'Asla unutulmayacak, kara bir gündü'

22 yaşındaki Abdullah Cömert’in ölümünün ardından geçen 13 aydan sonra, önceki gün gerçekleşen ilk duruşmanın Cömert ailesinin gözünde tam bir facia olduğunu belirterek söze başladı.

Zafer Cömert, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Öncelikle ilk duruşma için 13 ay beklenmesi, adil yargılanmaya olan inancımızı en baştan sarstı. Duruşmaya gittiğimizde ise mahkeme dışında yüzlerce polisin insanları bekletmesi, içeri almaması ve zorluk çıkarması durumuyla karşılaştık. İçeride ise, mahkemenin gün vermiş olmasına rağmen ortada ne sanık ne de dosya vardı. Hukukla alakası olmayan tam bir facia ile karşı karşıya kaldık. Ailemiz için asla unutulmayacak, kara bir gündü. Önce kardeşimiz katledildi şimdi de adalete inancımız yok edilmeye çalışılıyor.”

Abdullah Cömert davasının ilk duruşmasında mahkemenin, halkın değil, Tayyip Erdoğan’ın mahkemesi öngörüsü yarattığını söyleyen Cömert, “Mahkeme bizi duruşma olacak diye çağırıyor ama ortada duruşma yok. 25 yıl istemiyle hakkında dava açılmış birinin iddianame yüzüne okunması gerekirken ilk duruşmaya gelmemesi, tutuklama talebinin reddedilmesi bize zaten bu davanın adalet getirmeyeceğini gösteriyor. Sanık yok, dosya yok, hukukta olmayan bir şey oldu” diye konuştu. Cömert, “Ethem’in, Mehmet Ayvalıtaş’ın davasında oynanan tiyatro kardeşimin davasında da oynandı. Bizim bu davaların adalet getireceğine inancımız yok ama, biz hakkı da hukuku da kafalarına vura vura isteyeceğiz. Çünkü biz sadece kardeşimin hakkını aramıyoruz, Türkiye’de süregelen suça teşvik ve cezasızlık karşısında, halkın hakkını arıyoruz” dedi.

Gezi eylemleriyle birlikte artan hak arama mücadelesinin polisi zayıflatmaya başladığına dikkat çeken Cömert, sözlerini şöyle noktaladı:

“Örneğin eskiden olsa Valinin yasakladığı caddede gösteri yürüyüş yapmak yasak olduğundan polis hiç uyarı bile yapmadan saldırırdı. Ama bu 2 Temmuz’da polis her ne kadar aynı şekilde TOMA ile gelmiş, barikat kurmuş olsa da, biz geri adım atmayınca caddede yürümemize müdahale edemediler. Bizim kararlılığımız polisin direncini kırmaya başladı, biz kazanıyoruz. Kardeşimin ölümünün üstünden geçen bir yıl, bize hak arama mücadelesinde en önlerde yer almayı öğretti.”