'Burada ülkemi soluyorum'

İranlı keman virtüözü Farid Farjad, 10- 11 Nisan'da Ankara'da, 18 Nisan'da ise İstanbul'da Bostancı Gösteri Merkezi'nde Türkiye'deki sevenleriyle buluşacak. 30 yıldır ülkesinden uzakta yaşayan Farjad, “Benim ülkeme de sizin babanız gibi bir baba gelir elbet” diyerek Atatürk'e hayranlığını ifade ediyor, “Ülkeniz vatanımın kokusunu bana hissettiriyor, Türkiye’nin gökyüzü vatanımın gökyüzü” diyerek yüreğindeki özlemi yansıtıyor...

'Burada ülkemi soluyorum'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.04.2009 - 14:22

Sevenleri onun için “kemanı ağlatan adam” diyor... Kendisi de kabul ediyor, müziğinde hüznün ağır bastığını. Bunu 30 yıldır ülkesinden uzakta yaşamasına bağlıyor. Beş albümünü de İran İslam Devrimi’nden önceki günlere adamış. Hepsi aynı adı taşıyor: “An Roozha” yani “O Günler”. Kendisi için artık uzakta olan ülkesine müziğiyle yakınlaşan İranlı keman virtüözü Farid Farjad, dinleyenlerini ise derin bir yolculuğa çıkartarak uzaklara götürüyor...

Her fırsatta “Benim ülkeme de sizin babanız gibi bir baba gelir elbet” diyerek Atatürk’e hayranlığını ifade eden sanatçı “Ülkeniz vatanımın kokusunu bana hissettiriyor, Türkiye’nin gökyüzü vatanımın gökyüzü” diyerek yüreğindeki özlemi yansıtıyor. Farjad, 10 – 11 Nisan'da Ankara'da, 18 Nisan'da ise İstanbul'da Bostancı Gösteri Merkezi'nde sevenleriyle buluşacak. ABD’de yaşayan sanatçı Türkiye konserleri öncesinde sorularımızı yanıtladı.


- 1970'lerin sonlarında İran'da başlayan değişim sürecinde ülkenizden ayrılmak zorunda kaldınız. Bu kapsamda İran İslam Devrimi sizin için ne ifade ediyor? O günden bu yana sizin hayatınızda neler değişti?


Her şeyden önce tekrar dost ve komşu ülkede, Türkiye'de olmaktan çok çok mutluyum. Kendimi vatanımda ve vatandaşlarımın arasında hissediyorum ve sanatsever Türk insanının benim müziğim ve sazıma ilgi duyduğunu görmekten gurur duyuyorum. Birinci sorunuza gelecek olursak. Ne oldu da İran ı terk ettim? Aslında ben İran'daki sosyal karışıklıklardan 1 yıl önce ülkeden ayrıldım. Neyse ki hayatımda en büyük ilgilerimden biri tarih olmuştur. Özellikle vatanımın tarihi. Dini ve mezhebi konuların hükümetlere müdahil olmasının nahoş getirileri olacağını öngörmüştüm. Bunun sonucunda bir sanatçı olarak böyle bir ortam benim için artık cazip değildi. Hatırlatmak isterim ki bu zorunlu seyahate mahkûm olan sadece ben değildim, birçok sanatçı ve müzisyen istemeyerek de olsa bu kadere boyun eğdiler.


- Albümleriniz "An Roozha" (O Günler) adını taşıyor. Özlediğiniz "O günler"i anlatır mısınız, nasıldı?

Bütün O Günler albümlerinde icra edilen eserler İran'ın geçmişinin güzel ve tatlı bir yansımasıdır. Ki maalesef son 30 yılda o güzel hatıralara benzer hiçbir şey duymadık… Yani o günler 1978 yılı ve İran İslam Cumhuriyeti'nin öncesine ithafen yapılmış albümlerdir.


- Sizin için 'kemanı ağlatan adam" diyorlar. Müziğiniz derin bir yolculuğa çıkartıyor insanı. Ülkenizden uzak oluşunuzla bunun bir bağlantısı olduğunu düşünmemiz yanlış olmayacaktır sanırım?

Mutluyum ki müziğim siz ve sevenlerim için böyle güzel, derin aşk yüklü ve insani hisler uyandırıyor; bundan daha iyisi olamaz. Her halukârda hepimiz biliyoruz ki vatan kavramı hayatta karşılaştığımız manevi değeri en çok yüksek kavramdır. Her gün her saat her an geçerli olan bir kelime... Vatan kavramı benim için nefes gibidir.


- Kemanıyla dinleyenleri hüzünlendiren Farid Farjad'ı en çok ne mutlu eder? Elinizde olsa değiştirmek isteyeceğiniz ya da pişman olduğunuz bir şeyler var mı?

Ben bir insanım ve bu kelime çok büyük… İyi bir insan olmak için insan ve insaniyete saygı duymalıyım. Benim arzum insanların eşit hukuk ve adil bir toplumda birlikte yaşayabilecekleri günün gelmesidir. Sosyal adaletin gerçekleşmesi en büyük dileklerimden. İlim cehalet yerine, hak adaletsizlik yerine, gerçekler kuruntuların yerine geçsin… Bunlar benim için mutluluk verici hayallerdir. Çok büyük beklentiler değil aslında, sadece biraz fedakârlık ister.


- Türkiye'de çok seviliyorsunuz. Türkiye'ye ilk geldiğinizde "Buradan İran'ı soluyorum, Türkiye ülkem kokuyor" demiştiniz. Ne ifade ediyor Türkiye ve Atatürk sizin için? Yine Atatürk'e olan hayranlığınızı "Benim ülkeme de sizin 'babanız gibi bir baba' gelir elbet" diyerek dile getirmiştiniz...

Evet, gerçek şu ki ülkeniz vatanımın kokusunu bana hissettiriyor; Türkiye'nin gökyüzü vatanımın gökyüzü… Ve başka bir gerçek şu ki Türkiye her zaman İranlı özgürlük yanlısı insanlara misafirperverlik göstermiş ve meşrutiyet devrimi sürecinde diktatörlüğe karşıt insanlar için emin bir ev olmuştur. İran ulusu bu yardımları, destekleri ve Türk milletinin mertliğini unutmayacaktır. Uluslar her zaman anavatan kelimesini kullanırlar ve şu ki ana kendi eteğinde evlatlarını yetiştirir. Öyle ki gelecek için örnek olsunlar. Yaptıkları ve isimleri zihinlerde ve tarihte yer edinsin diye. Bu evlatlardan biri şüphesiz Mustafa Kemal'dir. Ki hakkıyla ona “Atatürk” adı verildi. Bir milletin bir evladına verebileceği en onurlu addır bu… Hepimiz biliyoruz ki bu milli kahraman nasıl bir derin görüş ve iradeyle demokrasinin gelişimi ve kendi milletinin yaratıcılığının önünü açmış, benzersiz bir cesaretle anayasa ve kuralları özgür ve demokratik bir ülke yaratarak medeniyet yolunda örnek olmuştur. Ruhu şad olsun… Ebedi huzur dolsun…


- Türkiye'de en çok sevilen ezgileriniz olarak "Taghtam Deh" ve "Robabeh Jan" öne çıkıyor... Bunu neye bağlıyorsunuz? Albümlerinizdeki eserler arasında sizin için ayrı bir öneme sahip olanlar var mı?

Anroozha albümlerinde icra edilen tüm eserler benim için çok değerlidirler, bazılarını daha çok severim çünkü ruhum ve aklıma daha yakındırlar. Ama İran müziğindeki esas konu hüzünler ayrılıklar ve aşklardır. Özgürlüğün olmayışı ve İran halkının yüzyıllardır diktatör hükümetler yüzünden acıya maruz kalmıştır. Özgürlüğe ulaşmak için savaşırlar, bağırırlar, ağlarlar… Özgürlüğe ulaşmak için savaşırlar… Dilerim ki İran ulusu bir gün bu hayaline ulaşır.


- Müzikte "sentez" konusunda ne düşündüğünüzü merak ediyorum. Coğrafyamız ortak bir kültürel birikime sahip olsa bile, bu ezgileri viyola gibi "modern" bir çalgıyla oldukça başarılı yorumlamanız bu merakımızda önemli bir etken oldu.


Her şeyden önce bilmeliyiz ki çalgı hislerin açıklanması için bir alettir. Anlatmak istediğiniz his ne olursa olsun. Gerçi keman Avrupalı ve çok derin bir çalgıdır. Hangi dille konuştuğunuzun önemi yoktur. Ne konuşmak istediğinizin önemi vardır. Türk musikisini çok seviyorum çünkü Türk ve İran musikisinin pınarının aynı olduğuna inanıyorum. Ümit ediyorum ki yakın gelecekte Türk müziğinin ezgilerini ve özellikle folklorik Türk musikisini daha çok kullanabilirim ama Anroozha albümlerine zamanım yettiği kadar devam edeceğim. Bunun yanında başka çalışmalarım da olmuştur. Yakında dinleyenlerin karşısına çıkacaktır.


- Geçen yıl konserinizde bir sürpriz yaparak Âşık Mahzuni Şerif'in "Dom dom kurşunu" ezgisini de yorumladınız. Türk ezgileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Nisan ayındaki konserlerinizde neler olacak?


Geçen yıl Türkiye ye bir tesadüf sonucu geldim, hayatımda unutamayacağım güzelliklerle karşılaştım. Her şeyden önce Peyman Jafari, M.Emre Esastürk, Safa Can ve Işık Yılmaz Okçu arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Her şey çok ani gelişti. Âşık Mahzuni Şerif'in eserinin yorumlanması da ilk konser öncesi piyanist arkadaşım Abdi Yamini'nin önerisiyle gerçekleşti. Bu yılki konser içeriği hakkında bilgi vermem doğru olmaz ancak şunu belirtmeliyim ki tekrar Türkiye'de özellikle İstanbul'da konser vereceğim için çok mutlu ve heyecanlıyım.


- Son olarak; Farid Farjad kimleri dinler? Müzikal yaşamında nelerden, kimlerden etkilenmiştir?

Benim düşünceme göre tanrının gerçek peygamberleri sanatçılardır. Kendi hisleriyle hayatın gizli güzelliklerini bize armağan ederler. Sıradan insanların fark edemeyeceği güzellikler vardır; ancak sanatçılar bunu sadakat ve aşk ile diğer insanlara armağan ederler. Biz her zaman sanatçıların değerini bilmeliyiz. Mozart, Beethoven, Chopin ve Da Vinci'ye hayranlık duyarım. Bu insanlar efsaneler yaratıp insanlığa armağan etmişlerdir. O zaman gelin hep birlikte bu insanların sesini ve sanatını hissedelim. Belki o zaman hayatın ne kadar güzel olduğunu ve insanın ne kadar değerli bir varlık olduğunu anlarız. Türkiye'deki tüm iyiliksever, değerli insanlara saygılarımı sunarım.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler