Dinleme deşifre edildi
Deniz Feneri'nde savcıları soruşturan müfettişler devam eden soruşturmada skandala imza attı.
Eski Deniz Feneri savcıları hakkındaki iddianameyi kabul eden Yargıtay’ın dava dosyasından skandal bir belge ortaya çıktı. Üç savcıyla ilgili sürecin başlamasına neden olan incelemeyi yapan iki HSYK başmüfettişi, raporlarına, “halen 12 kişi hakkında teknik takip işlemlerinin devam ettiği” ifadesini yazarak Deniz Feneri soruşturmasındaki dinlemelerin sürdüğünü deşifre etti. 18 Ağustos tarihli rapordaki bu bilgi, HSYK, Sincan Savcılığı ve ağır ceza mahkemesi ve Yargıtay ile paylaşılmış oldu. İddianamenin kabul edilmesi ile de dosyadaki belgelere ulaşacak olan Zahid Akman ve Zekeriya Karaman, telefonlarının dinlendiğinden resmen haberdar olacak. Oysa Deniz Feneri soruşturması halen sürüyor.
Eski Deniz Feneri savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz hakkındaki iddianameyi kabul eden Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nde bulunan dava dosyasından çıkan HSYK’ye ait bir belge “Deniz Feneri soruşturmasında gizlilik ihlal mi edildi?” sorusuna neden oldu. Tartışma yaratacak süreç şöyle gelişti. O dönem tutuklu olan Akman ve Karaman’ın 27 Temmuz’da yaptığı şikâyet üzerine HSYK, üç savcı hakkında 1 Ağustos günü evrakta tahrifat iddasıyla inceleme başlattı. HSYK tarafından görevlendirilen HSYK başmüfettişleri Vedat Ali Tektaş ve Arif Kavasoğlu, Ankara Adliyesi’ne gelerek soruşturma dosyasına bir süreliğine el koydu. Soruşturma dosyasını inceleyen ve evrakta tahrifat iddiasını araştıran iki HSYK başmüfettişi, 18 Ağustos 2011’de ön inceleme raporu hazırladı. Deniz Feneri soruşturmasında şu ana kadar yapılan işlemlerin anlatıldığı raporda, şöyle denildi:
“CMK’nin 135. maddesi kapsamında tutuklu şüpheliler ile birlikte diğer şüphelilerin telefon sinyal bilgi ve konuşma kayıtlarını 12.06.2009 tarihinde itibaren teknik takibe alındığı halen de 12 kişi hakkında teknik takip işlemlerinin devam edildiği görülmüş iş bu inceleme tutanağı imza altına alınmıştır.”
Gizli bilgi ortaya çıktı
HSYK başmüfettişlerinin 18 Ağustos 2011 tarihli bu raporu ile de Deniz Feneri soruşturmasında çok gizli bir bilgi ortaya çıkmış oldu. Herkes, gözaltıların olduğu Temmuz 2011’de telefon dinlemesinin bittiğini sanıyordu. Oysa, HSYK raporundaki bilgiye göre 18 Ağustos’ta da dinleme sürüyordu. Dinlemenin halen sürüp sürmediği ise bilinmiyor.
Benzer skandal Deniz Feneri soruşturmasında yaşanmıştı. Soruşturma kapsamında 16 Ekim 2009’da Kanal 7 ve diğer şirketlerde arama yapılacağı haberini zanlıların önceden öğrendiği ortaya çıkmıştı. Konuya ilişkin başlatılan soruşturmada, Kırıkkale Belediye Başkanı Veli Korkmaz ve dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın koruma müdürü Ali Karabağ şüpheli sıfatıyla ifade vermişti.
Savcılar resmen ‘sanık’
Üç savcı, 4 Mayıs Cuma günü hâkim karşısına çıkacak. Nadi Türkaslan, mahkeme kararının üzerini kapatarak “resmi evrakta sahtecilik ve görevi kötüye kullanma” iddiasıyla 11 yıla kadar, diğer savcılar ise “görevi kötüye kullanmak” suçlamasıyla 2 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak. Böylece, Deniz Feneri sanıkları hakkında henüz herhangi bir iddianame hazırlanmamışken şüphelileri soruşturan savcılar “sanık” olarak yargıç karşısına çıkacak. İddianamenin kabul edilmesini değerlendiren savcı Abdulvahap Yaren, “Tek şey söyleyebilirim: Umarım hukuk ve vicdan galip gelir. Vicdanı esir olanlar sağlıklı adalet dağıtamaz” dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması