Demirtaş, Sultanahmet'teki saldırıyı değerlendirdi: Sanki Norveç parlamentosu

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş konuşmasına Sultanahmet'teki saldırıda hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara da şifa diliyerek başladı. Demirtaş'ın konuşmasından satır başları: 

Sultanahmet'teki vahşi katliamda yaşamını yitirenlere rahmet, ailelerine sabır diliyoruz. Yaralılara acil şifa diliyoruz.

Sultanahmet'teki katliamı kınıyoruz. Karanlıkta kalmaması için, sorumluların ortaya çıkması için peşini bırakmayacağız.

Ülkeyi kasıp kavuran bu gündemde Meclis gündemine bakıyorum, sanki Norveç parlamentosu. Meclis'in gündemi bambaşka.

Meclis bir vergi dairesi kadar inisiyatifli değil. Aciz, çaresiz. Neden? Çünkü çoğunluğu oluşturan grup halka değil Saray'a tabi.

Durum, fıkradaki gibi: "Bu daha lelesi, bunun bir de lolosu var." Başkanlık da bunun lolosu.

Karar verilmiş... Başkanlık adı altında dikta rejimi gelecek. Bu mezhepçi diktatöryal rejim, gelene kadar da herkes ezilecek.

O programdan sonra olanlara bakın. Teslim olmanın sınırı yok. Özür diletiyor, yetmiyor. Biatın sınırı yok. Köleliğin sınırı yok. O programda telefonla bağlanarak bir insani çağrı yapıyor. Öldürenin kim olduğunu söylemiyor, bakıyorsunuz AKP ayağa kalkıyor.

Barış konuşması yapıldığı için programcıya özür diletiliyor. Gün gelecek bu özürden dolayı da özür dileyecek bunlar, Ahmet Kaya'da olduğu gibi.

"Çocuklar ölmesin" diyor. Bu kadar yaygara kopartıyorlarsa bilin ki suçlunun yüzüne fener tutulduğu içindir. Panik bundan.

"Öyle bir cezalandırmalı ki, barış diyen görsün başına ne geleceğini" diyorlar. Aklından barış geçirene korku mesajı veriyorlar.

Önce biat edin, sonra "oluk oluk kan akacak" deseniz olur. Çünkü artık Tayyip Erdoğan hukukuna tabisinizdir.

Cemevine cümbüş evi diyorsun. AKP dini dışında hiçbir dine izin vermeyen sizsiniz. İslam'ın en büyük düşmanı sizsiniz.

Hırsızlık, cenazeye işkence sizin dininizde var, bizim dinimizde yok. Peygamber efendimize mi bakacağız, sizin efendinize mi?

1 Kasım'dan beri kan, göz yaşı, ölüm. Hangi alanda istikrar var?

Toprağa ekilen nefret tohumları ne olacak peki? Umurunda değil. Başkanlığı düşünüyor. Cizre, Silopi yakılmış, enkaz olmuş

Meclis Başkanı mektup göndermiş; demokratik sivil, özgürlükçü Anayasa diye. Dertleri bu olsa yapalım da hangi yeni Anayasa?

DBP bünyesindeki belediyelerimize yöneldiler. Önce müfettişler gönderdiler, yolsuzluk bulamadılar. Geri döndüler: "Bulamadık."

"Nasıl bulamadınız?" "Hırsızlık yapmıyorlar efendim." Çünkü hırsızlık yapmadan yönetilemeyeceğini düşünüyorlar. Öyle alışmışlar.