Bahçeli: Akil insanlar PKK sözcüsü

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Akil İnsanlar Heyeti ile ilgili, ''Bu 63'lükler Anadolu'da bozguna uğrayacak, sorulan hiçbir soruya cevap veremeyecek ve iki ay sonunda da pusarak, mızmızlanarak, sinerek Başbakan'a sığınacaklardır. Bunlara Türk milletinin gönlü de kapısı da zihni de sonuna kadar kapalıdır'' dedi.

Bahçeli: Akil insanlar PKK sözcüsü
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 09.04.2013 - 08:11

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, çözüm sürecinin kabus gibi milletin üzerine çöktüğünü öne sürdü.

Milletin ana hatlarıyla bölücü kuşatmaya alındığını, AK Parti ve terör örgütünün vesayetine girdiğini savunan Bahçeli, ''Başbakan Erdoğan, PKK değirmenine su taşımak için elinden gelen çabayı, var olan bütün kozlarını hevesle sürece dahil etmiştir'' diye konuştu.

Bahçeli, terör örgütünün silah bırakması konusundaki temennilerin karşılık bulmadığını, örgütün dağ kadrosunun ikna edilemediğini belirtti. BDP'nin dördüncü heyetinin de terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan ile buluştuğunu ve yeni bir mektubu alarak Kandil'e götürdüğünü anımsatan Bahçeli, ''Bu ne bitmez bir mektuplaşma serüvenidir ki bir türlü mutabakat sağlanamamıştır. Acaba Başbakan Erdoğan'ın kendisi de bu mektup döngüsüne katılmış mıdır? İmralı canisine, 'acele cevap beklerim' diyerek, kenarları çiçeklerle süslü mektuplar göndermiş midir?'' diye sordu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın milleti terör örgütü ve ele başının tezlerine ikna etmek için bütün mekanizmaları, bütün aracıları ve bütün yolları ''nankörce'' kullanmaya başladığını öne süren Bahçeli, ''Meclis'te sözde çözüm süreciyle ilgili komisyon kurulmasının gündeme alındığını, AK Parti'nin, Gazi Meclis'i terör örgütü PKK'ya muhatap kılmak için adeta çırpındığını ve her şeyi çarpıttığını'' iddia etti.

''Herkesi Abdurrahman Çavuş mu zannediyor''


Devlet Bahçeli, Akil İnsanlar Heyeti'nin 63 kişiyle oluşturulup harekete geçirildiğini anlatarak, şunları söyledi:

''7 bölgede 9'arlı gruplar halinde PKK elçiliğine soyunacak olan bu aklı kararmışlar, hem AKP'nin propagandasını yapacaklar hem de çerçevesi AKP-PKK müşterekliğiyle belirlenen alandan ayrılmayacaklardır. Başbakan Erdoğan, bu 63 kişiyi maşa olarak mı kullanacaktır? Samsun ve Sinop'ta püskürtülen BDP'li milletvekillerinin yarım kalan turlarını bu 63 AKP ve PKK sempatizanına mı tamamlatacaktır? Tümüyle ortadadır ki AKP'nin çözümü çatırdamaya ve çürümeye başlamıştır. Aziz milletimiz, PKK'nın meşrulaşmasına direnç göstermiş, Başbakan ve partisinin gerçek niyetini anlamıştır. Bunu aşmak ve tepkileri hafifletmek arayışıyla, her tarafta ikna odaları kurulacak, PKK iknacıları menfaat ve mevki karşılığında Anadolu'ya çıkarılacaktır.

Bildiğiniz gibi, İmralı canisinin doğum günü olan 4 Nisan'da, Başbakan Erdoğan ve 63 kişilik sözde akil insanlar Dolmabahçe'de bir araya gelerek, cani başına bölünme pastası hediye etmişlerdir. Bundan sonra bu 63'lüklerin, plakası 63 olan Şanlıurfa ilimize giderek İmralı canisinin köyüne yüz sürmeleri, burada duygulu saatler geçirmeleri ve oradan da yurt sathına düşe kalka ve birbirlerine çözüm morfini enjekte ederek dağılmaları, kendileri adına tutarlı bir tavır olacaktır.

Bu 63 sözde akil insan, çözüm olarak neyi önerecek, barış olarak neyi sunacaktır? PKK'lıları kardeş olarak gösteren Tatar Ramazan, herkesi Addurrahman Çavuş mu zannetmektedir? Ölen PKK'lılara şehit diyecek kadar çukura girmiş Mükremin Çıtır, herkesi Feriştah, Mücver abla, zavallı Numan ve Tirbuşon mu görmektedir? 'Kaderin böylesine yazıklar olsun' diyen ve sadece şarkılarıyla bilinen Sayın Gencebay neden bahsedecek, sadece dil yarasıyla mı durumu kurtaracaktır? Hülya Koçyiğit Hanımefendi çözümü mü yoksa filmlerindeki sahneleri mi anlatacaktır? Türklerin ayrıcalığını paylaşmak istemediğini hezeyan içinde duyuran ve enteresan filmlerle anılan Lale Mansur hanımefendi mi çözüm ve barış konferansı verecektir? Türk bayrağı yerine devlet bayrağı denilmesini öneren hastalıklı zihniyet mi Türk milletini PKK'nın emellerine ikna edecektir?''

''Edep İmralı'da beleşe satılan meta değil''


Bahçeli, AK Parti'ye, BDP'ye ve terör örgütüne milletin sırtının dönük olduğunu ifade ederek, ''Bu 63'lükler Anadolu'da bozguna uğrayacak, sorulan hiçbir soruya cevap veremeyecek ve iki ay sonunda da pusarak, mızmızlanarak, sinerek Başbakan'a sığınacaklardır. Bunlara Türk milletinin gönlü de kapısı da zihni de sonuna kadar kapalıdır'' dedi.

Başbakan Erdoğan'ın, MHP'nin Akil İnsanlar Heyeti ile ilgili sözlerine kızdığını ve kendilerini edebe davet ettiğini belirten Bahçeli, ''Bizim, edepsizlikten kapkara kesilmiş ve edep dilene dilene İmralı kıyılarına müzakere takasıyla yanaşmış birisinden edep öğrenecek halimiz yoktur. Sayın Başbakan, unutma ki edep müzakere değildir veya İmralı'da beleşe satılan bir meta da asla olmayacaktır'' diye konuştu.

Erdoğan'ın, kendisinden ''tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet'' ifadesini ilk defa duyduğunu söylediğini anlatan Bahçeli, ''Eğer Başbakan Erdoğan yıllardan beridir heyecanla söylediğimiz ve hemen hemen her ortamda da tekrarladığımız tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet ve tek dil ülküsünü öğrenmek istiyorsa, kendisine konuşmalarımızı ciltler halinde göndermekten büyük memnuniyet duyacağımızı iyi bilmelidir'' ifadesini kullandı.

''PKK'lılar üniversitelere kamp kurdu''


Devlet Bahçeli, Erdoğan'ın, üniversitelerde artan olaylardan dolayı milliyetçi-ülkücü gençleri suçladığını ifade ederek, şöyle devam etti:

''Başbakan Erdoğan, PKK'lıların sınırlarımızdan silahlı mı silahsız mı çıkacağına dair papatya falı açarken militanlar, değil sınırdan çıkmak, yığınlar halinde içeri girerek şehirlere ve üniversitelere kamp kurmuştur. Başbakan'ın 'karşıt görüşlü genç' dedikleri dağ eğitimini tamamlamış, canilik stajını icra etmiş alçaklardan başkası değildir. Bu zihniyetin teröristlerle düşe kalka aklı durmuş, zekası körelmiş ve feraseti tükenmiştir. İlle de terörist görmek istiyorsa, sürekli el ele gezdiklerine zahmet edip bakmayı denemelidir. Sormak isterim ki Başbakan, PKK'lıları milliyetçi-ülkücü gençlerin üzerine kışkırtmak için İmralı canisiyle birlikte özel bir talimat mı vermiştir? Başbakan Erdoğan PKK'yı silah gibi kullanmayı bırakmalı, üniversiteleri karıştırarak sözde çözümün alt yapısını kurmaktan vazgeçmeli, milliyetçi-ülkücü gençleri terörist olarak gösterme küstahlığından uzaklaşmalıdır. Yoksa bunun vebali ağır olacaktır.''

''Hodri meydan''


Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın, MHP'nin koalisyon ortağı olduğu 57. Hükümet dönemdeki ekonomik tablodan bahsettiğini ve batan bankaların Türkiye'ye maliyetini hatırlatarak ''Yargı ne iş yapar'' dediğini anlattı.

Başbakan Erdoğan'ın 57. hükümet döneminde, MHP'nin sorumlu olduğu bakanlıkları inceletmesini ve gerekirse Meclis'te araştırma Komisyonu kurdurmasını isteyen Bahçeli, ''Hodri meydan, Yüce Divan da dahil olmak üzere her yola başvurmaktan çekinmemelidir. Çok şükür alnımız ak, sicilimiz temiz ve geçmişimiz ip gibi düzgündür. Ancak Sayın Başbakan, unutma ki yargının ne iş yaptığını günü geldiğinde inşallah bizzat sen göreceksin. Bölücülüğünün, belediye başkanıyken çevirdiğin dolapların, iktidar yıllarındaki kanunsuzluklarının hepsinin bir bir hesabını yargı önünde vereceksin'' diye konuştu.

Bahçeli, 57. Hükümet döneminde yeni banka kurulmasına izin verilmediğini ifade ederek, kamu bankalarının önceki yıllardan kalan birikmiş görev zararlarını tasfiye ettiklerini, sermaye desteği sağladıklarını dile getirerek, şöyle konuştu:

''Bugün sağlam bir bankacılık yapısı varsa bunun nedeni AKP Hükümeti değil, koalisyon hükümetinin aldığı etkili tedbirlerdir. Sayın Başbakan, boşuna yorulma. Senin eş başkanlığını yaptıkların ekonomik yıkımın ve krizin mimarlarıdır. Çünkü Türkiye'nin kurban edilmesi, Türk milletinin zayıflaması, BOP'un ilerlemesi için bizim gitmemiz, senin ve zihniyetinin gelmesi öngörülmüştür. Eğer sen böylesi bir manzaraya gelişme, güçlenme, itibar ve istikrar diyorsan, söylemek isterim ki asıl senin zihniyetin batsın, asıl senin işbirlikçilerin yerin dibine geçsin.''

''BOP tezgahı''

Türkiye'nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) tezgahının içine çekildiğini savunan Bahçeli, şöyle devam etti:

''BOP, Türkiye'nin içinde bulunduğu uçsuz bucaksız coğrafyaların haritalarını yeniden belirlemek, 1916 şartlarında gizli anlaşmalarla tayin edilen sınırları yeni baştan şekillendirmek gayesi güden emperyalist şarlatanlığın yeni bir oyunudur. Tabii olarak, BOP'un Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki totaliter yönetimlerden işe başlaması, hızla sınırlarımıza kadar dayanması şaşırtıcı görülmemelidir.

BOP'un ana argümanı, ana savı ve başlıca iddiası arasında da çözüm, barış, özgürleşme ve demokratikleşme ziyadesiyle yer tutmuştur. İşte bu kanlı ve insanlık dışı yeni sömürgeciliğin senaristi ABD, Eşbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, paralı lejyonerleri de AKP, PKK, BDP ve terörist başından ibaret olmuştur. AKP Hükümeti başından beridir, suflörü Batı, kılavuzu BOP olan kanlı bir oyunun dişlileri arasında gönüllü şekilde kalmış ve olaylara yabancı başkentlerin gözüyle ve bakış açısıyla yaklaşmıştır.

BOP'un en önemli amaçlarından biri bağımsız Kürdistan'ı kurmak, bu kapsamda haritaların yeniden çizilmesini sağlamaktır. Bu kanlı projenin esas hedefi Türkiye ve Türk milletidir. Ve görüldüğü kadarıyla, komşu coğrafyaları Arap Baharı ateşiyle yakan bu plan, ülkemize de PKK baharı olarak sirayet etmiş durumdadır. Küresel projeler doğrultusunda, Türkiye önce demokratik özerklik, arkasından iki dilli ortak kurucu halkın olduğu bir devlet, ardından federal devlet ve daha sonra da birleşik Kürdistan fikrinin somutlaşacağı bir batağa doğru hızla gitmektedir. İmralı canisi ve Başbakan, küresel rol paylaşımı içerisinde birbirlerine yaklaştırılmış ve tümüyle müşterek bir lisan ve hain bir niyetin etrafında bir araya getirilmişlerdir. Başbakan Erdoğan ve cani başının fikir ve emellerindeki benzerlik, hatta aynılık esasen BOP;un son raunduna doğru hızla yaklaşıldığını göstermektedir. Açıkça söylemek lazımdır ki küresel kanlı proje, Türkiye'ye çözüm süreci ve barış propagandası adı altında sıçramıştır.''


ABD Dışişleri Bakanı'na tepki


Bahçeli, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin son bir ay içinde Türkiye'yi iki kere ziyaret ettiğini anımsatarak, Kerry'nin, ''Türk hükümetinin şiddeti barışçı yollarla sona erdirme çalışmasını alkışlıyoruz ve hayranlık duyuyoruz'' ifadesinin kendileri açısından sorunlu ve tartışmaya açık olduğunu söyledi.

Müslüman coğrafyasını şiddet, vahşet ve harabeye çeviren bir ülkenin bakanının barışı alkışlamasının çelişki olduğunu ifade eden Bahçeli, ''Şu cürete bakınız ki Irak'ta, Afganistan'da milyonlarca masumu katleden, tecavüz eden, yetim bırakan bir ülkenin bakanı bize sözde insanlık dersi verir hale gelmiştir. Üstelik bu bakan, Anıtkabir Özel Defteri'ne 'Türkiye vatandaşları' tabirini yazarak, Türk milletini yok farz etmiş, AKP'nin kimin izinden ve yolundan gittiğini de yeniden açık etmiştir'' dedi.

Bu gelişmelerin, AK Parti'nin çözüm ve barış sözlerinin küresel ve bölgesel projelerin bir parçası olduğunu kanıtladığını savunan Bahçeli, şöyle konuştu:

''Ve PKK baharı AKP ile birlikte yaşanmaya başlamış, Türkiye çok tehlikeli bir sürecin içine kıstırılmıştır. Bu vahim sürecin sonuç alması halinde; ortada ne üniter devlet, ne milli devlet, ne Türk milleti kavramı ve birliği kalacak, Türkiye Cumhuriyeti bütünüyle çökecektir. AKP'nin, PKK'nın, BDP'nin, küresel zorbalığın ve İmralı canisinin tam da isteği budur. Bizde millete sahip çıkacak cesaret vardır. Bizde Türkiye'yi yükseltecek inanç vardır. Bizde ihaneti durduracak kuvvet ve kararlılık vardır ve aynısıyla da burada, bu salondadır.''

Bu arada, grup toplantısını eski bakanlardan Yaşar Okuyan da izledi.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon