafından getirilen kısıtlamalar ile siyasi liderler ve hükümete yakın medya kuruluşları tarafından dile getirilen anti-semitik ifadelerde görülen artış. Hükümetin, insan hakları ihlalleri ile suçlanan emniyet teşkilatı mensupları ve diğer yetkililer hakkında soruşturma açma, ve bu kişileri cezalandırma yönünde attığı adımlar kısıtlı kalmıştır. Cezasızlık bir sorun teşkil etmiştir.”
Üzerleri örtüldü
Yakın mesafeden başından gaz fişeğiyle vurulup 9 ay komada kaldıktan sonra ölen 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın ölümüyle Gezi bağlantılı ölümlerin 8’e çıktığına, yıl boyu protesto bağlantılı 45 kişinin öldüğüne, Ekim 15’e dek polis, asker ve jandarmanın 53 sivilin ölümünden sorumlu tutulduğuna dikat çekildi. Gezi protestolarında aşırı güç kullanımından 163 polis memuru hakkındaki soruşturmaların çoğunun kapandığı, sadece 3 polisin görevlerinin askıya alındığının altı çizildi. 14 Aralık operasyonunda 20’nin üzerinde medya mensuplarının hapse atıldığını hatırlatıldı. Erdoğan’ın meydanlarda Economist muhabiri Amberin Zaman ve New York Times muhabiri Ceylan Yeğinsu’yu açıktan hedef almasını eleştiren rapor, attığı eleştirel tweet’ler yüzünden Türkiye’den sınır dışı edilen Today’s Zaman muhabiri Mahir Zeynalov’a da atıfta bulundu. Kabul Edilebilir Çalışma Şartları bölümünde Soma ve Ermenek’teki maden facilarına yer ayrıldı ve madenlerin uygun koşullar olmadığı halde çalıştırıldığına, devletin gerekli denetimleri yapmayıp raporları sunmadığına ve taşeron işçiliğe dikkat çekildi.
'Hükümet yolsuzluk kanıtlarını yok etti'
Hesap sormama, cezasız bırakma ve adaletin zayıf yönetimi: Yargı ve kolluk kuvvetleri politize olarak yolsuzluk, hile yaptıkları ve taraf tuttukları görüntüsü verdi. Üst düzey hükümet yetkilileri ve aileleriyle ilgili yolsuzluk soruşturması yürüten binlerce polis ve savcının hükümet tarafından görev yerleri değiştirildi, soruşturmayı başlatan savcılar görevden uzaklaştırıldı. Hükümet soruşturmayı kapatıp toplanan kanıtları yok etti, soruşturmada görevli polislerin pek çoğu kamuoyu önünde hükümeti devirme komplosu kurmakla suçlandı. 2013-14 gösterilerinde onlarca göstericinin ölümü ve yaralanmasına yol açan aşırı güç kullanımuyla ilgili ise pek az polis memuruna kovuşturma açıldı. Yürütme erki, HSYK üzerinde daha fazla kontrol ele geçirdi ve tek bir yargıcın olağanüstü yetkililerle donatıldığı, siyaseten hassas davaların verildiği ve böylece siyaset bağlantılı kişilere gelecekteki olası soruşturmalar açılmasından caydıracak bir yeni mahkeme türü kurdu. Yetkililer, kapsamı çok geniş terörle mücadele kanunlarını pek az şeffaflıkla yaygın olarak uygulamaya soktu ve keyfi tutuklamalara devam etti. Uzun ve sonu belirsiz gözaltılar yapıp, uzayıp gidip davalar yürüttüler.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği