Bilim Kurulu üyesi Sarı, iklim değişikliği üzerinden uyardı: ‘Müsilajla daha çok yüzleşeceğiz’

TBMM Müsilaj Sorununu Araştırma Komisyonu’nda, Müsilaj Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Marmara Denizi’ndeki müsilajın 10 metre ile 30 metre arasında sıkıştığını, ancak derin sulara inmediğini aktardı. Prof. Dr. Mustafa Sarı ise iklim değişikliği ve artan sıcaklara dikkat çekerek, “Müsilajla bundan sonra daha çok yüzleşeceğiz. Çünkü sıcaklık artmaya devam ediyor” uyarısını yaptı.

Yayınlanma: 05.08.2021 - 11:45
Bilim Kurulu üyesi Sarı, iklim değişikliği üzerinden uyardı: ‘Müsilajla daha çok yüzleşeceğiz’
Abone Ol google-news

AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Demir başkanlığında toplanan TBMM Müsilaj Sorunu Araştırma Komisyonu toplantısında sunum yapan Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Barış Salihoğlu, müsilajın ciddi ekolojik ve ekonomik zararlara neden olabileceğine dikkat çekti.

Bu zararları sıralayan Salihoğlu, “Zaten endişe duyduğumuz az olan oksijen seviyelerinin daha da düşmesi, biyoçeşitlilik kaybı, balıkçılığın çökmesi, turizmin durması; uzun vadede sosyoekonomik ve insan sağlığına etkileri”dedi. Müsilajın yüzeyden temizlenmesine karşın altlarda hâlâ yer aldığına işaret eden Salihoğlu, “Özellikle 10 metre ile 30 metre arasında müsilajın yoğun olduğunu görüyoruz. Çok derin sulara inmedi; daha çok yüzeye sıkışmış durumda” bilgisini paylaştı. Müsilaj Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı ise “Yüzey temizlendi; bu çok iyi bir gelişme ama aşağıda çok fazla bir değişiklik yok” uyarısında bulundu.

Sarı, müsilajı tetikleyen üç unsuru da şöyle sıraladı:

“Bunlar yüksek sıcaklık, durağan deniz şartları ve kirlilik. Kirlilik yükü bu sene mi geldi? Hayır, 40 yıldır böyle kullanıyoruz biz Marmara Denizi’ni ama iklim değişikliğine bağlı sıcaklık artışı bu sene, bunu tetikledi.”

Sarı, bundan sonra daha çok müsilaj sorunuyla yüzleşileceğini çünkü sıcaklıkların artmaya devam ettiğini de vurguladı.  

‘KORUMA ALANI İLAN EDİLMELİ’

Müsilaja karşı alınabilecek önlemlerle ilgili de Sarı, şunları kaydetti:

“Marmara Denizi’nin acilen koruma alanı ilan edilmesi gerekiyor. Evsel, endüstriyel atıklar ileri biyolojik arıtmaya tabi tutulmalı. Gerekiyorsa yasal düzenlemeler de yaparak bu ileri biyolojik arıtma tesisi sistemlerinin hızlı şekilde inşasını sağlamamız gerekiyor. Endüstriyel kirliliğin önüne geçmek için denetimin sıklığını ve şeklini değiştirmemiz lazım. Arıtılan suları tarımsal amaçla; park, bahçe sulama gibi alanlarda kullanmamız lazım yani illa denize vermek zorunda değiliz. Marmara Denizi için bütüncül bir yaklaşımla, iklim değişimini dikkate alan yeni bir atık yönetim politikası oluşturmalıyız.”


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler