Arnavutköy'de 2,7 milyon metrekare arazi imara açıldı

Kamuoyundaki tartışmalarda Yeni İstanbul Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kanal İstanbul projelerinin İstanbul’un akciğerleri olan Kuzey Ormanları’nı imar rantına kurban edeceği itirazında bulunanlar haklı çıktı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, geçtiğimiz gün bir kez daha İstanbul’un anayasası olarak bilinen 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’na aykırı olarak plan değişikliği yaptı. Çevre Düzeni Planı’na göre doğu-batı hattında genişlemesi öngörülen İstanbul’un, yeni yapılan düzenlemeler göre kuzeydeki arazileri imara açılıyor. Yeni planlarla 3. Havalimanı, Kanal İstanbul ve 3. Köprü’nün kesiştiği noktada bulunan Arnavutköy’deki 2,7 milyon metrekare araziye konut ve ticaret alanları inşa edilecek. Burada yapılacak konutlar için emsal 0.75, yükseklik ise zemin + 4 kat olarak belirlendi. 

İmara açılan alanın 240 bin metrekaresi orman

İmara açılan “tarım ve orman alanı” statüsündeki bu arazide şimdilik 18 bin kişilik nüfus öngörülüyor. 2 milyon 796 bin 584 metrekarelik alanda özel ve devlet olmak üzere iki ormanlık alan bulunuyor. Ormanlar imara açılan arazinin 240 bin metrekaresini oluşturuyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın plan değişikliğine ilişkin hazırladığı raporda, 3. Havalimanı, Kanal İstanbul, 3. Köprü, Kuzey Marmara Otoyolu ve hızlı tren projelerinin Çevre Düzeni Planı'nı yetersiz kıldığı plan değişikliğinin zorunlu hale geldiği belirtildi. Raporda ayrıca “yeni ve mega projeler” ile yerleşme alanı arasında bütünlük sağlanması için söz konusu alanının imara açılması gerektiği kaydedildi.

CHP planların iptali için dava açacak

İstanbul’un anayasası olarak bilinen Çevre Düzeni Planı’nın bir kez daha ayaklar altına alındığı söyleyen CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu, Arnavutköy’deki imar planlarının iptali için dava açacaklarını söyledi. Kaftancıoğlu konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Yeni havalimanı projesi için itirazlarımızın ne kadar haklı ve doğru olduğu ne yazık ki ortaya çıkmış oldu. Biz hiçbir zaman havalimanı yapılmasına itiraz etmedik; yalnızca proje alanının değiştirilmesi gerektiğini söyledik. Bugün havalimanının inşa edildiği yerin İstanbul’un akciğerleri olduğunu, bu bölgeyi korumak gerektiğini vurguladık. Sayın Erdoğan da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu 1995 yılında 3. Köprü için canlı yayında şunu söylemişti: ‘Eğer 3. köprü olayını düşünecek olursak bu TEM'in kuzeyindeki bölgede kalan akciğerlerimizin yok edilmesi demektir. Bu ciddi bir yanlıştır ve bunu bekleyen mahfillere yeni rant alanları ya da rant haritaları sağlama olayıdır.” Aynı Erdoğan, Kuzey Ormanları’na 3. Köprü ve 3. Havalimanının temellerini kendisi attı. Kendisinin de söylediği gibi bu projelerin bu alanda gerçekleştirilmesi yeni rant alanları sağlama amacından başka bir şey değil.

“Yatay yapılaşma deyip Kuzey Ormanları’nı imara açmak istiyorlar”

Dikey yapılaşmalarla İstanbul’un siluetini, yeşil alanları yok ettiler; son günlerde de ‘dikey yapılaşma kötüymüş yatay yapılaşmaya yöneleceğiz’ diyorlar. Yatay yapılaşma sözünü gündeme getirmelerinin sebebi, İstanbul’un akciğerleri Kuzey Ormanları’nı ve 3. Köprü çevresini imara açmak. Yani yeni rant alanları açıp İstanbul’u daha fazla yağmalayıp betona boğmak. İstanbul’un mevcut durumunda rant alanlarının azaldığını gördükleri için yatay mimari methiyeleri düzüp Kuzey Ormanları’nı imara açmak istiyorlar.  Bugün 3. Köprü çevresini yatay mimari adı altında imara açılması, kentin nüfusunun 30 milyona çıkması demek. Dünyada nüfusu 20 milyonu aşan bir kentin sağlıklı yaşamını gerçekleştirebilen bir planlama yöntemi henüz keşfedilmedi. 80 milyon nüfuslu Almanya’nın en büyük kenti ve başkenti Berlin’in nüfusu 4 milyondan az. İstanbul ise yaklaşık 20 milyonluk bir nüfusa sahip ve bu yeni ihanetlerle daha da büyüyor. İstanbul’un mevcut anayasası olan Çevre Düzeni Planı’ndaki Planlama Yaklaşımı bölümünde şu ilke çok önemli: ‘Ekonomi-ekoloji çatışmasına toplumsal boyutun da katılarak, sürdürülebilirlik açısından dengenin kurulabilmesi için nüfus artış hızı düşürülmeli ve doğal eşikler göz önünde bulundurularak nüfusu sınırlı bir büyüklükte tutulmalıdır.’

“Bu planlar İstanbul’un sonu olabilir”

Arnavutköy’de bulunan 2,7 milyon metrekare arazinin imara açılmasıyla korktuğumuz başımıza geliyor. İstanbul’un nüfusunu plansız bir şekilde büyütecek ve ilerleyen yıllarda Kuzey Ormanları’nı hedef alacak bu imara dayalı rant hırsı İstanbul’un sonu olabilir. Yeni planlarla ilgili en kısa sürede dava açacağız ve İstanbul’un sonunu hazırlayan bu ihanet planlarını durduracağız. İstanbul’un sonunu hazırlayan bu ihanet şebekesinin saltanatını 31 Mart’ta sona erdireceğiz. İstanbul’a her fırsatta ihanet eden bu suç şebekesini karşı tüm hukuki haklarımızı kullanacağız.”