Bremen Mızıkacıları bizim mahalledeymiş
Alper İzbul
Havalar ısındı ya, ben geceleri cam açık yatmaya başladım bile. Ama bilmiyordum ki Bremen Mızıkacıları bizim mahalledeymiş. Geçen tanıştım kendileriyle. Camı açınca zaten tanışmamak mümkün değil. Bu arada masal yazıldığından beri kadroda değişiklikler olmuş. Eşek yok mesela… Horoz da yok.
Bunların yerine bir martı, bir de karga almışlar. Sabah saat 5’e doğru ilk olarak “sound check” yapıyorlar tek tek. Genelde martı başlıyor önce ve sesini kontrol ediyor. Ardından karga, ondan sonra kedi ve en son da mahallenin deli karabaşı giriyor devreye. Tek tek kontrollerini yaptıktan sonra da koro halinde başlıyorlar şarkılarını söylemeye. Martı, “Kraaayykk” diye şarkıya giriş yaparken karga adeta martıya nazire yapar gibi uzun uzun “gak”lıyor. Kedi, “Maaaiiiuuuuvv” falan diye ezgiye eşlik ederken deli karabaş da şarkının bas ve bariton bölümlerini söylüyor. Sabahın 5’inde nasıl fırlıyorsun yataktan anlatamam. Bu arada gazetecilik refleksiyle cama gidiyorsun ki bir de bu koro birbirinin sırtına çıkıp söylüyorsa bu sahneyi hemen fotoğraflayayım diye. Valla öyle bir sahne yakalarsam Pulitzer’i bile alırım diye düşündüm geçen. Dünyaya mal olmuş bir masalın gerçek görüntüsü.
Bu görüntüyü yakalarsan Nobel Barış Ödülü’ne hatta bu arkadaşları ikna ederek Hollywood’a gidip film çekerek Oscar’a kadar uzanman mümkün. Ama cama çıkınca hayal kırıklığı tabii. Martı karşı çatıda, kedi benim binanın önündeki ağacın dibinde, karga aynı ağacın dalında, deli karabaş zaten sokağan ortasında bir yabancı geçsin de kovalayayım derdinde. Sonuç olarak oluşturdukları koronun farkında olmayan bir grup var karşımda. Bunların hali “Bremen” değil de “Bilemen Mızıkacıları” tadında. Ama bir ara o saatte evden çıkmaya değer görürsem bu arkadaşları bir araya getirip bir koro kurma düşüncem var. Gerçi kedi hariç pek insan canlısı değiller.
EĞER İKNA EDEBİLİRSEM...
Karga ve martı pek kendine has tavırlar içinde. Çıkıp konuşmaya kalksam çok umurlarında olacağımı sanmıyorum. Deli karabaş desen hâlâ beni yabancı sanıyor. Ya da bana bir şekilde gıcıklık yapmayı seviyor diyelim. Geçen yine çöp konteynırının başında beni görüp ters ters bakınca yolu değiştirdim hem de elimde çöple. Neyse ki deli karabaşın gelmediği alternatif bir güzergâh var. Sonuç olarak bir yılı aşkındır yıldızı benimle barışmadı bu arkadaşın. Çevremdekilerin dediği gibi biraz yiyecek versem barışacak da, rüşvet bana göre değil. Zaten sorun da benden kaynaklanmıyor. Bence gelip benden özür dilemeli ve “Sana bir daha gereksiz yere havlayamayacağım abi” demeli. O zaman düzelir aramız. Hatta belki kedi, deli karabaş ve ben hep birlikte karga ile martıyı da ikna ederiz. Sonra gelsin dünya çapında çılgın başarılar.
Cumhuriyet Pazar
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği