CHP'li Tezcan'dan Adalet Yürüyüşü'ne IŞİD saldırısı açıklaması

"Bölgede bir IŞİD operasyonu olduğu bilgisini aldık emniyet güçlerinden de. Ancak bunun rutin bir çalışma sonucu olduğunu öğrendik. Bu yürüyüşe dönük özel bir saldırı ya da planlamaya dayalı bir operasyon değilmiş, emniyetin yaptığı açıklama."

CHP'li Tezcan'dan Adalet Yürüyüşü'ne IŞİD saldırısı açıklaması
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.07.2017 - 15:21

<video:774660>

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Merkez Yürütme Kurulu toplantısı sonunda açıklamalarda bulundu. Tezcan, terör örgütü IŞİD'in saldıracağı yönünde bilgi gelip gelmediği yönündeki soruya, "Bölgede bir IŞİD operasyonu olduğu bilgisini aldık emniyet güçlerinden de. Ancak bunun rutin bir çalışma sonucu olduğunu öğrendik. Bu yürüyüşe dönük özel bir saldırı ya da planlamaya dayalı bir operasyon değilmiş, emniyetin yaptığı açıklama. Emniyetin rutin bölgedeki terör örgütlerine yönelik çalışmasının bir parçası. Doğal olarak yürüyüş güzergahı buradan geçince emniyetin dikkati ve çabaları da belli noktalara daha fazla yoğunlaşıyor. Bu yararlı da bir şey. Bu çerçevede özel bir şey, yürüyüşe dönük saldırı planı değil, ama genel operasyonlar çerçevesinde yapılmış önlemler olduğu bilgisini aldık" dedi.

'Adalet Yürüyüşü'ne IŞİD saldırısı önlendi' iddiası

Önlemlerin arttırılmasından rahatsız olmadıklarını ifade eden Tezcan, polis ve jandarmaya teşekkür ederek şöyle konuştu:

"Önlemlerin artırılmasından biz rahatsız değiliz. Bunlar bizim ayrıca talebimizdir. Bu provokasyon girişimlerine karşı güvenli bir şekilde yürüyüşü tamamlayıp mitingi gerçekleştirmek istiyoruz. Buradaki mesele şu; Her geçen gün sayımız artıyor. Her geçen gün kortej uzunluğu artıyor, ilgi artıyor. İstanbul'a yaklaşınca bu daha da büyüyecek. Bu çerçevede kortej düzeni içerisinde korteje aranarak kişilerin katılması önlemi bizce de önemlidir. Anons araçlarından da bu konuyu uyarıyoruz. Kortej içerisine araçların alınmaması, özel araçların bizim makam araçlarımız dahil olmak üzere alınmaması doğru bir önlemdir. Bunların hepsi bizim mutabakatımızla alınmış önlemdir. Daha önce de yol güzergahını yürüyüşe kapatılmasını talep etmiştik. Araç girişlerini trafiğe kapatılması, tek şerit halinde diğer yoldan gidiş geliş şeklinde verilmesini talep etmiştik. Bu çerçevedeki alınan önlemler son güne yaklaştıkça provokasyon söylemleri de arttıkça doğru ve alınması gereken önlemlerdir."

DEVLETİ YÖNETENLER KONUŞMALARINA DİKKAT ETMELİ

Bülent Tezcan, devleti yönetenlerin yürüyüşle ilgili sözlerine dikkat etmesi gerektiğini belirterek, "Bir şeye dikkat çekmek istiyorum. Devleti yönetenler hükümetin başındaki yetki sahipleri sözlerine dikkat etmek zorundalar. Başbakan, başbakan yardımcısı gibi o durumda o pozisyondaki kişilerin bu yürüyüşü terörle ilişkilendirmesi ve ilişkilendirmeye çalışmaları, bunu bir siyaset malzemesi olarak kullanmaya kalkmaları tamamen masum ve mazlum bir eylem biçimi özü hedefleri ve niteliği ve provokasyon yapmak isteyenleri tahrik eden cesaretlendiren söylemdir. Onun için dün sayın Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin sözleri olmak üzere o yakışmayan sözleri kullanmamaları ve daha dikkatli konuşmalarını tavsiye etme ihtiyacı duyuyorum" diye konuştu.

'780 SAVCI SÜRGÜN EDİLDİ'

Tezcan, HSK kararnamesine değinerek "Dün HSYK Kararnamesi yayınlandı. 780 hakim, savcı sürgün edildi, yerleri değiştirildi" dedi.

Hükümetin FETÖ'cü hakim ve savcılara yönelik işlem yapktığını söyleme şansı kalmadığını anlatan Bülent Tezcan, şunları söyledi:

"Çünkü 3 bin 500 hakim ve savcıyı FETÖ'cü oldukları gerekçesi ile zaten ihraç ettiler o süreç içerisinde. FETÖ'cü olan yargı mensuplarına yönelik işlemlere itirazımız dün de olmadı bugün de olmaz yarın da olmayacak. Ancak, bu HSYK kararının iktidara koşulsuz biat etmeyen savcıları, hakimleri sürgün kararnamesi olduğunu çok iyi biliyoruz. Yargıyı tamamen iktidarın kontrolü altına sokma çabasının bir başka eşiğinde daha bulunuyoruz. Bu hakim savcılar içerisinde FETÖ ana dava iddianamesini hazırlayan Necip Cem İşçimen var. Oysa çok ciddi bir hazırlık yapmıştı. Bunlar FETÖ ile mücadele eden savcılar. Bu kararnamede kontrollü darbenin kara kutusu, Adil Öksüz'ü tutuklama istemi ile sevk eden savcı sürgün edildi. Hani FETÖ ile mücadele? İktidara kul olmuş biat etmiş yargıçlık, savcılıktan uzak duran iktidarın emrinde hareket edenlerin ödüllendirildiği ama bağımsız yargıç, hakim olarak görev yapmak isteyenlerin ise cezalandırıldığı bir süreç."

"DEMOKRASİYİ SOKAKTA ARAMAYA BAŞLAMIŞLAR"

Bülent Tezcan iktidarın demokrasi nöbetlerine başlamasın çok ilginç olduğunu belirterek, "Adalet adliye sarayında aranır sokaklarda aranmaz diyenler, demokrasiyi meydanlarda nöbet tutarak arama noktasına gelmişler. Bizim adaleti sokakta aramamızı kabul edemeyen, hazmedemeyenler demokrasiyi sokakta aramaya başlamışlar. Bu önemli ve ibret verici bir gelişmedir" dedi.
Demokrasi nöbeti çağrısını yapanlara da seslenen Tezcan, "Acaba Türkiye'de demokrasiyi kimin kaybettirdiğinin farkındalar mı? Türkiye'de iktidarda kim var? Türkiye'de demokrasiyi kaybettiren ana muhalefet partisi mi?" diye sordu. İktidarı eleştiren Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hem ülkeyi yöneteceksiniz, hem devletin bütün makamları elinizde olacak, hem de sokaklarda demokrasi arayacaksınız. Buna söyleyecek söz bulamıyoruz. Olsa olsa adalet yürüyüşünün rüzgarı bunların ayarlarını bozdu, iktidar bir nöbete girdi. Hani krize girerler ya gerçekten demokrasi arıyorlarsa biz her yerde destek vermeye hazırız. Biliyoruz ki onların niyeti demokrasiyi aramak değil, yok ettikleri demokrasi üzerinden bir tek adam rejimi kurmaktır. Oradan demokrasi çıkmaz." 

"TEK ADAM REJİMİNİN YAPI TAŞLARI"

TBMM'de yeni iç tüzük çalışmaları ile tek adam rejiminin yapı taşlarının hayata geçirilmeye çalışıldığı görüşünü savunan Bülent Tezcan, şunları söyledi:
"Aynı 16 Nisan'da yaratmaya çalıştıkları tek adam rejiminin yapı taşlarını yeni iç tüzük çalışması ile de hayata geçirmeye çalışıyorlar. MYK'da bunu da değerlendirdik. Önümüzdeki haftaya iç tüzük maddeleri daha belli değil ama basına sızdırıldığı kadarıyla niyetlerinin ne olduğu konusunda bir fikir sahibiyiz. Biz TBMM'nin yetkilerini ortadan kaldıracak, yok edecek bir iç tüzük çalışmasına destek vermez, karşı çıkarız. Milletvekili etkisiz hale getirecek bir çalışmaya karşı çıkarız. Görünen o ki niyet, bütün milletvekillerini parlamentoyu etkisiz hale getirme girişiminin bir aracı olarak gündeme geliyor. Milletvekilin hakkı milleti en etkili şekilde temsil edebilme hakkı ve görevidir. Bunu ortadan kaldıracak iç tüzük girişimlerine sonuna kadar direnecek, mücadele edeceğiz. Önce bir paketin verilmesini gerçeklik alanına çıkmasını bekliyoruz. Parlamentoyu fiilen ortadan kaldırmaya, işlevsiz bırakamaya dönük tek adam rejimi girişimlerinin bir parçası olarak görülüyor iç tüzük çalışması. Salı günü taslak önümüze geldiğinde daha ayrıntılı konuşabileceğiz."

"PROVOKASYON SÖYLENTİLERİ GELİYOR"

Bülent Tezcan, 9 Temmuz'un büyük bir adalet buluşması olacağını belirtirken, "Adalet sözcüsü, kılıcı, temsilcisi Kılıçdaroğlu. Bu sözleri ben söylemiyorum. 21 gün boyunca vatandaşların taktıkları isimler bunlar. Demek ki toplumun çok büyük bir adalet yarası var kanayan. Kılıçdaroğlu bu yaraya merhem olmak için yola çıktı. O yola çıkış bir telaş başlattı. 9 Temmuz Pazar günkü buluşma, adalet ortak paydası çerçevesinde 'hayır' buluşmasından daha geniş bir buluşmayı temsil edecek" dedi.

Provokasyon iddialarına ilişkin bir soruyu Tezcan, "Faraziyeler üzerinde konuşmayı uygun bulmuyoruz. Zaman zaman provokasyon söylentileri geliyor. Ama biz bu mitingi yapacağız. Güvenlik içerisinde yapmak için gayret gösteriyoruz. Vatandaşlarımız güvenle gelsin alana" diye konuştu.

AKP'li Mustafa Elitaş'ın OHAL'e ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine Tezcan, "Sayın Elitaş'ın sayın Genel Başkanımız ile Başbakanın yaptığı görüşmede hazır bulunup bulunmadığını bilmiyorum. Ne kadar tanıklık etti, sözler ne kadar doğru bilmiyorum. 15 Temmuz'u fırsata dönüştürüp 20 Temmuz darbesi, OHAL darbesi yaptılar. Sayın Genel Başkanımızın sayın başbakana ne söylediğini çok iyi biliyorum. Söylediği şu: 'Parlamento devre dışı bırakılmamalı. Darbe ile mücadele konusunda desteğe hazırız. Ancak demokrasiyi savunacak bir partiye ihtiyaç var. Bu da en çok CHP'ye, bize düşer. O nedenle OHAL'e evet diyemeyiz' demiştir. Bu sözden Elitaş'ın dedikleri çıkıyor mu, onun anlayışına bırakıyorum. Sözün anlamını da sizlere bırakıyorum" diye konuştu.

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler