Aşırı nüfus artışı insanlığın en büyük sorunu

İnsanlık şu sıralar tarihin en büyük demografik değişimini yaşıyor. Her saniye dünyaya üç kişi daha geliyor. 1960 ve 2000 yılları arasında dünya nüfusu ikiye katlandı ve bu yıl içinde yedi milyara ulaşması bekleniyor.

Aşırı nüfus artışı insanlığın en büyük sorunu
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.08.2011 - 09:09

Alman Dünya Nüfusu Vakfı, Birleşmiş Milletler ve diğer bazı kurumlar nüfus artışının özellikle de gelişmekte olan ülkelerde yaşanacağını söylüyorlar. Bu bölgelerdeki 5,7 milyarlık nüfusun kırk yıl içinde sekiz milyara çıkması beklenmekte. Endüstri ülkelerindeki nüfusa ise 2050 yılına dek sadece 70 milyon kişi eklenecek.

Birleşmiş Milletlerin tahminlerine göre dünya nüfusu 2100 yılına dek 15,8 milyara çıkabilecek. Yoğun nüfus artışı özellikle de Afrika’nın güneyindeki ve Güney Asya’daki gelişmekte olan ülkelerdeki yüksek doğum oranlarıyla tetiklenecek. Sadece Afrika’daki nüfusun 2100 yılında üçe katlanması bekleniyor. Oysa Avrupa nüfusu azalacak diyor uzmanlar.

Bugün Avrupa’da 738 milyon insan yaşıyor, bu sayı doksan yıl içinde 674 milyona düşecek. Yoğun nüfus artışı nedeniyle insanlığa büyük görevler düşüyor. Nitekim artan nüfusa bağlı olarak enerji tüketimi artıyor, tarım alanlarına gereksinim büyüyor. Nüfusun azaldığı zengin ülkelerde ise yaşlıların bakımı ve sosyal sistemlerin devamı ile ilgili endişeler var.

Birleşmiş Milletler genel sekreteri Ban Ki Moon kısa bir süre önce dünyadaki gıdaların haksız dağılımı hakkında yakınmıştı. “Herkese yetecek kadar yiyecek olmasına rağmen hala yarım milyar kişi açlık çekiyor. Tarım ürünlerinin hızla iyileştirilmemesi halinde hepimizin kemerleri sıkması gerekecek.”

İnsanlık günümüzdeki olumsuz alışkanlıklarını sürdürmesi halinde, 2050 yılındaki nüfusu doyurabilmek için üç tane Dünyaya ihtiyaç duyacaktır diyor uzmanlar. Özellikle de endüstri ülkelerinde gıda ürünleri önemli ölçüde ziyan edilmekte. Mesela kullanım tarihi geçen veya depolarda yer bulamayan tonlarca ürün çöpe gidiyor. Ayrıca tonlarca ürün “iyi görünmediği” için pazara sürülmeden yok ediliyor.

Mesela ABD’li çiftçiler üzerlerinde veya biçimlerinde “kusur”olduğu için karpuzların yüzde yirmisini koparıp atıyorlar. Afrika’da ise kötü depolama koşulları ve kötü altyapı büyük kayıplara yol açmakta.

Nüfus artışından söz edildiğinde gözler hep dünyanın en yoğun nüfuslu ülkesi olan Çin’e kayıyor. 2010 yılında Çin’de 1,4 milyar insan yaşıyordu. Ancak Çin şu sıralar önemli bir değişim geçiriyor. Genç tarım toplumu, hareketli ve yaşlı kent toplumuna dönüşüyor.

Şu sıralar Çin nüfusunun neredeyse yarısı kentlerde yaşıyor. Bu 2000 yılına göre yüzde on üçlük bir artış demek.

Dünya ekonomisinin belkemiğini büyük kentler oluşturuyor. Bugün bu kentsel bölgelerin sayısı 150 civarında. Bağlı oldukları kentler ve banliyölerle birlikte bu 150 yerleşim merkezindeki ekonomiden dünya nüfusunun yüzde on ikisi yararlanmakta. (NÖD)


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler