Balyoz'da tahliye (22.06.2010)

Balyoz soruşturmasında, daha önceki 14 tahliyenin ardından 12 kişi daha bugün tahliye edildi. Tahliye edilenlerin arasında Emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık ve Emekli Tümgeneral Tuncay Çakan'ın da bulunduğu öğrenildi.

Balyoz'da tahliye (22.06.2010)
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 22.06.2010 - 11:05

Balyoz Planı iddiaları soruşturması kapsamında tutuklu olan eski Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık ve emekli tümgeneraller İzzet Ocak, Behzat Balta ve Tuncay Çakan'ın da aralarında bulunduğu 12 kişinin, ''soruşturma aşamasındaki davranışları, sosyal statü ve konumlarına göre kaçma olasılıklarının bulunmaması'' gibi gerekçelerle tahliye edildikleri belirtildi.

İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Yılmaz Alp'ın, avukatlarca yapılan tutukluluğa itiraz başvuruları üzerine tutuklu 12 kişinin tahliyesine ilişkin verdiği kararın metni avukatlara dağıtıldı.

Kararda, emekli tümgeneraller Behzat Balta, Tuncay Çakan ve İzzet Ocak'ın 8 Haziran, eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, Albay Recep Yıldız, emekli albaylar Suat Aytın ve Ali İhsan Çuhadaroğlu'nun 9 Haziran, emekli Tuğgeneral Halil Kalkanlı, Albay Murat Özçelik, emekli albaylar Emin Küçükkılıç ile Mümtaz Can'ın 11 Haziran ve emekli Tuğgeneral Mehmet Kaya Varol'un da 12 Haziran 2010'da avukatları aracılığıyla İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimliğine tutukluluğa itiraz başvurusu yaptıkları belirtildi.

Söz konusu başvurular nedeniyle mütalaası alınan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca tahliye taleplerinin reddi konusunda görüş bildirildiği belirtilen kararda, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 100. maddesine atıf yapılarak, ''CMK'nın 100. maddesi gereğince tutuklama bir tedbirdir'' ifadesi kullanıldı.

''Şüpheliler yönünden, dosyada mevcut deliller kapsamında CMK'nın 100/2. maddesinde belirtilen tutuklama nedenleri mevcut değildir'' denilen kararda, şüphelilerin soruşturma aşamasındaki davranışları, sosyal statü ve konumlarına göre kaçma olasılıklarının bulunmadığı kaydedildi.

Kararda, delillerin toplanmış olması itibariyle delillerin yok edilmesi, gizlenmesi ve değiştirilmesi ile tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması hususunda kuvvetli şüphe olmadığı vurgulandı.

Kararda, dosyada mevcut bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla alınan 16 Haziran 2010 tarihli TÜBİTAK bilirkişi raporu, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müşteşarlığının 2 ve 5 Nisan 2010 tarihli, Genelkurmay Başkanlığının 22 Şubat ve 14 Nisan 2010 tarihli ve Kara Kuvvetleri Komutanlığının 19 Nisan 2010 tarihli yazıları dikkate alınarak, ''Eylemin aşamasına göre şüpheliler lehine suç vasfının değişme olasılığı da mevcuttur'' ifadesi kullanıldı.

''Mevcut deliller doğrultusunda şüphelilerin katıldıkları ya da görevlendirildikleri 'Balyoz seminer planında, yapılması planlanan eylemlerin icra hareketlerinin gerçekleştirildiğine ilişkin somut olgular' bulunmamaktadır'' denilen kararda, bu durumda şüpheliler hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 316. maddesinin uygulanması söz konusu olabileceği ve suç için anlaşma olarak düzenlenen suçun CMK'nın 100/3. maddesinde sayılan tutuklama nedeninin var sayılabileceği suçlardan da olmadığı kaydedildi.
Anayasanın 2. maddesine de atıf yapılan kararda, hukuk devletinin, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan herkese hukukun eşit olarak uygulanması anlamını taşıdığı belirtilen kararda, bu hususun da Anayasa'nın 10. maddesinde kanun önünde eşitlik başlığı altında düzenlendiği vurgulandı.

Soruşturma kapsamında aynı suç isnadıyla soruşturulan bir kısım şüphelilerin tutuklandığı ve bir kısım şüphelilerin de gözaltına alınmadan sorgu talebiyle nöbetçi hakimliğe dahi sevk edilmeden serbest bırakıldığı hatırlatılan kararda, şüphelilerin ''Türkiye Cumhuriyeti yürütme organını cebren iskat ve vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs'' suçundan tutuklandıkları, emekli Albay Mümtaz Can'ın da ''silahlı örgüt üyesi olmak'' suçlamasıyla tutuklandığı hatırlatıldı.

Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni onaylamış ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) yargı yetkisini tanımış olduğu ve bu hususun Anayasa'nın 90. maddesi ile kabul edildiği aktarılan kararda, AİHM'in verdiği çeşitli kararlara atıfta bulunuldu.

Adli kontrol kararı

CMK'nın 109/1. maddesinde adli kontrole konu olabilecek yükümlülüklerin açıklandığı kaydedilen kararda, ''İşin önemi, verilmesi beklenen ceza, delil durumu, tutuklulukta geçen süre ve Anayasa'nın 13. maddesinde gösterilen ölçülülük ilkesi göz önüne alınarak şüphelilerin yurt dışı yasağı konularak adli kontrol altına alınmalarının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Anayasa'nın 2, 10, 13 ve 90. maddeleri, AİHM kararları, CMK'nın 100 ve 109. maddelerinin amaç ve içeriklerine uygun olacağı kanaati''ne varıldığı anlatıldı.
Kararda, şüphelilerin tutuksuz yargılanmalarının, yargılamanın amacına ulaşmasına engel olmayacağı ve tutuklamanın bir tedbir olma niteliği ile şüphelilerin tutuklulukta geçirdiği süreler de dikkate alınarak, eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, emekli Tümgeneraller Tuncay Çakan, İzzet Ocak ve Behzat Balta, emekli Tuğgeneraller Halil Kalkanlı ve Mehmet Kaya Varol, Albaylar Recep Yıldız ve Murat Özçelik, emekli Albaylar Mümtaz Can, Emin Küçükkılıç, Ali İhsan Çuhadaroğlu ve Suat Aytın'ın tahliye edilmesine ve bu şüpheliler hakkında yurt dışı yasağı konularak adli kontrol uygulanmasına karar verildiği bilgileri yer aldı.

Soruşturma kapsamında tutuklanan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, Tümamiral Ali Semih Çetin, Korgeneral Yurdaer Olcan, Tümgeneraller İhsan Balabanlı, Bekir Memiş ve Abdullah Dalay, emekli Tümgeneral Nuri Ali Karababa, emekli Korgeneral Engin Alan, Yarbay Ali Rıza Sözen, Albaylar Hanifi Yıldırım, Yüksel Gürcan, Mustafa Önsel ve Bülent Tunçay da İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi nöbetçi hakimi Yılmaz Alp tarafından 4 gün önce tahliye edilmişti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler