Anayasa Mahkemesi’nden dikkat çeken hak ihlali kararı

Anayasa Mahkemesi önceki gün Osman Kavala'nın bireysel başvurusunu 7'ye karşı 8 oyla reddetti. AYM, Kavala'nın, ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı'nın ihlal edilmediğine karar verdi.

Aynı mahkeme bir gün sonra, ev hapsi kararına itiraz eden Öğretmen Esra Özkan Özakça dosyasında oy birliğiyle hak ihlali kararı verdi. Kararda, “Konutu terk etmeme şeklindeki adli kontrol tedbirinin hukuka aykırı olması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasının kabul edilebilir olduğuna oybirliğiyle karar verilmiştir” denildi.

Sözcü'den Yusuf Demir'in haberine göre; İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan, peş peşe gelen bu kararların ardından Anayasa Mahkemesi'ni çok sert eleştirdi. Kazan, “Hepsi Saray'la, AKP çoğunluğunun belirlediği üyelerden oluşan teslim alınmış bir Anayasa Mahkememiz var” dedi.

Kazan özetle şu değerlendirmede bulundu:

“Özakça kararı, ev hapsi niteliğinde olan bir tedbirin uygulanmasında da tutuklamadaki koşulların bulunması gerektiği sonucuna varan önemli bir karar.

Hukuksal açıdan iyi, doğru bir değerlendirme. Ama bir gün önce tutuklamaya ilişkin verdiği kararı karşılaştırdığımız zaman düşüdürücü… İşte böyle bir Anayasa Mahkemesi'yle karşı karşıyayız.

İşe yaramayacak iptaller, Saray'ı kızdırmayacak iptaller ve doğrudan, somut olarak pek işe yaramayacak ihlaller…

Konu eğer avukatlık yasasının değiştirilmesiyse, ona dokunamıyor. O kadar dokunamıyor ki, 46 kişilik bir baronun 4 kişiyle temsiline ama 50 bin kişilik baronun 13 delegeyle temsiline, “temsilde adalet” diyor.

“TESLİM ALINMIŞ BİR ANAYASA MAHKEMEMİZ VAR”

Peki bu “temsilde adalet”i, milletvekili seçimlerine de getirirlerse ne yapacaksınız. Her ilden 3'er milletvekili seçilecek derlerse, yani İstanbul'la Ardahan'ı eşleştirirlerse, buna da “evet” mi diyeceksiniz.

Kavala'nın 4 yıla yakın tutuklama kararında bile eli yanar, korkuyor. Yani hepsi Saray'la, AKP çoğunluğunun belirlediği üyelerden oluşan teslim alınmış bir Anayasa Mahkememiz var.

O Anayasa Mahkememiz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karşısında, yargı yeri sayılmamaktan korktuğu için arada böyle ihlal kararları veriyor. Pratikte bu kararlar tabi hukuksal olarak iyidir, doğrudur ama kimsenin işine yaraması mümkün değildir.”