Davutoğlu'ndan Yarbay Alkan açıklaması: Acıları anlıyoruz ama...
Davutoğlu, PKK saldırısı sonucu şehit olan Yüzbaşı Ali Alkan'ın ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan'ın cenaze törenindeki isyanı hakkında konuştu.
Kardeşinin cenazesinde, “Çözüm diyenler ne oldu da sonradan ‘savaş’ diyor” diye isyan etmiş, “Saraylarda 30 tane korumayla gezip, zırhlı arabalara binip ‘Şehit olmak istiyorum’ diye bir şey yok. Git o zaman oraya git” diye isyan etmişti.
Davutoğlu, bu sözlerle ilgili şunları söyledi: Zor günlerden geçiyoruz. Bu günlerin acısız olduğunu kimse iddia edemez. Şehit haberi geldiğinde yüreğinde sızı hissetmeyen bir vatandaş olduğunu düşünmüyorum. Ateş düştüğü yeri yakar, aile için de acı doğaldır. Aradığım şehit ailelerinden kimse sitemkar bir ifade kullanmadı. Böyle günler dayanışma günleri. Protestolar varsa da vakar içinde davranma günleri.
Askerimizin subaymızın bilinci şuuru bu. Yarbayımızın silah arkadaşları da al bayrak için çarpışıyor. Bu sözlerin kardeş acısıyla sarf edildiğini düşünüyorum. Ama TSK mensuplarının en acı olaylar karşsında bile vakur şekilde davranacak şekilde yetiştirildiğini düşünüyorum. Vakar ve kararlılık acıları dindirecek en önemli şeydir. Acıları anlıyoruz ama vakarın korunması gerektiğini düşünüyoruz.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçim hükümetinin kurulması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından görevlendirildikten sonra düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Hükümet kurma sürecinde her yolu denediklerini belirten Davutoğlu, "Kapıları kapatmakla ülke yönetilemez. Yürütülen terörle mücadele söz konusuyken küresel ekonomide ciddi dalgalanmalar söz konusuyken hükümet etme sorumluluğundan kaçmanın izah edilir tarafı yoktur. Neredeyse yalvardım. Gelin 45 gün dolmadan birlikte hükümeti kuralım, dedim" ifadelerini kullandı. Davutoğlu, ayrıca Hakkari'de şehit düşen Yüzbaşı Ali Alkan'ın ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan'ın cenaze törenindeki sözleri için ise "Orada bir kardeş acısı ile bu sözlerin sarf edildiğini düşünüyorum. Bu anlamda insani olarak yaklaşmak gerektiğini de düşünüyorum. Acıları anlıyoruz. Zor zamanlarda ve zorlu süreçlerde vakar ve kararlılık acıları dindirecek tek şeydir. Acıları anlıyoruz ama bu vakarın korunması gerektiğini düşünüyorum" dedi.
"HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALDIK"
Dün Artvin'de yaşanan sel felaketine ilişkin konuşan Davutoğlu, "Dün Artvin'de gerçekleşen sel felaketi dolayısıyla hayatlarını kaybeden vatandaşlarımız için Allah'tan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Her türlü tedbiri aldık. Bir an önce etkin şekilde müdahale etmek için ve gerekli maddi kaynaklar itibariyle gerekse lojistik imkanlar itibariyle devletimiz vatandaşlarımızın yanında ve hizmetindedir. Böyle bir felaketin bir daha yaşanmamasını diliyorum" diye konuştu.
"DEMOKRASİ TARİHİMİZDE İLK DEFA TECRÜBE EDİLECEK SÜRECİN BAŞLADIĞI BİR GÜN"
Seçim hükümeti kurulma sürecinin Türkiye'de ilk kez yaşanacağını vurgulayan Davutoğlu, "Bugün demokrasi tarihimizde ilk defa tecrübe edilecek bir sürecin başladığı bir gün. Demokraside bir ilk tecrübe. Bu bir Anayasal sorumluluk ve zorunluluk. Buraya ben AK Parti Genel Başkanı ya da Başbakan olarak isteyerek gelmiş değilim. Sürecin doğası içinde Anayasal bir zorunluluk ve ülkemize karşı hissettiğimiz sorumluluk anlayışıyla bugün süreci başlatıyoruz. Gönül isterdi ki 7 Haziran'dan bu yana bütün siyasi parti liderleri sorumluluk içinde davransınlar ve bugün Türkiye'de yeni bir seçime ihtiyaç olmamış olsundu. 7 Haziran'dan bu yana AK Parti Genel Başkanı olarak da Başbakan olarak da hep Anayasal süreçleri işletmek ve meşruiyet çizgisi içinde kalmak vurgusunda bulundum" ifadelerini kullandı.
"KİMSEYİ SUÇLAYACAK DEĞİLİM"
Hükümet kurma sürecinde yaşananları değerlendiren Davutoğlu, "CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu ile yaptığımız görüşmede bir koalisyon müzakeresi değil; ancak bir koalisyon kurabilecek zeminin olup olmadığını anlamak üzere bir görüşmeler silsilesi başlatmak konusunda mutabık kaldık. Burada bize koalisyon teklif edilmedi kanaati, yanlıştır. Çünkü o görüşmelerde zaten koalisyon zemini olup olmadığı hususu etüt edilecekti. Toplantılarda derin görüş ayrılıkları ortaya çıktığı için uzun süreli bir koalisyonla ilgili ciddi tereddütler hasıl olduğu toplantıda açıkça ele aldığımız hususlardı. Daha sonra Kılıçdaroğlu ile reform ağırlıklı kısa dönemli seçime ülkeyi götürecek bir hükümet modeli üzerine konuştuk. Bu mümkün olmadı. Burada kimseyi suçlayacak değilim. Ama bir koalisyon teklifi görüşmeler sonrasında hangi tür koalisyon olabileceğine dair bir kanaat paylaşımı oldu" şeklinde konuştu.
"YAPTIĞIM ÇAĞRILAR KARŞILIK BULMADI"
Hükümetin kurulması için her yöntemi denediklerini ifade eden Davutoğlu, "İlk görüşmede Sayın Bahçeli hatta 7 Haziran akşamı koalisyona kapıları kapatmıştı. Buraya geldiğimiz süreci unutanlar sanki AK Parti kendi iradesiyle bir seçime zorluyor ülkeyi, diye suçlamalarda bulunuyorlar. Bu doğru değil. Milletimiz neyin nasıl seyrettiğini, kimin neleri söylediğini o kadar kolay unutacak hafızaya sahip değil. Yaptığım çağrılar karşılık bulmadı. Eğer bulmuş olsaydı bugün Anayasal zorunluluk olarak ortaya çıkan bu durum olmayacak ve 4 parti, 3 parti hatta 2 parti anlaşıp birlikte bir seçimin kapısını aralayıp birlikte milletin huzuruna gitme imkanı bulacaklardı. Deniz tükenene kadar her şeyi denedik. Şahsen denemediğim yol ve yöntem kalmadı" açıklamasında bulundu.
"BU GÖREV BİR KOALİSYON HÜKÜMETİ KURMA GÖREVİ DEĞİLDİR"
Başbakan Davutoğlu, "Bugün yeni bir görev almış bulunuyorum. Bu görev bir koalisyon hükümeti kurma görevi değildir. Bu görev AK Parti ile diğer siyasi partiler arasında bir müzakere süreci başlatma görevi de değildir. Bu müzakereler yapıldı. Keşke netice alınmış olsaydı da bugün ben huzurunuza geçici Bakanlar Kurulunu kurmakla görevli birisi olarak değil, bir koalisyon hükümeti kurmuş olarak huzurunuza çıkmış olsaydım. Bu mümkün olmadıysa bunun sorumlusu kesinlikle biz değiliz" dedi.
"114 VE 116'NCI MADDELERİN DIŞINA ÇIKMAMIZ SÖZ KONUSU OLAMAZ"
MHP'li Oktay Vural'ın 'Seçim hükümetini, Güneş Motel taktikleriyle kurmayı düşünecek kadar bunlar izandan kopmuş vaziyette, siyasi çürümüşlük ve çaresizlik içindeler' sözlerini eleştiren Davutoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Beğeniriz, beğenmeyiz; kabul ederiz, etmeyiz ayrı bir şey ama Anayasa'nın 114 ve 116'ncı maddelerinin getirdiği çerçevede hareket etmek hepimizin üzerinde bir borç. Biz bunun üzerine yemin ettik. 114 ve 116'ncı maddelerin dışına çıkmamız söz konusu olamaz. Bu maddeler çerçevesinde atılan adımların meşruiyeti asla tartışılamaz. Özellikle ahlakilik çizgisi çerçevesinde yapılan yorumları hem talihsiz hem Anayasa ile çelişik bulduğumu ifade edeyim. Biz Güneş Motel uygulamalarının peşinde değiliz. Burada bir koalisyon hükümeti de kuruyor değiliz. Eğer Güneş Motel benzetmesi yapılacaksa onu 8-9 Haziran'da eksiğimizi tamamlamak için böyle bir yola tevessül edebilirdik"
"BAKANLAR KURULU'NUN OLUŞUMUYLA İLGİLİ YAKIŞIKSIZ İFADELERDE BULUNULMASI DOĞRU DEĞİL"
Geçici Bakanlar Kurulu'nun oluşumu hakkında muhalefet partilerinin yorumlarını eleştiren Davutoğlu, "Bir koalisyon hükümeti pazarlığı içinde değiliz. Ülke seçime gidecek. Bu iki ay içerisinde ülkenin yönetimsiz kalmaması lazım. Hiçbir şekilde hiçbir partinin içişlerine müdahale etmeyiz. Herhangi bir partinin içinde birtakım huzursuzluk çıkması için küçük ayak oyunlarına, kurnazlıklara da itibar etmeyeceğimizi herkes bilir. Şu anda benim tevdi edilen görevi yürütmem nasıl Anayasal bir görevse görev tevdi edilen milletvekillerinin de bu görevleri yerine getirmesi de Anayasal bir zorunluluktur. Bakanlar Kurulu'nun oluşumuyla ilgili ortaya çıkacak tablo konusunda gayri ahlakidir gibi son derece yakışıksız ifadelerde bulunulması doğru değil. Anayasal çizgi ne diyorsa onu yaparız. Kapıları kapatmakla ülke yönetilemez. Yürütülen terörle mücadele söz konusuyken küresel ekonomide ciddi dalgalanmalar söz konusuyken hükümet etme sorumluluğundan kaçmanın izah edilir tarafı yoktur. Neredeyse yalvardım. Gelin 45 gün dolmadan birlikte hükümeti kuralım, dedim" diye konuştu.
"GENEL BAŞKANLAR GÖRÜŞMEK İSTERLERSE KAPIM AÇIK"
Siyasi parti liderlerine çağrıda bulunan Davutoğlu, "Süreci işletmek bağlamında görevi aldıktan sonra şimdi TBMM Başkanlığından oranlara göre bakanlıkların sayısını bildiren bir yazı tarafıma tevdi edilecek. Bu yazıya göre liderlere ve Meclis'te bulunan milletvekillerine şu anda çağrı yapıyorum. Gelin bu sorumluluğu birlikte omuzlayalım. Kanaatlerinizi dinlemeye hazırım. Her yerde her türlü, bu anlamda görüşme gerçekleştirebiliriz. Ama Anayasa; bir hükümet kurulur, Bakanlar Kurulu oluşturulur ve ülke seçime hükümetsiz kalmadan gider gibi çok amir hükümlerle net bir yol haritası çizmişse hepimizin buna riayet etmesi lazım. Anayasa çok açık bir şekilde partililere telif edilir diyor. Ama genel başkanlar bu konuyu görüşmek isterlerse kapım açık. Hiçbir şekilde görüşmeden, istişareden kaçınmadım. Bir kez daha siyasi liderlere çağırda bulunuyorum. Gelin, suçlamak yerine bu sorumluluk çerçevesinde bir hükümet oluşumu için çaba sarf edelim" ifadelerini kullandı.
"ÇIKMAZ BİR SOKAĞA ÜLKEYE SOKMAK SONRA ÇIKMAZ SOKAĞA KİM SOKTU, DİYE SORMAK DEVLET ADAMLIĞINA YAKIŞMAZ"
Hiçkimseye menfaat teklifinde bulunmadıklarını vurgulayan Davutoğlu, "Terörle mücadele bağlamında kritik bir süreçteyiz. Bu ülkeyi siyasi kriz havası varmış gibi bir atmosfere sokmayalım. Süreci tıkayacak bir tutum içine girmek, bizden hiçbir şekilde Bakanlar Kuruluna katılım olmayacak diye sorumluluktan kaçmak telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açar. Teklif edilen şey herhangi bir menfaat karşılığı yürütülecek bir bakanlık görevi değildir. Ne ben ne arkadaşlarım hiçbir şekilde herhangi bir partinin içişlerine müdahil olmadık, olmayız. Hiçkimseye menfaat teklifinde bulunmadık, bulunmayız. Ahlaksız teklif gibi tabir edilen konularda da hem kendimizi tenzih ederim hem bahsi geçen onurlu TBMM üyelerini tenzih ederim. Meclis üyelerinin hiçbirisi böyle bir teklifin muhatabı değildir. Hiçkimseye gayri ahlaki bir teklifte bulunmadık. Menfaat karşılığı hiçkimseye makam tevdi etmedik, etmeyiz de. Çağrım, gerekirse görüşürüz. Ama kimse yolları tıkamasın, kapıları kapatmasın. Çıkmaz bir sokağa ülkeye sokmak, sonra da bu çıkmaz sokağa kim soktu; diye sormak devlet adamlığına yakışmaz. Bu teklifleri makul bir sürede cevaplandırmaları için milletvekillerine davette bulunacağım. 5 günümüz var" dedi.
"ÇAĞRIMA CEVAP GELİRSE LİDERLERLE GÖRÜŞMEYE HAZIRIM"
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, milletvekillerine nasıl çağrı yapılacağı sorusu için "Liderlere yaptığım çağrı seçime giderken ülkenin gereksiz gerginliklere düşmesine izin vermeden her an görüşebilme çağrısıdır. Biz düşman değiliz. Olsa olsa rakibiz. Bir hasım gibi birbirimize bakmayalım. Üretilecek çözümleri birlikte üretelim. Millet de karar versin. Böyle bir seçim ortamına giderken tekrar bloklaşma çabasına girmek, kapıları kapatan bir tutum içine girmek ülkemizin geleceği bağlamında sorumsuzca bir davranış olur kanaatindeyim. Çağrıma cevap gelirse liderlerle görüşmeye de hazırım. Liderleri aşarak milletvekillerine dönük bir hesap içinde değilim. Ama Anayasa kendisi zaten bunu böyle çiziyor. Ben CHP, MHP vekillerine teklif etmezsem, 7-8 bakanlık boş kalır. Ben oraya bağımsız üye atayamam. Anayasa diyor ki teklif edilecek. Reddetmesi halinde oraya bağımsız üye atanır diyor. Daha Cumhurbaşkanımız kararı almadan önce öyle açıklamalar yapıldı ki 'Biz kimseyi vermeyiz, telefonları kapatırız, kapıları kapatırız, kim bunu kabul ederse ahlaksız bir teklife evet demiş olur'. Bu milletvekillerine de hakaret. Telefonu kapatmak ne demek? Eğer o ifade olmasaydı belki ben dün kendileriyle son bir telefon görüşmesi yapmaya niyetliydim. Acaba ne yapabiliriz, birlikte diye. Telefonları, kapıları kapattınız; e bacaları da kapatın demokrasi odasına nereden gireceğiz biz? Seçime nasıl gideceğiz?" diye yanıt verdi.
"TEK TEK ŞAHISLARA TEKLİF YAPACAĞIM"
Bakanlar Kurulu'nun oluşum sürecinde nasıl bir yöntem izleneceği hakkında bilgiler veren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Devlet tecrübesi de içinde olmak üzere değerlendirme yapmaya çalıştım. İsimler konusuna gelince. Bu isimler bende mahfuzdur. En yakın arkadaşlarım da bilmiyor. AK Parti içindeki görevlendirmeler de bende mahfuz olan bir konu. En sonda AK Parti’yi düşünüyorum. Diğer partileri bilirsem ona göre bir dağılım yapacağız. AK Parti’den hiçbir arkadaşım bu sorumluluktan kaçacak değil. Tek tek şahıslara teklif yapacağım"
"ZİHNİMDE BAŞBAKAN YARDIMCILIKLARI, BAKANLIKLAR ÜZERİNDE BİR RESİM VAR"
Geçici Bakanlar Kurulu oluşumu sürecinin Anayasa Mahkemesi'nde dava konusu olabileceği yönündeki iddialar sorulan Davutoğlu, "Zihnimde başbakan yardımcılıkları, bakanlıklar üzerinde bir resim var. Kimin hangi görevi deruhte edeceğine dair bir resim var; ama şu an paylaşımayı uygun görmüyorum. Muhalefet partilerinden olumlu cevap gelmesi durumunda bakanlık dağımları itibariyle olması gereken şekliyle bildireceğiz. Kanaatlerine güvendiğim bütün Anayasa hukukçularını davet ettim. Ben aksi olursa AYM'nin iptaline gideceği kanattindeyim. Ben eğer vekillere teklif yapmazsam Anayasa'ya aykırı davranmış olurum. Burada bir Anayasal ihlal olduğu kanaatinde değilim. Biz kendimizden eminiz" yanıtını verdi.
"BAĞIMSIZ, TARAFSIZ ÖLÇÜLERE UYAN BÜROKRAT VE AKADEMİSYENLER OLABİLİR"
Geçici Bakanlar Kurulu'nun profilinin nasıl olacağı sorulan Davutoğlu, "Bunlar tek tek görevlendirmeler olduğu için parti dengesinden çok kişilerin o görevi yapabilmeleri açısından değerlendirmenin doğru olduğu kanaatindeyim. Hangi bakanlığın hangi parti tarafından yürütülmesi gerektiği konusu kişi bazında değerlendirilecek, parti bazında değil. Orada da devlet tecrübesi ya da sivil toplum tecrübesi önemli hususlar. 2 ay zaten tecrübesi olan kişilerin etkin yönetim sergileyebileceği bir dönemdir. Kabul edilmemesi halinde bu görevi yapabilecek, ideolojilere, siyasi yaklaşımlara gitmeden; bağımsız, tarafsız ölçülere uyan bürokrat ve akademisyen birisi olabilir" ifadelerini kullandı.
"ACILARI ANLIYORUZ AMA BU VAKARIN KORUNMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
Hakkari'de şehit düşen Yüzbaşı Ali Alkan'ın ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan'ın cenaze törenindeki sözleri sorulan Davutoğlu, şöyle yanıt verdi: "Zor günlerden geçiyoruz. Her eve düşen acı hepimizin yüreğine düşüyor. Hepimizi yakıyor ama ateş düştüğü yeri daha fazla yakar. Böyle günler dayanışma günleri. Böyle günler ola ki art niyetli provokasyonlar varsa bu olayı kast etmiyorum. Orada bir kardeş acısı ile bu sözlerin sarf edildiğini düşünüyorum. Bu anlamda insani olarak yaklaşmak gerektiğini de düşünüyorum. Acıları anlıyoruz. Zor zamanlarda ve zorlu süreçlerde vakar ve kararlılık acıları dindirecek tek şeydir. Acıları anlıyoruz ama bu vakarın korunması gerektiğini düşünüyorum"
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!